Halk sağlığıyla ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan Dr. Bülent Şık, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun 2011-2016 yılları arasında “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi"nde yer alan Dr. Şık, buradaki bulguları Cumhuriyet gazetesinde ‘Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi’ başlıklı yazı dizisinde kullandığı için “göreve ilişkin bilgileri açıklama” suçundan mahkum olurken yasak bilgilerin temini suçlamasından beraat etti.
Dr. Şık: “Toksik ve kanserojen bazlı çevre kirliliği hakkında Sağlık Bakanlığı hala sessiz”
Bülent Şık son savunmasında “Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü saha çalışmaları biteli dört yıl, kendisi Cumhuriyet gazetesinde çalışmadan elde edilen kısmi bulguları kamuoyuna duyuralı bir buçuk yıl olduğunu" söyledi.
Dr. Şık, “Bütün bu zaman zarfında bazı siyasal parti temsilcileri, Tabipler Odası, TMMOB bünyesindeki çeşitli meslek örgütleri, sendikalar, insan hakları örgütleri, sağlık, doğa, çevre, gıda ve ekoloji alanlarında faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşu bakanlıktan araştırmadan elde edilen sonuçların açıklanması ve tespit edilen sorunların çözümü için ne gibi önlemler alındığı hakkında bilgi verilmesi talebinde bulundular. Bir kamu kurumu olan bakanlık böylesine geniş bir kamu kesimince dile getirilen bir talebi nasıl sessizlikle karşılar anlamak güç. Sessiz kalması Sağlık Bakanlığı’nın işlediği suçu büyütüyor. Toksik ve kanserojen kimyasallardan kaynaklanan çevre kirliliği başta çocuklar olmak üzere, insan ve doğal hayatın sağlığına yönelik olarak ciddi bir risk oluşturur ve bu riski bertaraf etmek için ilgili kamu kurumlarının gereken tedbir ve güvenlik önlemlerini alma yükümlülüğü vardır. Ben bu suçu işlemedim, o nedenle beraatımı talep ediyorum” dedi.
“Çocuklar yetişkinlere göre on kat risk altında”
Dr Şık, konuşmasında toksik kimyasal maddelerin kirlettiği bölgelerde yaşayan çocukların daha büyük risk altında olduğunun da altını çizdi.
“Katı sıvı veya gaz formlarında doğaya saldığımız çeşitli toksik kimyasal maddeler toprağı, su varlıklarını ve havayı kirletecektir. Bu kirletilmiş bölgelerde yaşamak zorunda olan insanlarda başta kanser hastalığı olmak üzere çeşitli hastalıklara yakalanma riski artacaktır. Bu risk çocuklar söz konusu olduğunda yetişkinlere kıyasla on kat daha fazladır. Yaratılan kimyasal kirlilik doğal bir fenomen olarak görülmemelidir. Kirleten failler bellidir. İnsan ve çevre sağlığını hiçe sayan şirketler ve görevini yapmayan kamu kurumları bu kirliliğin ve insanların uğradığı sağlık zararlarının failleridir. Ergene havzasında, Kocaeli’nde ve ülkemizde çevre kirliliğinin yoğun olarak gözlendiği çeşitli bölgelerde su varlıklarında yol açılan kimyasal kirlilik çok ciddiye alınması gereken bir sorundur. Türkiye’de iklim krizi nedeniyle kişi başına kullanılabilir su miktarında önümüzdeki birkaç on yıl içinde yarı yarıya bir azalma olacaktır. Bu azalma üzerinde düşünürken kimyasal kirlilik nedeniyle kullanılamaz ya da içilemez hale gelen ve böyle giderse daha da fazla gelecek olan su varlıklarını da hesaba katmak gerekiyor.”
Bülent Şık’ın avukatları Can Atalay ve Tora Pekin de müvekkillerin ifade özgürlüğünü kullandığını söyledi.
Savunmaların tamamlanmasının ardından hakim Bülent Şık’a hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediğini sordu. Şık, erteleme istemeyince hakim mahkumiyet kararını açıkladı.
Duruşmayı HDP milletvekilleri Ahmet Şık ve Oya Ersoy, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da izledi.