Ağustos ayı başından itibaren yükselişe geçen döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareket devam ediyor. Haziran ve Temmuz aylarını yatay seyirde geçiren Dolar/TL kuru, 6 Ağustos’ta tarihi zirve olan 7,25’i aşarak neredeyse her hafta yeni bir zirve gördü. 10 Eylül’den bu yana her iş günü yeni rekor kıran dolar kuru 7,75’i aştı. Rekor kıran Dolar’ın ardından Euro da 28 Eylül günü 9 TL seviyesini geçti.
Peki, kurlardaki yükseliş günlük yaşama nasıl yansıyor? VOA Türkçe, halka konu hakkındaki düşüncelerini sordu.
“Bu durumdan endişeliyim”
Tıp fakültesi 6. Sınıf öğrencisi Helin Koyuncu, yurtdışında staj yapmak için Almanya’ya gitmek istediğini ancak Euro’nun yükselmesinin kendisini düşündürdüğünü söyledi.
Koyuncu, “Benim için COVID 19’dan daha önemli bir sorun Euro kuru. Şu an 9 TL’yi geçti. Maalesef TL kazanıp Euro’ya çevirince hiçbir manası kalmıyor burada çalışmamızın... Artık her şey global. Eğitimler yurtdışı ile çok bağlantılı. Tabii üreten de bir ülke olmadığımız için kur bizi çok etkiliyor. Öğrenci olarak üzgünüm ve endişeliyim bu durumdan” diye konuştu.
“Ekonomi olarak daha iyi olacağımızı düşünüyorum”
Döviz artışındaki sorunun sadece Türkiye’deki sorunlara bağlanmaması gerektiğini düşünen Sami Önal, “Şu an biliyorsunuz küresel bir problem var. Dünyada salgın var. Bu salgın gerek ekonomi ve sosyal yaşam gerekse insanların her türlü yaşantı biçimini etkiliyor. Ayrıca ülke olarak boş durmuyoruz. Devletimiz yeni yeni şeyler geliştiriyor. İHA’lar, SİHA’lar üretiyor, fabrikalar açıyor. Ama yeter mi, yetmez. Daha güçlü olmamız adına daha fazlası lazım. Gerek bu salgınla alakalı olsun gerek dünyadaki finansal krizle alakalı olsun, bir süre sonra bunların sona ereceği ve refah seviyemizin biraz daha yükseleceği yönünde umutlarım var” ifadelerini kullandı.
“Geleceğim açısından umudum köreliyor”
Üniversite öğrencisi Deniz Kaya ise yarı zamanlı çalıştığını ve masraflarını karşılamakta zorlandığını kaydetti: “Herkes fiyatlandırmayı enflasyona göre ayarlıyor ama benim aldığım maaş sabit. Öğrenciyim ve part-time olarak çalışıyorum. Aslında amacım sadece kiramı ve kendi kişisel giderlerimi karşılamak. Ama çalışmam bu giderlerimden bir tanesini bile şu anda karşılamıyor. Dolayısıyla beni direkt etkiliyor ve geleceğim açısından da umudumu köreltiyor.”
“Dış güçlerin bize bakışı belli”
Türkiye’yi, coğrafya olarak önemli ve kritik bir yerde olması nedeniyle, yönetmenin kolay olmadığını savunan Bedri Sağlam, “Biz ülke ve coğrafya olarak çok kritik bir yerde yaşıyoruz. Bu memleketi yönetmek çok kolay değil. Onun için de Allah bizi yönetenlere güç versin. Ekonomi inşallah iyi olur. Pandemi sürecini ülkemizin çok iyi yönettiğini düşünüyorum. Dış güçlerin bize bakışını biliyorsunuz” dedi.
“Bütün anlaşmalar Dolar kuru üzerinden yapıldı”
Özel bir üniversitede çalışan Günhan İnceoğlu ise Türkiye’nin ekonomi olarak iyiye gitmediği görüşünde. İnceoğlu, “Bütün yapılan anlaşmalar, köprüler, yollar, ilaç, gıda ve petrole bağlı bir çok şey yine dolar üzerinden yapılıyor. Maliye Bakanı, Dolar’ın 5 TL’ye düşeceğini iddia ediyordu. Böyle bir şey olmadığı görüldü. İnsanlar arasında finansal uçurum korkunç boyutlarda ve ben gidişatı hiç iyi görmüyorum” diye konuştu.
“İnsanlar sosyal ve ekonomik yönden sıkıntılar yaşıyor”
Döviz artışının insanları hem sosyal hem de ekonomik yönden kötü etkilediğini düşündüğünü ifade eden Filiz Koç, “Döviz arttığı zaman insanlar hem sosyal hem de ekonomik yönden psikolojilerini etkileyen sıkıntılar yaşıyor. Eğer dolar yükselmişse gelen gelirin de ona endeksli olması gerekiyor. Eğer, Türkiye genelinden bahsediyorum, bir kişi asgari ücret alıyorsa bu asgari ücretin nereden baksan 1500 TL’sinikiraya veriyorsa geçimi nasıl olacak” diye konuştu.