Hükümetin hazırladığı ve dün gece Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu 35 maddelik yeni yargı paketi, ‘özgürlükler sınırlanıyor mu’ sorusunu beraberinde getirdi. Teklif, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda ciddi değişiklikler öngörüyor.
Kanun teklifinin Adalet Komisyonu’nda görüşüldükten sonra savcı ve hakimlerin özlük haklarında düzenleme öngören değişikle birleştirilerek bugün alt komisyona gönderilmesi bekleniyor. Pakette yer alacak değişikliklere ay sonuna kadar son hali verileceği belirtiliyor.
Aranmalar için makul şüphe yetecek
Paketteki en ciddi değişikliklerinden biri, CMK’nın 116 maddesinde yapılıyor. Bu maddede şüphelinin üstünün ve ona ait mekanların aranmasına ilişkin ‘somut delillere bağlı kuvvetli şüphe’ şartı, ‘makul şüphe’ olarak değiştiriliyor. Buna gerekçe olarak Bingöl’de IŞİD protestoları sırasında il emniyet müdürlüğünün kentte yapmak istediği sulh ceza hakimliğinin ‘kuvvetli şüphe’ bulunmamasını belirterek bu talebi reddetmesi gösteriliyor. Bingöl İl Emniyet müdür yardımcısı ve bir komiser hakimliğin ret kararı verdiği gün öldürülmüştü.
Mal varlığına el koyma hakkı genişletilirken avukatların dosya alma hakkı daraltılıyor
Ayrıca paketteki bir başka değişiklikle kişinin mal varlığa el koyma hakkı da genişletilerek yeniden düzenleniyor. Daha önce silahlı örgüt ve bu örgüte silah sağlama suçlarında mal varlığına el koyulabilirken yeni düzenlemeyle ‘yasama organına karşı suç’, ‘hükümete karşı suç’ da bu kapsama alınıyor.
Yeni düzenleme avukatların mahkemeden dosya alma hakkına sınırlama getiriyor. Soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek bir durumda cumhuriyet savcısının talebi ve hakim kararıyla savunma avukatının dosya içeriği incelemesi ve belgelerden örnek alması engellenebilecek.
Davutoğlu: Güvenlik reformu AB standartlarına uygun
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yapılan düzenlemelerin Avrupa Birliği ve evrensel standartlarında bir güvenlik reformu olduğunu söyledi. Dün İçişleri Bakanı Efkan Ala’yla birlikte gazetecilere açıklamalarda bulunan Davutoğlu, ‘özgürlüklerden fedakarlık etmeyeceğiz ama özgürlükleri istismar eden birilerinin de başka insanların en temel haklarını yok saymasına, yok etmesine de izin vermeyeceğiz. Son dönemde üzerinde çalıştığımız reform, özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alan içerikler barındırıyor. ‘Türkiye otoriterleşiyor’ gibi bir kampanyaya karşı kamuoyumuzu uyarıyorum. Türkiye kesinlikle Avrupa veya dünyanın herhangi bir yerindeki demokratik hukuk kurallarının dışında hiçbir şey getirmeyecek' dedi.
Davutoğlu: Polise sınırsız yetki verilmiyor
Silah ve kaba güç kullanımına kesinlikle tolerans gösterilmeyeceğini belirten polise sınırsız yetki verilmeyeceğini ifade etti. Başbakan, ‘maske kullanılarak gösteri yapılamaz, molotof kokteyli atılamaz. Birisi çıkar da bu yasada '’molotofkokteyli artık suç sayılıyor, bomba sayılıyor'’ derse, evet bomba sayılacak. Eğer o molotof kokteyliyle hasta taşıyan ambulans yakılıyorsa kimse bize özgürlükten bahsetmesin. Eğer birisi '’maske takılması engelleniyor, özgürlük engelleniyor'’ diyorsa evet, maske takılmayacak’ dedi.
Polisin gözaltı ve müdahale hakkıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başbakan, diğer konularda yorum yapmadı.
CHP, paket yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi’ne götürecek
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi ise teklifinin bu haliyle yasalaşması halinde iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını açıkladı. CHP Meclis Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ‘Kobani eylemlerinden sonra meydana gelen şiddet tablosu kimsenin onaylamayacağı bir tablodur. Şiddeti reddediyoruz. Ancak şiddet olaylarını önleme bahanesinin arkasına saklanarak polis devleti kurma isteğini de reddediyoruz. Sayın Erdoğan ‘'tak'’ diye emrediyor, Sayın Davutoğlu 'şak' diye yerine getiriyor. Bunun adı '’tak-şak'’ demokrasisi. Bu teklif şiddet olaylarını önleme bahanesini sığınarak özgürlükleri kısıtlama, muhalifleri baskı altına alma teklifidir’ diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: Yeni paketin 12 Eylül düzenlemelerinden farkı yok
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da CNN Türk’te katıldığı bir programda yeni düzenlemeleri 12 Eylül düzenlemelerine benzetti. Tarafsız Bölge yapımcısı Ahmet Hakan’ın soruları üzerine Kılıçdaroğlu, “Eksra bir güvenlik paketi açmaya gerek yok. Sorun onu yakalayamıyorsun sen. Önemli olan bir yerin yakılması, yıkılması, yağmalanması. Suç mudur? Suçtur. Suçluyu yakalayıp adaletin önüne çıkaracaksınız. Hem yakalamıyorsunuz, hem de '’Ben cezaları ağırlaştıracağım'’ diyorsunuz. Önce bir yakalayın ve yargıya çıkarın. Bakalım orada yeteri kadar ceza alıyor mu almıyor mu? Buna göre gereğini yapın. Devletin eli kolu bağlı. Şimdi gözdağı vermek istiyor” dedi.
Altan Tan: Bari 141-142-163’ü de paket koysalar tam tüy dikerler
Halkların Demokratik Partisi de CHP’yle benzer görüşlere sahip. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen HDP Diyarbakır milletvekili Altan, yeni düzenlemeyi 12 Eylül dönemi yasaları ve 1990’lı yıllardaki terör düzenlemeleriyle bir tuttu. Altan Tan, ‘ Hükümet Meclis’e yeni Terörle Mücadele Yasası sevk etmiştir. Türkiye, demokratikleşecek derken 12 Eylül dönemindeki Çiller dönemindeki yasalara dönüldü. 141, 142 ve 163’ü de bu paketin içine koysalar, tam tüy dikerler. Türkiye’nin bu kaostan çıkmasının tek yolu radikal ve cesur demokratik hamle. Bu ülke yanarsa hepimiz yanacağız’ diye konuştu.