Türkiye'nin güneydoğusunda yaşananlar Alman basınında çok uzun süredir pek önemli bir yer bulmadı. Ancak konu, hafta sonunda Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’in demeçleri ve Sol Parti’nin Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılması teklifi sonrasında gecikmeli olarak gündeme gelmeye başladı. Cem Özdemir Türkiye ile ilgili ağır sözler kullandığı açıklamasında, “Türkiye’nin kendi vatandaşlarına karşı bir tür savaş başlattığını” öne sürerek, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı kentlerde sokağa çıkma yasağı olduğunu söyledi. Özdemir, özel harekat polisleri için de, “Kimi isterlerse tutukluyorlar, kime isterlerse işkence yapıyorlar, kimi isterlerse öldürüyorlar. Burada insan haklarından ve hukuk devletinden bahsetmek mümkün değil,” şeklinde konuştu.
Your browser doesn’t support HTML5
Cem Dalaman'ın Haberi
Sol Parti Türkiye’ye silah yardım ve satışının derhal durdurulmasını talep ederken, Federal milletvekili Sevim Dağdelen ise, parti olarak Dışişleri Bakanlığı’na Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun çağrılması konusunda teklif sunduklarını açıkladı.
Federal hükümet ve koalisyon partilerinin Türkiye sözcüleri tarafından ise yaşanan olaylar ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Yorumcular, Federal hükümetin tepkisizliğini, mülteciler konusunda Türkiye ile varılan uzlaşı ile ilişkilendirirken, diplomatik sessizliği Türkiye’nin mülteci akınını Almanya istikametinde engellemesi karşılığında izlenen politikanın bir sonucu olarak tanımladılar. Almanya’yı sarsan mülteci krizine çözüm arayışında Türkiye ile işbirliğine büyük önem veren Başbakan Angela Merkel, Ankara’ya üç milyar Euro yardım yapılması fikrine öncülük etmişti. Merkel’in inisyatifi ile yapılan AB-Türkiye Zirvesi’nde Türkiye’nin AB’ye katılım sürecininin canlandırılması ve yeni fasılların açılması üzerine anlaşılmış, vizenin kaldırılması ve mültecilerin geri kabul konusunda da hızlandırma olacağı duyurulmuştu.