LONDRA —
Fransa’da geçtiğimiz günlerde aşırı sağcı bir derginin siyah bir bakanı maymuna benzetmesinin ardından ülkenin önde gelen gazetelerinden biri “Fransa ırkçı mı?” sorusunu manşete taşıdı. Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin anketlerde önde göründüğü Fransa’da istatistikler geçen yıl ırkçı saldırılarda yüzde 23 artış olduğunu gösteriyor.
Minute dergisinin ön kapağında geçenlerde Adalet Bakanı Christiane Taubira’nın resminin altında “bir maymun kadar zeki,” başlığı kullanıldı, ayrıca “Taubira muzunu geri kaptı,” denildi.
Paris’te bir mahkeme olayla ilgili soruşturma açtı.
Eğitim Bakan Yardımcısı George Pau-Langevin, bunu Fransız değerlerine bir saldırı olarak değerlendirdi: “Bence hepimiz cumhuriyete sahip çıkıyoruz çünkü bu devlet ayrımcılığı ve ırkçılığı reddetme ve eşitlik temelleri üzerine kuruldu. Bu nedenle bu temel prensiplere karşı gelen her şey cumhuriyete zarar verir.”
Taubira Fransız Guyanası doğumlu ve birçok ırkçı saldırıya hedef oluyor. Ulusal Cephe adaylarından biri bakanı daha önce şempanzeye benzetti.
Fransa’da aşırı sağ hareketleri araştıran Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’nden Rainbow Murray, son zamanlarda Fransa’da kamuoyu tartışmalarının tonunun değiştiğini söylüyor: “Fransa’da temelde ırkçılık her zaman vardı. Etnik azınlıklar zor iş bulurdu. Ancak bu ırkçılık son aylarda daha açık bir dille ifade ediliyor.”
Bazı uzmanlar ülkedeki mevcut ırksal gerilimin geçmişinin 2005’te Paris ve diğer bazı kentlerin yoksul banliyölerinde çıkan ayaklanmalara dayandırıyor.
O dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, ayaklananları “pislik” olarak değerlendirirken çoğunluğu Kuzey ve Batı Afrika’dan gelen bu azınlıklara hitapta sınırı aşmıştı.
Rainbow Murray, Fransa’nın büyük göçmen topluluklarını topluma entegre edemediği eleştirisinde bulunuyor: “Fransa’yı Amerika veya İngiltere’den ayıran bir nokta, çok kültürlülük yanlısı olmamaları. Onlar entegrasyonu tercih ediyor. Bu nedenle farklılıkları yadsıyorlar. Irksal farklılıklarla ilgili politikaları yok. Nüfus sayımlarında ırk hanesi bile yok.”
Fransız eşiyle Paris’te yaşayan Amerikalı yazar Priscilla Lalisse- Jespersen, ülkede artan ırkçılığı Fransa’nın ekonomik sıkıntılarına bağlıyor: “İşsizlik artıyor. Cumhurbaşkanı’nın popülaritesi düşmeye devam ediyor. Şu anda Fransız tarihinin en az sevilen Cumhurbaşkanı. Fransa ayrıca küreselleşmeden korkuyor ve bir ulusal kimlik krizi yaşıyor.”
Cumhurbaşkanı François Hollande, Christiane Taubira’ya yapılan ırkçı saldırıları kınadı. İnsan hakları grupları bu kınamanın oldukça yumuşak olduğunu ve ülkede ırkçılığın açıkça ortaya konmasıyla ilgili tabunun yıkıldığı uyarısında bulunuyor.
Minute dergisinin ön kapağında geçenlerde Adalet Bakanı Christiane Taubira’nın resminin altında “bir maymun kadar zeki,” başlığı kullanıldı, ayrıca “Taubira muzunu geri kaptı,” denildi.
Paris’te bir mahkeme olayla ilgili soruşturma açtı.
Eğitim Bakan Yardımcısı George Pau-Langevin, bunu Fransız değerlerine bir saldırı olarak değerlendirdi: “Bence hepimiz cumhuriyete sahip çıkıyoruz çünkü bu devlet ayrımcılığı ve ırkçılığı reddetme ve eşitlik temelleri üzerine kuruldu. Bu nedenle bu temel prensiplere karşı gelen her şey cumhuriyete zarar verir.”
Taubira Fransız Guyanası doğumlu ve birçok ırkçı saldırıya hedef oluyor. Ulusal Cephe adaylarından biri bakanı daha önce şempanzeye benzetti.
Fransa’da aşırı sağ hareketleri araştıran Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’nden Rainbow Murray, son zamanlarda Fransa’da kamuoyu tartışmalarının tonunun değiştiğini söylüyor: “Fransa’da temelde ırkçılık her zaman vardı. Etnik azınlıklar zor iş bulurdu. Ancak bu ırkçılık son aylarda daha açık bir dille ifade ediliyor.”
Bazı uzmanlar ülkedeki mevcut ırksal gerilimin geçmişinin 2005’te Paris ve diğer bazı kentlerin yoksul banliyölerinde çıkan ayaklanmalara dayandırıyor.
O dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, ayaklananları “pislik” olarak değerlendirirken çoğunluğu Kuzey ve Batı Afrika’dan gelen bu azınlıklara hitapta sınırı aşmıştı.
Rainbow Murray, Fransa’nın büyük göçmen topluluklarını topluma entegre edemediği eleştirisinde bulunuyor: “Fransa’yı Amerika veya İngiltere’den ayıran bir nokta, çok kültürlülük yanlısı olmamaları. Onlar entegrasyonu tercih ediyor. Bu nedenle farklılıkları yadsıyorlar. Irksal farklılıklarla ilgili politikaları yok. Nüfus sayımlarında ırk hanesi bile yok.”
Fransız eşiyle Paris’te yaşayan Amerikalı yazar Priscilla Lalisse- Jespersen, ülkede artan ırkçılığı Fransa’nın ekonomik sıkıntılarına bağlıyor: “İşsizlik artıyor. Cumhurbaşkanı’nın popülaritesi düşmeye devam ediyor. Şu anda Fransız tarihinin en az sevilen Cumhurbaşkanı. Fransa ayrıca küreselleşmeden korkuyor ve bir ulusal kimlik krizi yaşıyor.”
Cumhurbaşkanı François Hollande, Christiane Taubira’ya yapılan ırkçı saldırıları kınadı. İnsan hakları grupları bu kınamanın oldukça yumuşak olduğunu ve ülkede ırkçılığın açıkça ortaya konmasıyla ilgili tabunun yıkıldığı uyarısında bulunuyor.