Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkede görev yapan imamlar üzerindeki yabancı devletlerin etkisini önlemek amacıyla kurulmasını istediği Ulusal İmamlar Konseyi (CNI) Türk Müslüman dernekleriyle hükümet arasında tartışmaya yol açtı.
İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, bu derneklerin tüzüğü imzalamazlarsa ihraç edileceklerini söyledi ve "Fransa İslamı İlkeler Tüzüğünü" imzalamayan Türk derneklerinin "temsil gücünün zayıflayacağını ve bu derneklerle aynı masaya oturmanın artık mümkün olmayacağı" sözleriyle uyardı.
Eleştirilerin hedefindeki Türk dernekleri ise, "İmamlar Konseyi projesini desteklediklerini, Cumhuriyet değerlerini kabul ettiklerini, ancak "tepeden dayatmacı olarak hazırlanan metinde karşı oldukları bazı noktalar bulunduğunu" dile getirerek, metni bu haliyle imzalamayacaklarını açıkladı.
Fransız Ulusal Meclisi, "Siyasal İslam ve ayrılıkçılıkla mücadele" amacıyla getirilen "Cumhuriyet değerlerine saygının güçlendirilmesi" yasa tasarısını görüşmeye başladı. Yasanın, Meclis Genel Kurulu'nda ele alınması dolayısıyla France Inter Radyosu'na konuk olan Darmanin, eleştirilen yasa tasarısının önemli olduğunu, "Hıristiyanlar, Yahudiler, bütün dinler gibi İslam'ın da bir kriz yaşadığını, ve Fransa'da buna açıklık getirmek istediklerini" söyledi.
"Erdoğan hangi hakla bizim ülkemize karışıyor"
Darmanin, yasayla Fransa'daki Müslümanlar’ın dış devletlerin etkisinden kurtarılmasını istediklerini belirterek, özellikle Türk hükümetini eleştirdi: "Fransa'daki Müslümanlar, Fransa'nın işidir. Türkler’in, Pakistanlılar'ın, Cezayirliler'in değil.... Sayın Erdoğan hangi hakla, bizim ülkemize karışıyor? Din üzerinden politika yapıyor. Bizde din ve politika ayrıdır. Erdoğan ya da diğer ülkeler, buradaki diasporayı finanse etmeye devam ederek, diasporalarını kendi ulusal seçimlerinde kullanmak üzere yönetmek için bunları yapıyor. Cumhurbaşkanı cesur bir adım arttı, Fransız laikliğini savundu. Fransa'daki Müslümanlar Fransız'dır."
"İmzalamayanlar gider"
Bir soru üzerine Darmanin, yasayla eş zamanlı izlenen ve Fransa'daki Müslüman derneklerinin çatı örgütü Fransa İslam Konseyi (CFCM) tarafından hazırlanan "Fransa İslamı İlkeler Tüzüğü'ne" Türk derneklerin imza atmaması konusunu da değerlendirdi. İlkeler Tüzüğü'ne büyük önem verdiklerini belirten İçişleri Bakanı, "İlk kez Müslüman örgütlerinin büyük çoğunluğu Müslüman Kardeşleri, Selefiliği ve Tebliğ'i reddediyor. Bu çok önemli. Herkesi bu metne bakmaya davet ediyorum. Herkes görecektir ki, İslam cumhuriyetle tümüyle uyumlu. Çok değerli bir metin hazırlandı" dedi. Darmanin, hükümet olarak bu metne imza atmayan Türk derneklerinin tavrından son derece rahatsız olduklarını söyledi: "Bu tavır, Türkiye'nin kendi İslam'ının Fransız cumhuriyet değerleri ile uyuşmasını istemediği fikrini güçlendiriyor. Halbuki İbrahim Alçı (Türk Müslüman Dernekleri Koordinasyon Komitesi CCMTF Başkanı) gibi çok iyi konuştuğumuz yöneticiler var. Ama cumhuriyet ilkeleri ile uyuştuklarını açıkça söylemezlerse, bu onların temsil gücünü zayıflatır, bu bir gerçek" dedi.
"Ellerimiz titremeyecek" uyarısı
Darmanin, "Bu derneklerin CFCM'den atılması olanaklı mı?" sorusuna da, "Elbette. Temsil güçlerini kaybederler. Kurumsal bir yapı içinde, cumhuriyet yasalarını kabul etmeyen, dini kurallarının, cumhuriyet yasalarının üstünde olduğunu düşünenlerle konuşmaya devam edemeyiz" yanıtını verdi.
Meclis'te görüşülen yasayla, devlete "terör saldırıları dışında da ideolojik ve siyasal İslam alanında faaliyette bulunan dernekleri de kapatma yetkisi" verildiğini hatırlatan Fransız Bakan, "İlkeler Tüzüğü'nü imzalamayan dernekleri daha dikkatli izleyeceğiz. Bu dernekler Cumhuriyet ilkelerine karşı söylemde bulunursa, harekete geçmek için ellerimiz titremeyecek" diye uyardı.
Türk Dernekleri'nden yazılı yanıt
Bakanın açıklamalarının ardından VOA Türkçe'nin sorularını yanıtlayan iki Türk derneği Fransa-Türk Müslüman Dernekleri Koordinasyon Komitesi (CCMTF) ve Fransa İslam Toplumu Milli Görüş (CIMG) Federasyonu, imza atmayan dernekler olarak, İlkeler Tüzüğü'nde eleştirdikleri noktaları tek tek belirleyen bir metni CFCM'e gönderdiklerini açıkladı.
Metni VOA ile de paylaşan Türk dernekleri temsilcileri, metinde ne imamların, ne de derneklerin görüşünün alındığına dikkat çektiler ve tepeden aceleyle hazırlanan bir metni imzalamalarının istendiğini; kendi çekincelerinin ise hiç dikkate alınmadan, “Metin bu ve bunu imzalayacaksınız” denildiğini dile getirdiler.
Temsilciler, İmamlar Konseyi kurulmasını tümüyle desteklediklerini, Cumhuriyet ilkelerine de sonuna kadar saygılı olduklarını vurgulayarak, detaylı bir şekilde tüm Tüzük üzerinde karşı oldukları noktaları belirlediler.
Metinde, öncelikle tüzüğün başlığında yer alan "Fransa İslamı" kelimesine karşı çıkan temsilciler, "İslam bir toplum ya da ideoloji ile sınırlandırılamaz. Tüzüğün İsmi 'Cumhuriyet Değerleri Tüzüğü' idi. Sonradan değiştirildi. Tüzük aceleyle hazırlandı, imamları ve Müslümanları ötekileştiren çok dikkatsiz açıklamalar yapıldı. Bu da tabanımızda, yukarıdan dayatılan bir proje olarak algılanmasına yol açtı" ifadesi kullanıldı.
"Siyasal İslam" değil "aşırıcılar" önerisi
Tüzükte "siyasal İslam" tanımıyla neyin kastedildiğinin anlaşılmadığı, Hıristiyanlar, Yahudiler veya Budistler için aynı tanımın kullanılmadığını, bunların eylemlerinin "mezhepçilik veya ayrılıkçılık", "siyasal Hıristiyanlık", "siyasal Yahudilik" gibi değerlendirilmediğini belirten 3 dernek temsilcisi, "bunun İslam için de yapılmaması gerektiğini" vurguladı. Siyasal İslam kelimesi yerine "Anayasal düzene karşı dini kötüye kullanan aşırıcılar" ifadesinin kullanılmasını önerdiler.
Tüzükte yer alan bazı ifadelerin zaten anayasada olduğu ve tüm Müslümanlar’ın buna saygı duyduğu belirtilen metinde, anayasada çok net ortaya konan ilkelerin tüzükte muğlak ifadelerle yer aldığı ve İslam ile anayasanın birbirleriyle çelişkili gibi gösterilmesinin ciddi rahatsızlık yarattığı vurgulandı.
İtiraz metninde, "İslam'ın inkar edilmesinin (apostasi) suç sayılmaması gerektiği, kadın düşmanlığı, eşcinsel kişilere karşı eylemler" gibi zaten kabul gören ifadelerin diretilmesinden rahatsız olunduğu, bunların Müslümanlara ilgili önyargılardan hareketle hazırlandığı, "Müslüman derneklerin insanların özellikle inanç özgürlüğünün korunmasına katkıda bulunduğu, İslam'ın diğer dinlere hoşgörülü bir din olduğu" ifadelerine yer verildi.