Fransa'da hükümetin emeklilik yaşını yükselten reformuna karşı birleşen sendikalar, bugün ülkede hayatı durdumak için sokağa döküldü.
Hükümetin emeklilik yaşını 62'den 64'e yükseltmesini protesto eden 8 sendikal konfederasyonun tümü, yasanın geri çekilmesi için tüm çalışanları bugün greve giderek sokağa çıkmaya çağırdı.
Sekiz ana sendikal konfederasyonun, (CFDT, CGT, FO, CFE-CGC, CFTC, Unsa, Solidaires, FSU), çağrısı üzerine sokağa dökülen Fransızlar, emeklilik yaşının yanı sıra, prim ödeme sürelerini de uzatan “haksız ve gereksiz” reformun derhal geri çekilmesini istiyor.
Hükümet ise, "emeklilik yaşı uzatılmazsa tüm sistemin büyük açık nedeniyle tehlike altına gireceğini" savunuyor ve yasayı getirmek zorunda olduklarını dile getiriyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Fransa'da Hayat Durdu: "Kara Perşembe"
Milyonlarca çalışanın katıldığı dev bir gövde gösterisine hazırlanan sendikalar, hem kamu hem de özel sektör çalışanlarına "kitlesel seferberlik" çağrısında bulundu.
Ülkede ulaşım, enerji, petrol, eğitim ve sağlık sektörlerinin greve katılmasıyla ulaşım tümüyle felç oldu. Okullarda, hastanelerde, devlet dairelerinde, iş yerlerinde hayat durdu. Diplomatlar, sağlık çalışanları ve hatta tüm polis sendikalarının da grev kararı almasıyla, ülkede kamu hizmetleri de durma noktasına geldi.
Your browser doesn’t support HTML5
Fransa'da Emeklilik Yaşının Yükselmesi Protesto Edildi
Tüm ülkede yüzlerce noktadan hareket eden gösteriler düzenlenirken, Başkent Paris'teki dev gösteri Republique Meydanı'nda başladı. Kortej, Nation ve Bastille meydanlarından geçerek, tepkilerini hükümete duyurmaya çalışacak.
Kortejin geçiş güzergahı üzerinde özellikle bankalar, büyük şirketler ve lüks mağazalar saldırı endişesiyle kepenk kapattı.
Ülke genelinde 800 bin kişi bekleniyor
Paris'teki eyleme 60 ila 80 bin kişinin, ülke genelinde her kentte düzenlenecek yüzlerce eyleme ise 600 ila 800 bin kişinin katılması bekleniyor.
İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, kortej içinde radikal Sarı Yelekliler ile radikal sol mensubu yaklaşık 1000 kadar şiddet potansiyeli taşıyan birey olduğunu belirtti. Bakan Darmanin, Paris'te 3 bin 500, ülke genelinde 10 bin polisin görev yapacağını açıkladı.
Toplu taşım, demiryolu ve Air France grev kararı alarak, ülkede "sıfır ulaşımı" hedefledi. Grev kararı alan rafineri çalışanları istasyonlara akaryakıt servisini keserek, otomobil ulaşımını zayıflattı. Sabah işlerine gitmek isteyen Fransızlar büyük güçlük çekerken, şirketler evden çalışma sistemini uygulamaya koydu.
Çok az sayıda çalışan, sabah trafiğin yoğun olduğu saatlerde tren ve metro yakalama şansı bulurken, çalışanların önemli bir bölümü de otomobilleriyle işyererine gitmek isteyince trafikte uzun kuyruklar oluştu. Bazı çalışanlar da scooter ve bisikletle işlerine gitmeyi tercih etti.
Sendikalar, anketlerde ezici bir çoğunlukla reforma karşı olduğunu dile getiren Fransız halkının ülke çapındaki sokak protestolarına katılmasına güveniyor.
Sol partilerden destek
Sol partiler, Yeşiller, Komünistler, Sosyalistler ve Boyun Eğmeyen Fransa greve destek verirken, merkez sağ parti Cumhuriyetçiler hükümetin yanında yer aldı.
Sendikalar, yasaya destek veren aşırı sağ Ulusal Bütünleşme partisinin ise yürüyüşe katılmasını reddetti.
Ülkeyi sarsan Sarı Yelekliler hareketi boyutunda bir sosyal patlamadan endişe eden hükümet, grevlere rağmen, Cumhuriyetçiler'in (LR) desteğiyle yasayı hızla parlamentodan geçirmeyi planlıyor. Ancak hükümet geri atmazsa sendikalar haftaya da genel greve çıkacaklarını duyurdu.
Macron için sınav günü
Hükümet, ilan edilen grevin ölçeğini küçümsemeye çalışıyor, ancak perde arkasında herkes nefesini tutuyor.
Cumhurbaşkanı Emmmanuel Macron ve İçişleri Bakanı Gerald Darminin'in ülkeyi Başbakan Elisabeth Borne'a emanet ederek, 11 bakanla birlikte "İspanya ile bir dostluk ve işbirliği anlaşması" imzalamak üzere Barselona'ya gitmesi eleştirildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Barselona'da İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile biraraya geldi.
Özellikle 10 bin polisin görev yapacağı ve şiddet olaylarının beklendiği gösteriler sırasında en azından İçişleri Bakanı'nın ülkede olmaması tepki çekti.
Sendikaların "milletvekillerinin seçim bürolarının elektriklerini kesme" gibi önerileri ise, sendika yönetimleri tarafından kabul görmedi.
Elisabeth Borne, protestonun boyutunu yatıştırmak amacıyla bakanlardan halka açık toplantılara katılmalarını istedi.