Dünya futbol federasyonu FIFA’daki yolsuzluk skandalıyla ilgili olarak kurumun 6 büyük şirket sponsorundan 5’i açıklama yaptı. Bu şirketler Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak ülkelerin belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı konusundaki kaygılarını dile getirse de hiçbiri sponsorluklarını iptal etmedi. Büyük parasal ilişkileri ilgilendiren olayda herkesin “bekle ve gör,” siyaseti izlediği görülüyor. Amerika’nın Sesi’nden Ramon Taylor’ın haberi.
Bugünlerde spor dünyasında yaşanan bir skandal çok farklı grupları etkiliyor. Bunların arasında sponsorlar da var. Bu şirketler, tepkileri ya da tepkisizlikleri için ağır bir bedel ödeyebiliyor.
“Bugünlerde sponsorlar ve reklam veren şirketler olaylara hemen tepki vermek durumunda. Eskiden, hatta birkaç yıl öncesine kadar skandala tepki için bir süre bekleyebiliyorlardı. Eskiden pazarın, müşterilerin tepkisini, halkın ne hissettiğini tartacak zamanları oluyordu. Artık herşey değişti.”
FIFA ile ilgili olarak tarafların kaybedecek çok şeyi var. Belki de bu yüzden büyük sponsorlar çekilme kararı almıyor. Lee Igel, spor olaylarına çok para yatırıldığını, planlamanın yıllarca sürdüğünü, bu nedenle sponsorların kolay kolay çekilmeyeceğini söylüyor.
Bu arada 4 pazarlama yöneticisi ve ismi açıklanmayan ancak NIKE olduğu düşünülen bir spor firması da rüşvet verdikleri iddiasıyla soruşturma kapsamına alındı.
Ekonomist Fredy Marin, FIFA’nın kendine göre belli mali kurallar uyguladığını ve şirketlere çok da hareket özgürlüğü bırakmadığını söylüyor.
“Kurallar belliydi. Yapabilecekleri tek şey kabul etmekti. FIFA ‘Reklam vermek istiyorsanız bu hakkı elde etmek için fazladan bazı ödemeler yapmanız gerekir,’ diyor. ‘Başka seçenek var mı,’ diye soruyorsunuz. Onlar ‘hayır,’ deyince yapmak zorunda kalıyorsunuz.”
Etik uzmanı Jeff Thines farklı düşünüyor. Büyük şirketlerin toplu olarak büyük ekonomik ağırlık ve etkiye sahip olduğunu söyleyen uzman, bu şirketlerin bu gücü nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri gerektiğini vurguluyor.
“12 büyük sponsor şirketin toplam yıllık cirosuna bakarsanız 450 milyar dolar gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Eğer ülke olsalar, dünyanın en zengin 25’inci veya 27’inci ülkesi olurlardı.”
Thinnes, spor dünyasında eksik olanın bir “etik anlaşması,” olduğunu düşünüyor. Böyle bir anlaşma, şirketlerin, fırsatları kovalarken daha şeffaf olmalarını sağlayabilir.