Merkezi Washington'da bulunan Rethink Enstitüsü'nün başkanı Fevzi Bilgin, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti ve Gülen hareketi arasında son dönemde yaşanan krizi Amerika'nın Sesi'ne değerlendirdi
WASHINGTON —
Türkiye’de geçen ay başlatılan rüşvet ve yolsuzluk soruşturması, 11 yıldır büyük uyum içinde hareket eden Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetiyle Gülen (Hizmet) Hareketi’nin arasının büyük ölçüde açılmasına yol açtı.
Önümüzdeki dönemde yeni bir ortak paydada birleşip birleşmeyecekleri bilinmese de, son zamanlarda iki tarafın liderleri birbirleri için çok ağır ifadeler kullandı, taraflar karşılıklı atılan bazı adımlarla birbirlerini yıpratma mücadelesine girdi. Anlaşmazlık aslında Gülen destekçilerine büyük zarar vereceği söylenen ‘dershane krizinin’ öncesine dayanıyor.
Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını ve bu soruşturma öncesinde Gülen Hareketi’nin hükümetle bağlarını koparma nedenlerini son makalesinde değerlendiren Rethink Enstitüsü Başkanı Fevzi Bilgin’e göre krizin başlangıcı, iki yıl öncesinde dayanıyor. Hizmet Hareketi’nin medyası ve kurumlarıyla AKP hükümetine kuruluşundan bu yana destek verdiğinin altını çizen Bilgin, 2011 genel seçimlerinden sonra demokratik reform sürecinin ilerlememesi, sivil anayasa vaatlerinin yerine getirilmemesi, İhale ve Şike yasalarında rahatsızlık yaratıcı değişiklikler yapılması gibi adımların “Hizmet Hareketi açısından alarm verici” gelişmeler olduğuna dikkati çekiyor.
Gülen hareketi ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı arasında “bir organik bağ olmadığını” savunan Fevzi Bilgin, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, bu gelişmelerin belli bir birikime yol açtığını, dershane krizinin de bir “katalizör” işlevi görerek “sonun başlangıcı”nı oluşturduğunu söylüyor. Bilgin bununla birlikte, bu yaşanan krizin "güç mücadelesi" şeklinde tanımlanmasına karşı çıkıyor.
Bilgin, Başbakan Erdoğan’ın rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını yürüten polis ve savcıları görevlerinden alıp başka yerlere ataması, Gülen hareketinin emniyet ve yargıya sızdığını iddia ederek “devlet içinde devlet” ya da “paralel devlet” ifadelerini kullanması şeklindeki tepkileri “temel demokratik ilkelere aykırı” bulduğunu belirtiyor. Fevzi Bilgin ayrıca hükümeti bürokrasi içinde “cadı avı” başlatmakla suçluyor.
Merkezi Washington’da bulunan Rethink Enstitüsü’nün başkanı Fevzi Bilgin’in Amerika’nın Sesi’ne verdiği demecin tamamını aşağıdaki audio bağlantısından dinleyebilirsiniz.
Ayrıca Fevzi Bilgin'in "Corruption Scandal and Ensuing Political Crisis" adlı makalesine bu bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Önümüzdeki dönemde yeni bir ortak paydada birleşip birleşmeyecekleri bilinmese de, son zamanlarda iki tarafın liderleri birbirleri için çok ağır ifadeler kullandı, taraflar karşılıklı atılan bazı adımlarla birbirlerini yıpratma mücadelesine girdi. Anlaşmazlık aslında Gülen destekçilerine büyük zarar vereceği söylenen ‘dershane krizinin’ öncesine dayanıyor.
Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını ve bu soruşturma öncesinde Gülen Hareketi’nin hükümetle bağlarını koparma nedenlerini son makalesinde değerlendiren Rethink Enstitüsü Başkanı Fevzi Bilgin’e göre krizin başlangıcı, iki yıl öncesinde dayanıyor. Hizmet Hareketi’nin medyası ve kurumlarıyla AKP hükümetine kuruluşundan bu yana destek verdiğinin altını çizen Bilgin, 2011 genel seçimlerinden sonra demokratik reform sürecinin ilerlememesi, sivil anayasa vaatlerinin yerine getirilmemesi, İhale ve Şike yasalarında rahatsızlık yaratıcı değişiklikler yapılması gibi adımların “Hizmet Hareketi açısından alarm verici” gelişmeler olduğuna dikkati çekiyor.
Gülen hareketi ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı arasında “bir organik bağ olmadığını” savunan Fevzi Bilgin, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, bu gelişmelerin belli bir birikime yol açtığını, dershane krizinin de bir “katalizör” işlevi görerek “sonun başlangıcı”nı oluşturduğunu söylüyor. Bilgin bununla birlikte, bu yaşanan krizin "güç mücadelesi" şeklinde tanımlanmasına karşı çıkıyor.
Bilgin, Başbakan Erdoğan’ın rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını yürüten polis ve savcıları görevlerinden alıp başka yerlere ataması, Gülen hareketinin emniyet ve yargıya sızdığını iddia ederek “devlet içinde devlet” ya da “paralel devlet” ifadelerini kullanması şeklindeki tepkileri “temel demokratik ilkelere aykırı” bulduğunu belirtiyor. Fevzi Bilgin ayrıca hükümeti bürokrasi içinde “cadı avı” başlatmakla suçluyor.
Merkezi Washington’da bulunan Rethink Enstitüsü’nün başkanı Fevzi Bilgin’in Amerika’nın Sesi’ne verdiği demecin tamamını aşağıdaki audio bağlantısından dinleyebilirsiniz.
Your browser doesn’t support HTML5