Erbakan: “Mayınlar Bahçeli’nin kucağında patlıyor, Erdoğan’ın haberi olmadan yapmıyor”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, basın mensuplarıyla buluşmasında, partinin 6’ncı kuruluş yıldönümünde hedeflenen parti politikalarını anlattı.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili çağrısını devam ettirmesi hakkında, “Sayın Bahçeli bunları söylüyor ve mayınlar da aslında kendi kucağında patlıyor bir yandan. Bahçeli'nin, Erdoğan'ın haberi olmadan, Erdoğan’a rağmen böyle bir çıkış yapacağını da düşünmüyorum” dedi.

Erbakan, basın mensuplarıyla bugünkü buluşmasında, YRP’nin 6’ncı kuruluş yıldönümünde hedeflenen parti politikalarını anlattı.

Meclis’in 1 Ekim’de açılmasıyla başlayan Kürt sorunu çözümüne ilişkin devam eden tartışma sürecini yorumlayan Erbakan, Bahçeli’nin İmralı adasında hükümlü Öcalan’ın TBMM’de silah bırakma çağrısı yapması önerisine tepkiliydi.

Bunun şehitlerin hatırasına saygısızlık olacağını, Türkiye’yi aciz göstereceğini söyleyen Erbakan, “Sadece Öcalan'ın bir çağrısıyla PKK'nın silah bırakacağını düşünmek de aslında sığ bir yaklaşım. PKK'nın yöneticileri zaten bu süreçle ilgili yaptıkları açıklamalarda ‘Silah bırakılmasına Öcalan değil biz karar veririz’ dediler ve TUSAŞ saldırısıyla da silah bırakma niyetinde olmadıklarını da aslında ortaya koydular” diye konuştu.

Erbakan, asıl tehdidin Suriye’deki PYD ve YPG olduğunu belirterek, “100-140 bin kişilik bir terör ordusu kurulmuş, yanı başımızda. Sadece uzun menzilli füzeleri, savaş uçakları ve bir de tankları yok. Bunun dışında her türlü ağır silahla teçhiz edilmiş bir terör ordusu. Dolayısıyla PKK’nın silah bırakması yeterli olmaz. Bu nedenle de Öcalan'ın umut hakkından yararlanması, Meclis’te konuşması gibi konulara şiddetle karşıyız” dedi.

İlgili Haberler Bahçeli, “DEM Parti Öcalan’la yüz yüze temas etsin” dedi, DEM Parti Adalet Bakanlığı’na başvurdu

“Bahçeli'nin, Erdoğan'ın haberi olmadan böyle bir çıkış yapacağını düşünmüyorum”

Bahçeli’nin Öcalan’la görüşmeleri için DEM Parti’ye izin verilmesi çağrısına ilişkinse Erbakan, şunları dile getirdi:

“Bahçeli bunları söylüyor ve mayınlar da kendi aslında kucağında patlıyor bir yandan. Ama 50 seneden fazla bir zamandır PKK ile ilgili görüşü belli olan, milliyetçi çizgi, vatan-millet söylemi üzerinde siyaset yapan parti lideri olarak Bahçeli’nin bunları söylemesinin, başka birinin söylemesine göre daha az tepki çekeceğini ve daha etkili olacağını düşünerek kendisine bunları söyletiyorlar diye görüyorum. Bahçeli'nin, Erdoğan'ın haberi olmadan, Erdoğan’a rağmen böyle bir çıkış yapacağını da düşünmüyorum. Çok daha basit konularda bile, çok daha küçük çaplı olaylarda bile çok ciddi istişareler yaptıklarını ve birbirlerini zora sokmayacak şekilde hareket ettiklerini biliyoruz. Böyle bir süreci milliyetçi bir aktörle başlattılar ve koordinasyon halinde bunu yürüttüklerini düşünüyorum.”

Erbakan, Bahçeli’nin bu hamleleri aslında Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesini sağlamak için yaptığını savunurken şunları söyledi:

“Bahçeli bir yandan da bu açıklamalarını ve bu açılımı ne için yaptığını da aslında söylemiş oldu. Bir önceki grup toplantısında, ‘Biz Erdoğan'ın yeniden seçilmesini sağlayacak bir anayasal düzenlemeyi yapmamız lazım. Bunun için de gerekli adımları atmamız lazım. Bunun için de işte Öcalan'a çağrıda bulunuyoruz’ dedi. Aslında Bahçeli ağzındaki baklayı çıkartmış oldu. Erdoğan’ın tekrardan ve mümkünse 40 artı 1 ile seçilebilmesi için DEM Parti’nin desteğinin alınması ve geriye kalacak 8-10 milletvekili oyu farkını da kapatarak 400 milletvekili sayısına ulaşmak ve referanduma gitmeden Meclis’te bu anayasa değişikliğini yaparak Erdoğan'ın önünü açmaya çalışmak. Yani bir yandan ‘barış, analar ağlamasın, kan dökülmesin’ derken bir yandan da asıl gayeyi söylüyorlar.”

Your browser doesn’t support HTML5

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: "Çözüm aklı birdir"

DEM Parti’nin talepleri ve Kürt sorununun çözümüne yaklaşımı nedir?

Erbakan, geçen hafta görüştüğü DEM Parti’nin üç talep dile getirdiğini, bunlardan birinin ana dilde eğitim, ikincisinin yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması, üçüncüsünün ise Anayasa’da etnik temelli bir vatandaşlık tanımının yer alması olduğunu söyledi.

Erbakan, “Bunlardan iki tanesini müzakere edebiliriz. Ancak Anayasa’daki bizim vatandaşlık tanımımızın değiştirilmesinin çok büyük sorunlara yol açacağını düşünüyoruz. Ancak hangi sorunları şu anda çözemiyorsunuz da bu yetkiler arttığı zaman nasıl çözeceksiniz? Bunlarla ilgili bir müzakere yapılabilir. Sonuçta Yeniden Refah Partili belediyeler de aynı yetki artışına sahip olacak. Oradaki kaymakam, vali yetkileri de arttırılabilir. Ama Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde bu adımların atılması şartıyla. Diğer taraftan bizim resmi dilimiz Türkçe’dir ve tektir. Bunun arkasından bir dil daha konulmasıyla çok büyük bir kaos oluşur. Çünkü Zazaca, Arapça, Gürcüce var. Türkiye'de çok sayıda dil konuşuluyor. Ana dilde eğitimle ilgili bir talep varsa, Kürtçe bir seçmeli ders olarak devlet okullarında olabilir” dedi.

Kürt sorunu çözümüne nasıl yaklaştıklarını da anlatan Erbakan, bölge halkının temel talepleriyle ilgili bölgenin siyasi partileriyle, kanaat önderleriyle, aşiret reisleriyle müzakere edilmesi gerektiğini belirtti.

YRP olarak Erdoğan’a “tövbe şansı” verdiklerini ancak samimiyet görmediklerini söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 14 Mayıs 2023’teki seçimde desteklemelerine rağmen artık muhalefet cephesinde durmakta kararlı olduklarını açıklayan Erbakan’a göre Erdoğan iktidarı, YRP’nin verdiği “tövbe etme şansını” kullanamadı. Erbakan, Erdoğan’ın imza attığı YRP’yle mutabakat metnine uygun davranmadığını ve samimi olmadığını anladıkları için yeniden Cumhur İttifakı’yla ortak olmayacaklarını ifade ederek şunları söyledi:

“2023 seçimlerinde biz ittifak yaptık. Ancak bizim inancımıza, görüşümüze göre 20 sene değil, 60 sene de bir insan yanlış yapsa, günah işlese ve tövbe edecek olsa bu tövbenin bir geçerliliği var. ‘Madem siz tövbe ediyorsunuz, YRP olarak bizim hazırladığımız mutabakata imza atıyorsunuz ve böyle bir iyi niyet gösteriyorsunuz. Öyleyse hem ekonomi alanında hem sosyal politikalar alanında adil paylaşımın, yönetimde liyakatın, yargıda adaletin ve şahsiyetli bir dış politika, özellikle İslam ülkeleriyle birliğin sağlanmasına yönelik bir dış politika izlenmesi noktasında mutabık kalıyorsak, 20 senedir bu alanlarda yaptığınız yanlışlardan da dönmüş olacaksınız. Biz de size böyle bir dal uzatıyoruz, böyle bir şans veriyoruz’ dedik. Maalesef bunun iktidar partisince sadece orada seçimi kazanmaya yönelik bir hamle olarak yapıldığını ve samimi olmadıklarını gördük. Mutabakattaki maddeler konusunda tam tersi icraatlarına devam ettiler.”