EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na Türkiye'nin mi yoksa Almanya'nın mı ev sahipliği yapacağı UEFA'nın Nyon'daki merkezindeki Perşembe günü gerçekleşecek toplantıda belli olacak. Almanya ve Türkiye, 3 Mart 2017'de resmi olarak açıkladıkları adaylıklarının ardından başvuru dosyalarını UEFA’ya sundu. Perşembe günü İsviçre’nin Nyon kentindeki toplantıda ise, Türkiye ve Almanya son sunumlarını gerçekleştirecek. Sonrasında yapılacak olan oylamanın ardından TSİ’yle 15:45'te ev sahipliği yapacak olan ülke duyurulacak.
İki ülkede de heyecanla beklenen karar, büyük bir rastlantı sonucu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretiyle eş zamanlı açıklanırken, her iki ülkenin futbol otoriteleri hiçbir eksiklerinin olmadığını ve turnuvayı hakettiklerini savunarak, kendilerinin kazanacağına kesin gözüyle bakıyor. Daha önce 1988 yılında Avrupa Futbol Şampiyonası’na ve 1994’le 2006 yıllarında da Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Alman tarafı, bu tür organizasyonlarda edindiği deneyimleri ön plana çıkararak, kendini daha şanslı olarak görüyor. Maçları 10 ayrı kentte oynatmayı planlayan Alman Futbol Federasyonu (DFB), stadyumların kapasiteleri, trübinlerin sahaya yakınlığı ve altyapı olanakları gibi teknik kriterleri ön plana çıkarıyor.
DFB Başkanı Reinhard Grindel’in ve Alman organizasyon ekibinin rakip Türkiye’nin adaylığına yönelik olumsuz açıklamaları da dikkat çekiyor. Nitekim son günlerde sıklıkla Türkiye’nin ekonomik durumuna atıfta bulunan Grindel, Türk Futbol Federasyonu (TFF) tarafından verilen sözlerin yerine getirilemeyeceğini, Almanya’nın mali planının ise çok daha sağlam olduğunu savunarak, UEFA delegelerini etkilemeye çabalıyor.
DFB Başkanı Türkiye’de insan hakları konusunda da sorun olduğunu belirterek, Almanya'nın şampiyona organizasyonu için bu konuda Türkiye'den daha iyi olduğunu vurguluyor. UEFA da geçen hafta her iki ülkenin adaylık dosyalarına yönelik değerlendirme raporunda, TFF'nin insan hakları konusunda somut bir proje sunmamış olmasını eksi hanesine yazmıştı. UEFA Yönetim Kurulu üyelerine fikir vermesi açısından önem taşıyan bu raporun oylamada herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor.
Bağımsız futbol otoritereleri Almanya’nın da sorunları olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye'nin statların turnuva sırasındaki kullanımı için UEFA'dan kira ücreti istemediği, Almanya’nın ise böyle bir talebi bulunduğu belirtilirken, Türk tarafının UEFA’ya sağlayacağı vergi muafiyetlerini de DFB açısından dezavantaj olarak tanımlanıyor.
Alman tarafını en çok ürküten ise, ülkedeki ırkçılık tartışmalarıyla, holiganların UEFA’nın kararını etkilemesi. Mesut Özil'in DFB yönetimini ırkçılıkla suçlayarak, Alman milli takımını bırakması; ardından son haftalarda ülkenin bazı kentlerinde aşırı sağcıların holiganlarla birlikte yabancılara yönelik saldırıları ve linç girişimleri gibi gelişmelerin “Irkçılığa hayır de” sloganıyla yapılacak EURO 2024’de Almanya’nın adaylığını olumsuz etkileyebileceği dillendiriliyor.
Alman futbol takımının Rusya’daki Dünya Şampiyonası’nda daha ilk turda elenmesi ve Alman yetkililerin 2006 Dünya Kupası'nın ev sahipliğini alabilmek için rüşvet verdiklerinin ortaya çıkması sonrasında, Alman taraftarlar arasında EURO 2024 heyecanı olmadığı da gözlemleniyor.
Perşembe günkü kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berlin’deki temaslarına nasıl yansıyacağı ise merakla bekleniyor. Cumhurbaşkanı, Berlin’e gelmeden önce Alman Funke medya grubuna yaptığı açıklamada, Türkiye’nin şampiyonayı düzenlemek için tüm gerekli koşulları yerine getirdiğini ve UEFA’nın ‘adil değerlendirme’ yapacağını umut ettiğini açıklamıştı.