Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde yapılan zirvede Arap liderler, 10 yıldan uzun süren tecrit döneminden sonra Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat'ı sıcak bir şekilde karşıladı.
Bin Selman'ın zirveden önce Esat'la el sıkıştığı ve kucaklaştığı görüldü.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Arap ülkelerinin Suriye'yi Arap Birliği'nden çıkarmasından 12 yıl sonra, “Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönüşü umarız yaşadığı krizi sonlandırır” dedi.
Hem Rusya hem de İran'ın yakın müttefiki olan Esat, zirvenin, “barış ve kalkınma elde etmek, savaş ve yıkım yerine bölgenin yeşermesi için bir fırsat yaratmak amacıyla Arap dayanışmasında yeni bir aşamanın başlangıcı olmasını umduğunu” kaydetti. Esat ayrıca Arap ülkelerinin içişlerine yönelik “dış müdahaleleri” reddetmesi gerektiğinin altını çizdi.
İlgili Haberler Esat bugün diplomasi sahnesine geri dönüyorEsat, Suriye'nin on yıllardır en yakın müttefiklerinden biri olan İran'dan bahsetmeden, ülkesi Suriye'nin “geçmişinin, bugününün ve geleceğinin Arabizm” olduğunu söyledi.
Suriye Cumhurbaşkanı Esat, iç savaşta isyancıları destekleyen ve Suriye'nin kuzeydoğusuna Türk askerlerini konuşlandıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak da “yayılmacı Osmanlı düşüncesinin tehlikesine” işaret etti ve bu düşüncenin Müslüman Kardeşler tarafından etkilendiğini belirtti.
“Katar Emiri zirveden ikili görüşme ya da konuşma yapmadan ayrıldı”
Arap bir yetkilinin Reuters haber ajansına verdiği bilgiye göre Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad El Tani, Cidde'de yapılan Arap Birliği zirvesinde ikili görüşmelerde bulunmadığını ve konuşma yapmadığını kaydetti. Yetkili, Katar Şeyhi'nin zirveye katılımının ”nezaket” amaçlı olduğunu, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat konuşmasını yapmadan da zirveden ayrıldığını söyledi.
Suriye halkı Esat'ın Arap Birliği'ne geri dönüşüne ilişkin farklı fikirlere sahip
Bazı Suriyeliler Cumhurbaşkanı Beşar Esat'ın bugün Arap Birliği'ne geri dönmesini memnunlukla karşılarken kimileri, Arap ülkelerinin 12 yıl süren, büyük yıkım ve can kaybına yol açan iç savaşın sorumlusu olarak suçladıkları Esat'a kucak açmasından duydukları hayal kırıklığını ifade etti.
Zıt görüşler, iç savaşta 350 bin kişinin öldüğü, Esat karşıtı isyancıların hala geniş toprak parçalarını elinde tuttuğu Suriye'deki derin bölünmelere işaret ediyor.
Şamlı Naim İbrahim, “Arap liderler arasında böyle görüşmelerin yeniden başlamasından mutluyum, umarım Suriye başta olmak üzere Arap dünyası için yararlı olur” dedi.
İsyancıların kontrolundaki kuzeydeyse Ebu Ahmed Maasaran, Arap ülkelerinin, insanları kaçmaya zorlamak ve evlerini yıkıma uğratmak için her türlü silahı kullanan bir ”teröriste” kucak açtıklarını söyledi.
Türkiye sınırındaki bir kampta konuşan Maasaran, “Ne tür Arap ülkeleri Esat'ın elini tutar? Onun eli kirli, o kirli elleri nasıl tutarsınız?” dedi.
Suudi Arabistan dahil Arap ülkeleri, bir zamanlar Esat'la savaşan isyancıları desteklese de daha sonra Rusya ve İran'ın katkısıyla isyancılara karşı koyan Suriye'ye yönelik politika değişikliğine gitti.
Şam'da üniversite öğrencisi Wael Hmeideh, Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönüşünün ülke için iyi olmasını umduğunu söyledi.
Hmeideh, “Umarız Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönüşü ya da Araplar'ın Suriye'ye geri dönüşü ülkedeki kriz ve çatışmayı çözer ve Suriye savaşını bitirir” dedi.
Türkiye sınırındaki kampta bulunan Mustafa Ebu Halid ise Arap ülkelerinin Esat rejiminin “milyonlarca çocuk, baba ve genci” öldürdükten sonra Esat'ı davet ettiklerini söyledi.
Halid, “Esat'ı Arap Birliği'ne geri kabul etmeden önce tutuklularımızı serbest bıraksınlar, evlerimize dönmemizi sağlasınlar” şeklinde konuştu.
Arap Birliği zirvesine katılan Zelenski'den Ukrayna halkına destek çağrısı
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, bugün Suudi Arabistan'da başlayan Arap Birliği zirvesine katılarak Ukrayna halkı için Arap dünyasından destek çağrısında bulundu. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ise Moskova ve Kiev arasında arabuluculuk görevi üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Muhammed bin Selman, zirvenin açılışında yaptığı konuşmasında, “Suudi Arabistan'ın Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk çabalarını sürdürmeye ve güvenliği sağlamaya katkıda bulunacak biçimde krize siyasi çözüm bulmak için uluslararası çapta yapılan çalışmalara desteğe hazır olduğunu yineleriz” dedi.
Muhammed bin Selman daha önce de Rusya-Ukrayna krizinde arabuluculuk görevi yapmıştı.
Bu hafta sonu Japonya'nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 liderler zirvesine katılması beklenen Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Suudi Arabistan'a geçmişteki yardımlarından ötürü teşekkür etti ve delegelere, 10 maddelik barış planının metninin sunulacağını söyledi. Zelenski, Arap liderlere, aracı olmadan Ukrayna ile doğrudan çalışmaları çağrısı yaptı.
Körfez Arap ülkeleri, Batı'nın petrol üreticilerine OPEC+ üyesi Rusya'yı tecrit etmeleri yönünde yaptığı baskıya rağmen Rusya-Ukrayna savaşında tarafsız kalmaya çalıştı.
“Hayat kurtarmak”
Zelenski, Arap Birliği'ne hitaben yaptığı konuşmada, Arap Birliği'nin üyeleri dahil bazı ülkelerin Rusya'nın Ukrayna topraklarını hukuksuz şekilde ilhak etmesine ve 15 aydır süren savaş boyunca bazı Ukraynalılar'ın hapsedilmesine “göz yumduğunu” söyledi.
İngilizce konuşan Zelenski, “Eminim insanları Rus hapishanelerinin kafeslerinden kurtarmak için hepimiz birlik olabiliriz” dedi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, geçen yıl,, Rusya'nın Ukrayna'da gözaltına aldığı 10 yabancının serbest bırakılmasını sağlamış, bu hamle, Bin Selman'ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile olan yakın bağları sonucu hayata geçirilmişti.
Zelenski, Cidde'ye vardıktan kısa süre sonra paylaştığı Twitter mesajında, “Suudi Arabistan Krallığı önemli rol oynuyor, işbirliğimizi yeni bir seviyeye taşımaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan, OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini azaltma kararı nedeniyle Amerika'nın ağır eleştirilerine maruz kalmış ve bu adım, Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarını yükselterek Rusya'nın hazinesini doldurmasına yardım etmesi olarak algılanmıştı.
Ekim ayında alınan bu karar ilk olarak Amerika ve diğer Batılı ülkelerin tepkisini çekse de piyasa dinamikleri, o dönemden bu yana petrol üretimindeki kesintilerin mantıklı olduğunu ortaya koydu.
Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın küresel enerji piyasalarını çalkantıya sürüklediği bu dönemde dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan'ın oynadığı rol, hem Washington hem de Moskova açısından önem kazandı.