Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilen Kadir Özkaya’nın yemin töreni, devletin zirvesinde bir süredir devam eden soğuk rüzgarları sona erdirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yüce mahkemenin 52. kuruluş yılı vesilesiyle Nisan ayında yaptığı konuşmadan sonra araları açılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Kılıç arasındaki buzların eridiği gözlendi.
Kılıç tarafında kapıda karşılanan ve tören sonunda yine de kapıda uğurlanan Erdoğan’ın Kılıç’la tokalaşırken gayet samimi davranması dikkat çekti.
‘Ülkeyi kurtarma çağrısı yapılma dönemi kapandı’
Kılıç törende yaptığı konuşmada, askeri darbe çağrılarının yapıldığı dönemlerin geride kaldığını söyleyerek, ’yasama, yürütme ve yargı organlarının, üstün hukuka bağlı, özverili gayret ve çalışmaları demokratik hukuk devleti olma idealinin yolunu açacaktır. Türkiye'de artık ülkeyi kurtarma çağrısı yapılan kurum ve kişiler dönemi kapanmış, sorunların demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi gereken bir süreç başlamıştır’ dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı, başkanlık sisteminin tartışıldığı dönemde dile getirdiği görüşlerinde kuvvetler ayrılığı ve toplumlar arası barış ihtiyacı vurguları da öne çıktı.
‘Sorunların çözümünde hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı ve barışla merkeze alınmalı’
Kılıç, ‘bu süreçte hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, adalet, temel hak ve özgürlüklerin kutsallığı, hoşgörü temelinde yükselen toplumsal barış, insani ve ahlaki değerler merkeze yerleştirilerek sorunların çözümü bu ilkeler üzerinden inşa edilmelidir. Büyük devlet olma ideali, bu toprakların insanı için bir tercihten ziyade kaderi haline gelmiştir. Miras aldığımız tarih ve içinde yaşadığımız coğrafya, bizi bu bölgede hem de dünyada kurucu aktör olmaya zorluyor. Bu görevi yerine getirirken, medeniyetleri çatıştırarak değil, barıştırırak yol almak zorundayız’ diye konuştu.
2010 Referandumu’nun özgürlüklerin önünü açtığını belirten Kılıç, bu süreçte Anayasa Mahkemesi’nin önemli bir rol oynadığını savundu:
‘2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Mahkememizin görev alanına giren bireysel başvuru yolu çok kısa denilebilecek bir süre içinde, halkımızın umut kapısı olmuş, Mahkememizi de hak ve özgürlükler mahkemesine dönüştürmüştür. Esasen anayasa mahkemelerinin asli görevi de bireyin doğuştan ve sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu hak ve özgürlüklerini korumaktır.’
‘Yargının görevi ülkenin çağdaş dünyanın kenar mahallesi olmayı engellemek’
‘Yargı organlarından beklenen tavrın özgürlük ekseninde yükselen uluslararası insan hakları uygulamalarını ulusal referansa dönüştürerek ülkenin çağdaş dünyanın kenar mahallesi olmasına engel olmak’ olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi Başkanı, 23 Eylül 2012'den 29 Ocak 2015'e kadar mahkemeye 33 bin 569 başvuru yapıldığını ifade etti. Kılıç’ın verdiği bilgiye göre bireysel başvuruların hemen hemen yarısı karara bağlanmış durumda.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Başbakan Yardımcıları Ali Babacan ve Bülent Arınç, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’la birlikte çok sayıda bakan ve yüksek bürokrat da katıldı.
Kılıç, 13 Mart’ta emekli oluyor
2007’den bu yana Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinde bulunan Haşim Kılıç, 13 Mart’ta yaş haddinden emekli olacak. Bir süredir görev süresinin dolmasının ardından siyasete gireceği yönünde yorumlar yapılan Kılıç, bu iddiaları şu ana kadar yanıtsız bıraktı.
Kılıç’la Erdoğan arasındaki gerilim, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın isminin cumhurbaşkanı adayı olarak zikredildiği 2014 Nisan ayında başlamıştı. Yüce Mahkeme’nin 52. kuruluş yıldönümünde kürsüye çıkan Kılıç, o konuşmada iktidar çevrelerinden gelen yargıya yönelik ‘paralel yapı’, ‘çete’, ‘siyaset yapacaksanız cübbelerinizi çıkarın’ sözlerine yanıt vermişti.
Kılıç’ın ‘görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarmak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddiaların adı ‘vicdan yolsuzluğudur. Bizler adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız’ demiş, o dönem başbakanlık görevinde bulunan Erdoğan da konuşmanın ardından kokteyle katılmadan törenden ayrılmıştı.
Erdoğan ve Kılıç’tan karşılıklı eleştiriler
Kasım ayında Habertürk gazetesinden Muharrem Sarıkaya’ya verdiği mülakatta bireysel başvuru sonucu barajın indirilebileceğini ima eden Kılıç, aynı ayı yaptığı bir başka konuşmada ise ‘yasama, yürütme ve yargı organları herkes için hukuk güvenliğini sağlamakta güçlük çekiyorsa, devlet olma fikrinin anlamsız kalacağı açıktır. Zira devletin özü ve varlık sebebi hukuk güvenliğini sağlamaktır. Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır. Hukuk güvenliğine olan talebin her zamankinden daha fazla seslendiriliyor olması, bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir’ demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aralık ayında yaptığı bir konuşmada ‘egemenlik Anayasa Mahkemesi'nin değil milletindir. Hiçbir kurum kendisini milletin üzerinde milletin meclisinin üzerinde görmesin. Hiç kimse şahsi istikbali için millete istikamet çizemez’ sözleriyle Kılıç’ı eleştirmişti