Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile ilişkilerin “ideal olduğunu söyleyemeyeceğini” kaydetti; F-16 satışı ile ilgili, “Türkiye'ye yaptırımlar uygulanıyor. Bu ABD ve Türkiye gibi iki dost ülkeye yakışmıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan PBS kanalından Judy Woodruff’ın sorularını yanıtladı.
“Seçimleri kazanmakla ilgili bir kaygımız yok”
PBS kanalının internet sitesinde yer verdiği röportajın deşifresine göre Erdoğan gelecek yıl Türkiye’de yapılması planlanan seçime ilişkin “Gelecek yıl yeniden seçilmek için ülkenizdeki seçmenlerin karşısına çıkacaksınız. Kazanacağınıza inanıyor musunuz? Yoksa Türkiye başka bir yöne gidebilir mi?” sorusunu ise, “Seçimleri kazanmakla ilgili bir kaygımız yok. Kimse yerimize geçmeyecek, çünkü alternatif yok” diyerek yanıtladı.
Cumhurbaşkanı, ”Size bu soruyu sormak zorundayım çünkü ABD'desiniz. Bildiğiniz gibi son iki yıl içinde burada bir seçim oldu ve adaylardan biri sonuçları kabul etmeyip itiraz etti. Türkiye'de de böyle bir şeyin olabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ise, “Bunlar olağan şeyler. Bunlar her zaman oluyor. Büyük farkla kaybetmek var ve kazanmamak var. Ama biz şu anda öyle bir konumdayız ki galip gelebileceğiz” cevabını verdi.
“Kendi başımızın çaresine bakarız”
ABD ile ilişkilerinin nasıl olduğu yönündeki soruyu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı:
“İlişkilerimizin ideal olduğunu söyleyemem. Neden mi? Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ile ticaret hacmimizin bugün olduğu yerde olmaması gerekiyordu.
Savunma sanayinde de arzu ettiğimiz seviyede değiliz. Örneğin F-16'larla ilgili bir sorunumuz var. F-16'ları ABD'den tedarik ettik. Ancak bunun yerine bazı siyasi kararlar alınıyor ve bu da Türkiye'ye yaptırım uygulanmasına neden oluyor. Bu ABD ve Türkiye gibi iki dost ülkeye yakışmıyor. Cumhuriyetçiler'le konuştuk ve Cumhuriyetçilerin desteğini aldık. F-16'lar konusunda ABD'den sonuç alamazsak ne yapacağız? Tabii ki kendi başımızın çaresine bakacağız.”
“Savaşın barışla sonlanmasını görmek istiyoruz”
Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili “Sizce şu anda üstünlük kimde? Rusya’da mı Ukrayna’da mı?” sorusuna, “Bir lider olarak bunu düşünmek istemiyorum. Tek yapmak istediğimiz ve görmek istediğimiz şey; ister Sayın Putin olsun, ister Sayın Zelenski olsun, bu savaşı barışla sonlandırmaktır. Ben her zaman bunu talep ve tavsiye ettim. Bu, kayıplarla sonuçlanan bir çatışmadır. İnsanlar ölüyor ve günün sonunda kimse kazanmayacak. Görmek istediğimiz şey de bu değil” yanıtını verdi.
“Putin bu işi en kısa sürede bitirmeye istekli”
Ukrayna-Rusya savaşının ne zaman biteceğini öngördüğüne ilişkin soruyu ise Erdoğan, “Burada Rusya'nın tavrı çok çok önemli olacak. Özbekistan'da Putin ile biraraya geldim ve kendisiyle çok kapsamlı görüşmeler yaptık. Ve aslında bana bu işi mümkün olan en kısa sürede bitirmeye istekli olduğunu gösterdi. Benim izlenimim bu yöndeydi, çünkü şu anki gidişat oldukça sorunlu; taraflar arasında varılacak bir anlaşma ile 200 rehine takas edilecek. Önemli bir adım atılacağını düşünüyorum” şeklinde yanıtladı.
Sunucunun “Rusya'nın Şubat ayındaki işgalinden bu yana Ukrayna'dan aldığı toprakların bir kısmını elinde tutmasına izin verilmeli mi? Bu, bu çatışmanın çözümünün bir parçası olmalı mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Hayır ve şüphesiz ki hayır. Karşılıklı anlaşmadan bahsettiğimizde kastettiğimiz şey budur. Eğer Ukrayna'da bir barış tesis edilecekse, tabii ki işgal edilen toprakların iadesi gerçekten önemli hale gelecektir. Beklenen de budur. İstenen de budur. Sayın Putin belli adımlar attı. Biz de belli adımlar attık. İşgal edilen topraklar Ukrayna'ya iade edilecektir.
“Putin’den 2014 yılından beri Kırım’ı gerçek sahiplerine vermesini istedik”
Erdoğan, “Rusya'nın Kırım'ı elinde tutmasına izin verilip verilmemesine” ilişkin ise, Putin'den 2014'ten itibaren Kırım'ı da sahiplerine vermelerini talep ettiklerini söyledi. Erdoğan, “Kendisinden Kırım'ı gerçek sahiplerine iade etmesini istedik. Bunlar aynı zamanda bizim torunlarımız, orada yaşayan insanlar. Eğer bu adımı atarsanız, Kırım Tatarlarını da rahatlatmış olursunuz, Ukrayna'yı da rahatlatmış olursunuz. Biz hep bunu söylüyoruz. Ama o günden bugüne maalesef hiçbir adım atılmadı” dedi.
“Liderler için geri dönmek çok zordur”
“Putin Ukrayna’da yanlış hesap yaptığının farkında mı?” yönündeki soruya ise Erdoğan, “Hiçbir lider bunun bir hata olduğunu söylemeyecektir. Hiç kimse evet ben bir hata yaptım demeyecektir. Aynı şey Ukrayna için de geçerli olabilir. Sayın Zelenski, sizce ilerlerken hata yaptığını düşünüyor mu? Liderler bir yola girdiklerinde geri dönmek çok zor olur. Liderler için geri dönmek çok zordur” yanıtını verdi.
“Hiçbir işgal haklı gösterilemez”
“Bu işgal Rusların gerekçelendirebildiği bir işgal miydi? Haklı mı bulundu? Haklı mıydı?” sorusunu ise Erdoğan, “Hiçbir işgal haklı gösterilemez. Bir işgal haklı gösterilemez” diyerek yanıtladı.
Rus birliklerinin çıktığı yerlerde toplu mezarlar bulunduğunun hatırlatılmasının ardından "Sizce bundan kimi sorumlu tutmak lazım? Putin sorumlu tutulmalı mı?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Bu konuda en ideal cevap Birleşmiş Milletler'in yaptığı çalışmalar neticesinde verilebilir. Birleşmiş Milletler'in faaliyetleriyle bu tartışmalara bir ışık tutulması gerekir. Eğer bu olmazsa bir ülke lideri olarak benim bu konuları anlatmam, bir açıklama getirmem zorlaşır ya da bizi dengeli bir dış politika izlemeyen bir ülke konumuna getirir. Biz taraf tutamayız. Taraf tutamayız. Bunu yapmamız da doğru olmaz.”
“Sadece Ukraynalılar değil Ruslar da ölüyor”
"BM soruşturma yaptığında bu zulümleri Rus askerlerinin yaptığı kanıtlanırsa acaba Putin sorumlu tutulmalı mı?" sorusu üzerine ise Erdoğan, şunları kaydetti:
“Eğer bir soruşturma bu sonuca varırsa Putin tepkisini gösterecektir. Putin'i tamamen farklı bir kişi olarak görmek doğru değil çünkü o ülkesinin çıkarlarını ön planda tutuyor ve kendi çıkarları için, ülkesinin çıkarları için mücadele ediyor. Şu anda bu iki ülke arasındaki savaşta Putin ile kapsamlı bir şekilde konuşuyoruz. Aynı zamanda Zelenski ile de kapsamlı bir şekilde konuşuyoruz. Ve aynı zamanda Guterres ile de kapsamlı bir şekilde konuşuyoruz. Ve Guterres aslında ilgili tüm taraflarla konuşuyor. Eğer bir sonuca varacaksak, bu sonuca taraf tutarak varmayacağız. Tek bir lideri savunmayacağız. Bunun yerine ilgili tüm tarafları tatmin edecek bir sonuca ulaşmaya çalışmalıyız.”
İlgili Haberler Blinken ve Çavuşoğlu New York’ta Görüştü“Putin'in Rus halkının çıkarına olanı yaptığını söylüyorsunuz ama bu yüzlerce, binlerce ve çok daha fazla Ukraynalı sivili öldürmeyi de içeriyor mu?” sorusuna karşılık da Erdoğan, “Bunu olduğu gibi görmek zorundayız. Sadece Ukraynalılar ölmüyor, aynı zamanda Rus tarafında da çok fazla kayıp var” dedi.
Program sunucusunun "Ama Rusya işgal gerçekleştirdi" yorumu üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu farklı bir gerçek. Evet, bu yapıldı. Ancak bu çatışma patlak vermeden önce birçok şey olmuştu. Ve çatışmayla birlikte olaylar muazzam bir şekilde gelişti. Ve şimdi belli bir miktarda azalan kayıplar görüyoruz. BM'nin mümkün olan en kısa sürede bir sonuca varması gerekiyor. Ve bu sonuca varıldığında biz de kendi duruşumuzu ortaya koyabileceğiz.
Bu nedenle bu rehine krizini çözmek için adımlar atıyoruz. Aynı zamanda Ukrayna tahılının limanlardan çıkışına izin vermek için de gerekli adımları atıyoruz. Ve belli bir seviyeye ulaştık. Yani mesele bir kişiyi tamamen bir tarafa itip diğerini savunmak değil. Bu şekilde sonuç alamayız.”
“İsveç terörizmin beşiği olmuştur”
Erdoğan, söyleşide Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin soruya da yanıt verdi. “Türkiye'nin açıkladığı her şeyi kabul etmezlerse, İsveç ve Finlandiya'nın katılmasını kalıcı olarak engellemeye hazır mısınız?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Burada özellikle İsveç terörizmin beşiği olmuştur ve teröristler parlamentolarına kadar sızmışlardır. Ve Stockholm'de teröristlerin sürekli gösteri yaptığını görüyoruz. Pankartlar, terör örgütlerinin liderlerinin posterleri bolca var. Gösteri yapıyorlar. Sloganlar atıyorlar. Ve Stockholm'deki masum Türk soydaşlarımıza saldırıyorlar. Ve biz bu gelişmelerle ilgili tüm delilleri İsveçli muhataplarımıza verdik. Öte yandan Finlandiya, İsveç gibi değil. Biraz daha sakinler ve gelişmeler üzerinde daha fazla kontrolleri var. Ama İsveç öyle değil. Her zaman belirli sebepler kullanıyorlar. Her zaman belirli bahaneler kullanıyorlar. Her zaman Anayasa'dan bahsediyorlar. Ve Anayasa'nın en önemli ilkesi olarak ifade özgürlüğüne değer veriyorlar. Ben de diyorum ki terörün ifade özgürlüğüyle hiçbir alakası yoktur. Ve nihai karar mercii Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.”