Türkiye ekonomisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Merkez Bankası Başkanı arasında geçen tartışmadan kötü etkilendi. Uzmanlar, genel seçimlere dört ay kala mali sarsıntı tehdidinin geçmediği uyarısında bulunuyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk lirasının ve borsasının hızlı bir şekilde değer kaybetmesiyle düzeni bozulan ekonominin ve finans sektörünün yeniden toparlanması için gereken bütün adımların atılacağının sözünü verdi. Başbakan dün de dokuz bakan ve TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın katıldığı bir ekonomi zirvesi düzenledi. Zirveden “Merkez Bankası gereken tedbirleri alıyor” açıklaması geldi.
Ekonomide yaşanan çalkantı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz oranları yeterince düşürmediği için Merkez Bankası Başkanı Başçı’yı defalarca eleştirmesinden kaynaklanıyor.
Erdoğan, Başçı ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı bugün kabul edecek. Global Source Partners’ın ekonomi uzmanı Atilla Yeşilada, uluslararası finans çevrelerinin Cumhurbaşkanı’na verilecek brifingi yakından izleyeceğini söylüyor. Yeşilada, yatırımcıların bu görüşmeden iyimser beklentilerinin son günlerde borsaya ve Türk Lirası’na olumlu yansıdığını kaydetti. Ancak Atilla Yeşilada, yatırımcıların beklentilerinin yanlış çıkması durumunda bunun tüm piyasalarda deprem etkisi yaratacağının altını çiziyor.
Cumhurbaşkanı’nın ekonomi danışmanları, Haziran ayındaki seçimlerden önce ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarında agresif indirime gidilmesi gerektiğini savunuyor. Ama Merkez Bankası Başkanı Başçı, enflasyon oranının TCMB’nin belirlediği hedefin üstünde olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin uluslararası kredi görünümünü tehdit edebileceği gerekçesiyle faizleri indirmeyi reddediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TCMB Başkanı’nın faizleri düşürmeyi reddetmesini “faiz lobisi” adını verdiği uluslararası komplo iddialarına bağlıyor. Erdoğan, aynı “lobinin” Gezi protestolarının arkasında olduğunu da iddia etmişti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, uluslararası yatırımcıları yatıştırmak amacıyla geçen hafta Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le birlikte New York’ta üst düzey Amerikalı yatırımcılarla görüştü. Ancak Atilla Yeşilada, asıl gücün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olmasından dolayı Başbakan Davutoğlu’nun piyasaları yeterince rahatlatmadığını düşünüyor. Yeşilada Başbakan Davutoğlu’nun Türkiye’ye döndükten sonra idarenin elinde olduğu ya da son söze sahip olduğu yönünde belirsizlik olduğunu, tüm ekonomi ekibinde “inandırıcılık” sorunu yaşandığını belirtiyor.
Uzmanlar Davutoğlu’nun New York ziyaretine rağmen Amerika’nın en büyük bankalarından Citibank’ın bir Türk bankasındaki hisselerini 800 milyon dolar zararla elde çıkardığını, bunun da çok olumsuz işaretler verdiğini söylüyor.
Finansbank Baş Ekonomisti İnan Demir, bazı kişilerin Türkiye’de hala yatırım yapmaya hazır olduğunu ama bunun da bir bedeli olduğunu söylüyor. Tipik yatırımcı karakterinin bundan sonra “kısa vadeli, daha fırsatçı” bir profil sunacağını savunan Demir, mevcut siyasi gelişmelerin yatırımcıları kesmeyeceğini, yalnızca yatırım akışının niteliğini değiştirebileceğini söylüyor.
İnan Demir ayrıca, Merkez Bankası’na daha sık müdahale olursa bunun Banka’nın güvenilirliğini sarsacağını, Türkiye’nin para birimini istikrarlı tutmak için daha fazla prim ödemek zorunda kalacağını belirtiyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da tutumunu Merkez Bankası’ndan yana koydu. Arınç bir televizyon programında “Merkez Bankası bağımsız bir kuruluş, dikkatli gidiyor ve üzerine düşeni yapıyor. Merkez Bankası'na bu noktadan sonra bir şey söylenmemesi gerekir. Merkez Bankası'nı tehdit etmek doğru değildi. Cumhurbaşkanı belki sadece yol göstermekle kalmalı” diye konuşmuştu.