WASHINGTON —
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Suriye krizi konusunda Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin geçen hafta Rusya’yla birlikte üzerinde anlaştığı Cenevre formülünü kabul etti.
Washington temaslarının son gününde Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda konuşma yapan Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunun Türkiye ve Amerika’nın yalnız başına alabileceği bir karar olmadığını, bunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onayından geçmesi gerektiğini söyledi. Geçen yılki Cenevre görüşmelerinin “Cenevre 2” adıyla devam ettirilmesinin söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, sürecin bir takvim içinde devam ettirilmesi ve buna Amerika, Çin, Rusya, Arap Birliği gibi tarafların da dahil olması durumunda, Türkiye olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını açıkladı.
Geçen hafta Rusya’da temaslar yürüten Amerika Dışişleri Bakanı Kerry, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’la Suriye muhalefeti ve Esat rejimi yetkililerini masaya oturtacak uluslararası bir konferans üzerinde uzlaşmıştı. Suriye muhalefeti Esat rejimiyle masaya oturmaya şiddetle karşı çıkıyor.
Bu hafta Washington’a gelen Başbakan Erdoğan’ın Başkan Barack Obama’yla temaslarında Suriye krizi baş gündem maddesiydi. Erdoğan ve Obama Perşembe günü, biri gündüz Beyaz Saray’da, diğeriyse akşam yemeğinde olmak üzere, istihbarat yetkililerinin de katılımıyla üçer saat görüşmeler yürüttü. Erdoğan, Amerika’yı “daha aktif bir Suriye politikası” yürütmeye ikna etmeyi amaçlıyordu. Suriye’deki şiddet olaylarının zaman zaman Türkiye sınırından içeri taşması, Erdoğan’ı Suriye’nin kuzeyinde, uçuşa yasak bir bölge oluşturma ve muhalefete silah yardımı yapma konusunda Amerika’dan destek aramaya itti. Türkiye ayrıca sınırlarından içeri aldığı yüzbinlerce Suriyeli mülteci için 1 buçuk milyar dolar para harcadı.
Başkan Barack Obama da, Başbakan Erdoğan’la perşembe günü düzenlediği ortak basın toplantısında, Cenevre sürecine destek verdi. Suriye krizinin uluslararası bir sorun olduğunun altını çizen Obama, Suriye’ye istikrar getirme çabalarının yalnızca Amerika’nın tek yanlı bir girişimi olmayacağını belirtti. Obama ayrıca Suriye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarının askeri ve diplomatik yetkililer tarafından ayrıntılı biçimde incelendiğini de sözlerine ekledi. Şu sıralarda içeride ardı ardına siyasi krizlerle mücadele eden Obama yönetimi, Suriye’ye askeri müdahale konusuna hiç sıcak bakmıyor.
Erdoğan ve Obama, “Esatsız Suriye” düşüncesini paylaşsa da bugüne kadar yöntem konusunda farklı yaklaşımlar sergiliyordu.
Erdoğan Brookings Enstitüsü’ndeki konuşmasında geçmişte “ipe un sermek” diye yorumladığı Cenevre sürecine şimdi sıcak bakmasını, “benim fikrimdeki değişme de diyebilirsiniz, gelişme de diyebilirsiniz” ifadesiyle açıkladı. Başbakan Erdoğan, Brookings çıkışında Türk gazetecilere yaptığı açıklamada Cenevre süreci hakkında, ”çok uzamayacaksa ve kısa bir süre içinde sonuç alınabilecekse, Türkiye olarak şüphesiz bizim de desteğimiz olabilir. Çünkü bunun uzaması halinde Esat arzu ettiği ‘zaman kazanma’ politikasını başarmış olur” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Amerika dönüşü, Rusya ve Körfez ülkelerini de ziyaret ederek, görüş alışverişinde bulunacağını sözlerine ekledi.
‘İsrail 1967 öncesi sınırlarına dönmeli’
Bu arada Başbakan Erdoğan, İsrail-Filistin barış sürecini de yorumladı. Bir Filistinli gazetecinin sorularını yanıtlayan Erdoğan, süreci hızlandırmanın yolunun Hamas ve el Fetih arasında uzlaşmadan geçtiğini, Hamas’ın da görüşmelere dahil edilmesi gerektiğini savundu.
Erdoğan İsrail devletini de eleştirdi, Ortadoğu Barış Dörtlüsü’nün tavsiyelerinden birinin İsrail’in ‘1967 sınırlarına” geri dönmesi olduğunu söyledi. İsrail’de Ehud Olmert sonrası gelen Benyamin Netanyahu hükümetlerinin barış sürecine olumsuz yaklaştığını kaydeden Başbakan ayrıca, Filistin devletini kabul etmeyen İsrail’in barıştan söz etmesinin anlamsız olacağını savundu ve İsrail’in Filistin devletini tüm unsurlarıyla kabul etmesi gerektiğini belirti.
Erdoğan İran’a yaptırımlar konusundaysa, bu ülkeden ihraç ettiği petrolün ciddi oranda düştüğünü, ama hem petrolü, hem de doğal gazı nereden ucuza buluyorsa oraya yöneleceğini söyledi.
Washington temaslarının son gününde Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda konuşma yapan Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunun Türkiye ve Amerika’nın yalnız başına alabileceği bir karar olmadığını, bunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onayından geçmesi gerektiğini söyledi. Geçen yılki Cenevre görüşmelerinin “Cenevre 2” adıyla devam ettirilmesinin söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, sürecin bir takvim içinde devam ettirilmesi ve buna Amerika, Çin, Rusya, Arap Birliği gibi tarafların da dahil olması durumunda, Türkiye olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını açıkladı.
Geçen hafta Rusya’da temaslar yürüten Amerika Dışişleri Bakanı Kerry, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’la Suriye muhalefeti ve Esat rejimi yetkililerini masaya oturtacak uluslararası bir konferans üzerinde uzlaşmıştı. Suriye muhalefeti Esat rejimiyle masaya oturmaya şiddetle karşı çıkıyor.
Bu hafta Washington’a gelen Başbakan Erdoğan’ın Başkan Barack Obama’yla temaslarında Suriye krizi baş gündem maddesiydi. Erdoğan ve Obama Perşembe günü, biri gündüz Beyaz Saray’da, diğeriyse akşam yemeğinde olmak üzere, istihbarat yetkililerinin de katılımıyla üçer saat görüşmeler yürüttü. Erdoğan, Amerika’yı “daha aktif bir Suriye politikası” yürütmeye ikna etmeyi amaçlıyordu. Suriye’deki şiddet olaylarının zaman zaman Türkiye sınırından içeri taşması, Erdoğan’ı Suriye’nin kuzeyinde, uçuşa yasak bir bölge oluşturma ve muhalefete silah yardımı yapma konusunda Amerika’dan destek aramaya itti. Türkiye ayrıca sınırlarından içeri aldığı yüzbinlerce Suriyeli mülteci için 1 buçuk milyar dolar para harcadı.
Başkan Barack Obama da, Başbakan Erdoğan’la perşembe günü düzenlediği ortak basın toplantısında, Cenevre sürecine destek verdi. Suriye krizinin uluslararası bir sorun olduğunun altını çizen Obama, Suriye’ye istikrar getirme çabalarının yalnızca Amerika’nın tek yanlı bir girişimi olmayacağını belirtti. Obama ayrıca Suriye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarının askeri ve diplomatik yetkililer tarafından ayrıntılı biçimde incelendiğini de sözlerine ekledi. Şu sıralarda içeride ardı ardına siyasi krizlerle mücadele eden Obama yönetimi, Suriye’ye askeri müdahale konusuna hiç sıcak bakmıyor.
Erdoğan ve Obama, “Esatsız Suriye” düşüncesini paylaşsa da bugüne kadar yöntem konusunda farklı yaklaşımlar sergiliyordu.
Erdoğan Brookings Enstitüsü’ndeki konuşmasında geçmişte “ipe un sermek” diye yorumladığı Cenevre sürecine şimdi sıcak bakmasını, “benim fikrimdeki değişme de diyebilirsiniz, gelişme de diyebilirsiniz” ifadesiyle açıkladı. Başbakan Erdoğan, Brookings çıkışında Türk gazetecilere yaptığı açıklamada Cenevre süreci hakkında, ”çok uzamayacaksa ve kısa bir süre içinde sonuç alınabilecekse, Türkiye olarak şüphesiz bizim de desteğimiz olabilir. Çünkü bunun uzaması halinde Esat arzu ettiği ‘zaman kazanma’ politikasını başarmış olur” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Amerika dönüşü, Rusya ve Körfez ülkelerini de ziyaret ederek, görüş alışverişinde bulunacağını sözlerine ekledi.
‘İsrail 1967 öncesi sınırlarına dönmeli’
Bu arada Başbakan Erdoğan, İsrail-Filistin barış sürecini de yorumladı. Bir Filistinli gazetecinin sorularını yanıtlayan Erdoğan, süreci hızlandırmanın yolunun Hamas ve el Fetih arasında uzlaşmadan geçtiğini, Hamas’ın da görüşmelere dahil edilmesi gerektiğini savundu.
Erdoğan İsrail devletini de eleştirdi, Ortadoğu Barış Dörtlüsü’nün tavsiyelerinden birinin İsrail’in ‘1967 sınırlarına” geri dönmesi olduğunu söyledi. İsrail’de Ehud Olmert sonrası gelen Benyamin Netanyahu hükümetlerinin barış sürecine olumsuz yaklaştığını kaydeden Başbakan ayrıca, Filistin devletini kabul etmeyen İsrail’in barıştan söz etmesinin anlamsız olacağını savundu ve İsrail’in Filistin devletini tüm unsurlarıyla kabul etmesi gerektiğini belirti.
Erdoğan İran’a yaptırımlar konusundaysa, bu ülkeden ihraç ettiği petrolün ciddi oranda düştüğünü, ama hem petrolü, hem de doğal gazı nereden ucuza buluyorsa oraya yöneleceğini söyledi.