Uluslararası haber ajansları İsrail’in Lübnan’a yönelik bir kara harekâtına hazırlandığı haberlerini geçtiği saatlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumu İsrail’e karşı harekete geçmeye çağırdı.
Kabine toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Uluslararası toplum, İsrail'in tüm bölgeyi ateşe atan bu haydutluğuna daha fazla sessiz kalamaz. Şayet Güvenlik Konseyi gerekli iradeyi göstermezse Genel Kurul’un 1950 tarihli ‘Barış için Birlik’ kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesini kullanma yetkisi süratle devreye alınmalıdır” dedi.
Erdoğan’ın atıfta bulunduğu “Barış için Birlik” ne zaman kabul edildi ve ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği “Barış için Birlik” prosedürü, Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye saldırması sonrası bu savaşa BM’nin müdahil olması teklifinin Güvenlik Konseyi’nde Sovyetler Birliği tarafından engellenmesi nedeniyle ABD tarafından geliştirildi.
İlgili Haberler Erdoğan: “Birleşmiş Milletler’e daimi üye olma gayreti içindeyiz”Sovyetler Birliği’nin vetosu sonrası Kore Savaşı’na müdahil olunması önergesi BM Genel Kurulu’na sunuldu. Genel Kurul üçte iki çoğunlukla başka yetkiler de elde etti.
Genel Kurul, o tarihten bu yana “barışın ihlali veya saldırı eylemi durumunda, uluslararası barış ve güvenliğin korunması veya yeniden tesis edilmesi için” gerektiğinde silahlı kuvvet kullanılması da dahil toplu önlemler alınmasını tavsiye etme hakkına sahip.
Erdoğan İslam ülkelerini İsrail’e karşı birleşmeye çağırdı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında İsrail’de Benyamin Netanyahu hükümetinin Gazze ve Lübnan’da uyguladığı “zulme en büyük tepkiyi Müslüman ülkelerin” vermesi gerektiğini belirtirken İsrail’i destekleyen Batılı ülkelere de tepki gösterdi.
“Bugün İsrail katliam politikalarıyla nesiller boyunca devam edecek husumet tohumları etmektedir” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Ona destek verenler de buna destek olmaktadır. Gözünü kan ve nefret bürümüş bir miktar Siyonist, zulmetmektedir. Biz buna rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin hakkımızı hedef alan suçlamalarına boyun eğmeyiz. Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da yaşanan zulme en büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermelidir. İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum.”
Erdoğan’dan Türkevi açıklaması: “Türkiye’nin başarılarından gocunanları milletimize havale ediyorum”
ABD’de geçen hafta New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın aleyhine beş ayrı suçlamanın yer aldığı iddianame kabul edildi.
İddianamede Adams’ın üst düzey Türk diplomatlar, Türk kurumlarının ABD’deki temsilcileri ve Türk iş insanlarıyla karşılıklı çıkar ilişkileri kurduğu iddiaları yer alırken iddiaların merkezinde, New York’ta bulunan Türkevi binasının açılışının yangın güvenlik açığı olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2021’deki New York ziyaretine yetiştirilmesi yer alıyordu.
Bu konuda ilk kez değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şunları dile getirdi:
“Ana muhalefet partisinin devrik, eski genel başkanının Türkevi'nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayamıyoruz. New York’u her ziyaretimizde görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türkevi binamız 85 milyonunun iftihar vesilesidir. Kapısı Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bunda ayıplanacak bir durum göremiyoruz. Türkiye’nin başarılarından gocunanları milletimize havale ediyorum.”
Cumhurbaşkanı’nın hedef aldığı CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkevi’nde yaptığı açıklamada, “Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil, öyle bir acziyet içinde değil. Böyle bir şeye niyet etmek Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden kimseye yakışmaz” diyen selefi Özgür Özel’e “Cumhuriyet Halk Partisi rüşveti aklayacak, rüşvet verenleri devlet olarak isimlendirecek ve bu çarka payanda olacak bir parti asla değildir” sözleriyle tepki göstermişti.
Erdoğan’dan 28 Şubat çıkışı: “Biz bu makamlarda olduğumuz müddetçe kimse o kara günleri geri getiremeyeceklerdir”
Erdoğan, konuşmasında özellikle Cuma hutbelerinde Atatürk’ü anmadığı için tepki çeken Diyanet İşleri Başkanlığı yönetimine desteğini dile getirdi ve 28 Şubat dönemine geri dönülmeyeceği mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyanet teşkilatımıza karşı sinsi bir kampanya yönetiliyor. 28 Şubat döneminden hatırladığımız faşizan manşetlerin atılması bu linç kampanyasının parçasıdır. Milletimizin bazı kesimlerini öcü gibi göstermeye çalışıyor. İnsanımızın başörtüsünden, saçı sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf muamelesi geride kalmıştır. Biz bu makamlarda olduğumuz müddetçe kimse o kara günleri geri getiremeyeceklerdir” dedi.