Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısı çıkışında gazetecilerin ‘ABD F-35’leri vermediği takdirde Rusya’dan savaş uçağı alımı olacak mı?’ sorusuna, “S-400’ü alırken bir yerlere sorduk mu? Sormadık, değil mi? Aldık mı, aldık. Böyle bir şey yaparken de eğer alma kararını verirsek alırız. Bütün mesele anlıktır. Çünkü burada bizim hakkımız var ve burada biz bir pazar değiliz. Hem sen savunma sistemleri noktasında benim şu an ihtiyacım olan sistemi bana vermeyeceksin hem de kalkıp bir başka yerden ben bunu tedarik ettiğim zaman, ‘Alamazsın, benim müsaade etmem gerekir.’ diyeceksin. Bu bir defa bir ülkenin egemenlik haklarına müdahaledir. Biz bu konuda nasıl S-400’de kararımızı verip alımlarımız yaptıysak aynı şekilde F-35 sorunu çözülmezse bu noktada da gereken adımları atarız” yanıtını vermişti.
Cumhurbaşkanı’nın uyarı niteliğindeki bu açıklaması Washington ziyaretine bir hafta kala geldi. Erdoğan, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le Soçi’de vardıkları Suriye mutabakatının gereğini sonuna kadar getirmeye devam edeceklerini söyledi ve “Biz bu mutabakattan geri adım atmayız. Dün gece Sayın Trump’la görüştük. Bu ara Sayın Putin’le tekrar bir durum değerlendirmesi için görüşeceğim. Bu görüşmelerden sonra Amerika seyahatinde bütün aldığımız mesafeyi, Sayın Trump’la değerlendirme fırsatını bulacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Ağustos’ta Moskova’da havacılık fuarında Vladimir Putin ile birlikte Suhoy tasarımı savaş uçaklarını yakından incelemişti. Bu ziyaret sonrası Türkiye’nin Rus savaş uçağı satın almasıyla ilgili söylentiler artmış, geçen ay da Türk basınında Ankara’nın 36 adet SU-35 avcı uçağı almaya yakın olduğu haberleri çıktı.
22 Ekim’de de Rus Federal Askeri Teknik İşbirliği Servisi Başkanı Dmitry Şugayev, Su-35 ve Su-57 konusunda istişarelerin yapıldığını, ancak sözleşmenin henüz görüşülmediğini açıkladı.
Türkiye’nin askeri alımlarındaki artış Erdoğan’la Putin’in gelişen ilişkilerinin bir sonucu. Ancak SU-35 alımı, ilişkilerin bir üst seviyeye taşınması bununla birlikte de Ankara’nın NATO müttefikliğinin zarar görmesi olarak yorumlanıyor.
VOA’e konuşan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nden emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk de sorunun sadece Türkiye’yle ABD arasında değil NATO’nun 28 üyesiyle yaşandığına dikkat çekiyor.
Türkiye’nin NATO’nun entegre komuta ve kontrol yapısı içinde yer alıp, Rus uçakları uçurması ve Rus füze sistemlerini kullanmasının mantıksız olduğunu söyleyen Solmaztürk, “Dünya o kadar basit” değil diyor.
Solmaztürk Rus jetlerinin satın alınmasıyla, teslimat ve eğitim benzeri nedenlerle Türk ve Rus yetkililerin karşılıklı ziyaretlerinin artacağına bunun da Ankara’nın askeri olarak Moskova’ya yöneldiğinin önemli bir göstergesi olaceğına dikkat çekti.
Öte yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 29 Ekim’de “Türkiye’nin Su-35 alacağı iddiası yalan. Biz F-35 projesinin ortağıyız, hakkımızı verin diyoruz” şeklinde konuşmuştu.
Erdoğan’ın 6 Kasım’daki açıklamasıysa Akar’la çelişiyor. Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’dan savaş uçağı alma kartını, gelecek haftaki Washington ziyaretinde Trump’a karşı kullanmaya çalışabileceği görüşünde.
Geçen hafta Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen ve 1915 olaylarını Ermeni Soykırımı olarak tanıyan kararı, aynı gün Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda düzenlediği harekata karşı yaptırım yasa tasarısının kabulü Ankara’nın öfkesini katladı. Kongre’yi şiddetle kınayan Erdoğan, 13 Kasım için planlanan ziyaretiniyse iptal etmedi.
Erdoğan önce Twitter’da, "ABD Başkanı Donald Trump ile ikili ilişkilerimizi ve bölgemizdeki meseleleri ele aldığımız verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Görüşmede terörle mücadele ve ülkelerimiz arasındaki ticari hedefler başta olmak üzere birçok konuda atacağımız adımları değerlendirdik" mesajını paylaştı. Macaristan ziyaretinde de Washington’da, ikili ilişkilerin ve bölgesel sorunların yanı sıra özellikle S-400, Patriot ve F-35 konularının ele alınacağını söyledi.
Erdoğan’ın Washington ziyaretinde elini güçlendirebilecek bir adım da Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı’ndan geldi. Türkiye Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, ikinci Rus yapımı S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi grubunun ortak üretim ve teknoloji transferi nedeniyle Türkiye'ye teslimatının gecikebileceğini açıkladı.
ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümünden Profesör Hüseyin Bağcı’ya göre Türkiye tostun içindeki peynir gibi. İki taraftan da bastırılıyor, Türkiye iki tarafı da idare etmeye çalışıyor; ancak Suriye nedeniyle Putin’in elinde daha çok koz var.
Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen’e göre de Rusya Cumhurbaşkanı Putin, Türkiye’yi Batı’dan ABD’den ve NATO’dan uzaklaştırarak, kendini Suriye’deki tek oyun kurucuya döndürdü ve Rusya’nın Ortadoğu’daki varlığını güçlendirdi.
Rusya’nın İdlib üzerindeki ağır bombardımanını sürdürmesi de Putin’in, Erdoğan’a Moskova’nın önemini göstermesi olarak yorumlanıyor. Zira Ankara, Esat rejiminin İdlib’deki muhaliflere yönelik ağır bir saldırısının Türkiye’ye yoğun bir göçmen akınına neden olmasından korkuyor.