Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de yaşananlar ve son dönemde arttığını söylediği İslam düşmanlığı üzerinden başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkelere tepki gösterdi.
AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nın Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği “İnsanlığın Yüzü” adlı programda konuşan Erdoğan, Gazze’de acil ateşkes önerisinin Birleşmiş Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin ret oyu vermesiyle reddedilmesini sert bir dille eleştirdi.
Your browser doesn’t support HTML5
Cumhurbaşkanı, “Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Biz ne diyoruz? Adil bir dünya mümkün ama Amerika'yla değil. Çünkü Amerika, İsrail'in yanında parasıyla, bütün silah mühimmatıyla yer alıyor. Ey Amerika, bunun hesabını nasıl vereceksin? İnsanlık Amerika'ya, Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi'ne destek veren ülkedir demeyecek bundan sonra, başta biz. Diyemeyiz. Çünkü İsrail'in yanında yer alan (Ege denizinde ölen Suriyeli göçmen) Aylan bebeklerin karşısında yer alanlara diyoruz ki, biz de sizin karşınızdayız" dedi.
“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail’i koruma ve kollama konseyine döndü”
Uzun yıllardır BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi bulunmasına yönelik eleştirilerini “Dünya beşten büyük” diyerek kavramlaştıran Erdoğan, bu yapının değiştirilmesi yönündeki görüşünü tekrarladı.
Cumhurbaşkanı, “BM Güvenlik Konseyi'nden bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Konsey, 7 Ekim'den bu yana İsrail'i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne ‘çatışmalar bir an önce dursun’ diyen 121 ülkenin iradesi ne BM Genel Sekreteri'nin çabaları, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı az önce söyledim. Amerika'nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. BM Güvenlik Konseyi reforme edilmesi olmazsa olmaz şarttır, şart. Gazze'den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Ukrayna’nın işgali ve 2013 yılındaki Gezi direnişi sırasında “olay yerine kamp kurup saatlerce canlı yayın yapmakla eleştirdiği BBC ve CNN International gibi batılı medya kuruluşlarını, Gazze’deki “zulmü” gözlerden kaçırmakla suçladı.
Erdoğan’dan Batı’ya barbarlık suçlaması
Tam 75 sene önce daha adil, daha özgür bir dünya idealiyle kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, insanlığın kazanımları açısından kritik bir belge olma vasfını hala koruduğunu belirten Erdoğan, beyannamenin varlığına rağmen son yıllarda İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının, Batılı toplumları zehirli bir sarmaşık gibi sardığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, “Yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve faşizan uygulamalardan en fazla mağdur olan kesim, hiç şüphesiz, göçmenlerin çoğunluğunu oluşturan Müslümanlardır. Terörist ve terör kavramları, İslam'a saldırmanın, Müslümanları tahkir etmenin, masumları katletmenin bir kılıfı haline dönüştürüldü. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik saldırılar Kanada'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne, Avrupa'dan Asya ülkelerine kadar dünyanın pek çok yerinde artarak devam etti. Fikir özgürlüğü bahanesiyle, İslam ve Müslüman karşıtı eylemleri meşrulaştırdılar, tasvip ve teşvik ettiler. Son dönemde Batı'nın barbarlık vasfının örneklerini doğrudan yaptığı ve dolaylı olarak destek verdiği hadiseler vesilesiyle giderek daha sık görmeye başladık” diye konuştu.
İlgili Haberler ABD’nin BM Güvenlik Konseyi vetosuna tepkiler yükseldi
“Kürtçe yasaktı önünü biz açtık”
Erdoğan, konuşmasının ilerleyen kısımlarında iç siyasete dair mesajlar verdi.
Kulislerde HEDEP ile “arka kapı diplomasi” yürüttüğü iddia edilen AK Parti’nin lideri ve Cumhurbaşkanı, Kürtçe’nin kendi iktidarları döneminde serbestleştirildiğini yineledi.
Erdoğan, “Resmi dilimiz olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önünü açtık. Bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkân tanıdık. Kürtçe yasak mıydı? Yasaktı, önünü biz açtık. Her türlü siyasi propagandayı Kürtçe olarak da benim Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim yapabiliyor mu? Yapıyor. Önünü biz açtık. Nefret suçu, ilk kez bizim dönemimizde ceza mevzuatımıza girmiştir. Alevi ve Bektaşi kardeşlerimiz ile Roman vatandaşlarımızın haklarına yönelik birçok önemli düzenlemeyi yaptık. Farklı din, mezhep ve inanç gruplarına ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerini kolaylaştırdık” diye konuştu.
Erdoğan sözlerine son verirken İstanbul ve Ankara’yı 31 Mart’taki yerel seçimlerde yeniden kazanmak için partililerden hazırlanmalarını istedi.