30 Ekim 2020’de saat 14.51’de İzmir’de yaşanan 15 saniyelik deprem, Simge Akbulut’un hayatını tamamen değiştirdi.
117 kişinin öldüğü 6,6 büyüklüğündeki depremde evleri yıkılan Akbulut, anne ve kardeşiyle saatlerce enkaz altında kurtarılmayı bekledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Dört saatin sonunda yıkıntılar arasından uzanan itfaiyecilerin elini tutan Akbulut, o anı “hayata yeniden geldim, ikinci kez doğdum” diye anlatıyor.
Akbulut, enkazdan çıktıktan sonra kendini, başka insanların hayatını kurtarmaya adadı. 26 yaşındaki Akbulut şu anda İzmir İtfaiyesi’nde er olarak görev yapıyor. Enkaz altındayken ona uzanan ellerle birlikte 3 buçuk yıldır afetlere yardıma koşuyor.
Enkaz altında yaralı ve çaresiz bekleyiş
30 Ekim depreminin dördüncü yıldönümü öncesinde VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akbulut, o gün yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“30 Ekim sabahı her zamanki gibi annem, kardeşim, ben kahvaltı yapıyorduk. Normal sıradan bir gündü. Babam işteydi. Sonra bir anda daha önce hiç duymadığım yeraltından gelen bir ses duydum. Sonra ev sallanmaya başladı ve yıkıldı. Annem, kardeşim ve ben yedi katın altında kaldık. Gözümü açtığımda baktım ki boynuma kadar göçük altındayım.”
Yaralı durumda enkaz altında çaresiz bekleyişin dört saat sürdüğünü söyleyen Akbulut, “Daha sonra şu an birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarım geldi. İlk, kardeşimi çıkardılar. O daha kolay bir yerdeydi. Ben ve annem daha derinde olduğumuz için bizim çıkmamız daha uzun sürdü. Dört saat sonucunda ilk ben, sonra annem çıktı” dedi.
“Çaresiz kaldığımda kurtaran ekip arkadaşlarım beni çok etkiledi”
Bir hafta hastanede tedavi görmesinin ardından hayatını değiştiren o kararı aldığını anlatan Akbulut, “Ben dört saat boyunca çaresiz şekilde o enkaz altında insanların bana yardım etmesini bekledim. Birinin yardımı olmadan çıkamazdım. Bu olay beni çok etkilediği için dedim ki, ‘ben neden mahsur kalan bir insana ya da bir hayvana yardım etmeyeyim?’ O yüzden bu mesleğe adım attım. Şu anda İzmir İtfaiyesi’nde itfaiye eri olarak çalışıyorum. Her tür arama kurtarma, yangın, kaza, her olaya gidiyorum. İnşallah kimse mahsur kalmaz ama dün onlar beni kurtardı, bugün de ben başkalarını kurtaracağım” diye konuştu.
Akbulut, geçmişte farklı alanda iki üniversite bitirmesine rağmen yaşadıkları yüzünden bu alanda çalışmayı seçtiğini de söyledi.
İtfaiyeci olan babasının da haberi alır almaz enkazın başına gelerek kurtarılmalarına yardım ettiğini belirten Akbulut, “Bu mesleğe babam sayesinde yabancı değilim, çünkü çocukluğum itfaiyede geçti. Çocukluğumdan beri bu işyerlerine gelip gidiyordum zaten. Ama asıl çaresiz kaldığımda kurtaran ekip arkadaşlarım beni çok etkiledi” dedi.
“İnsanlara karşılıksız yardım etme duygusu, diğer tüm duygularımın önüne geçiyor”
Çalışma arkadaşlarının depremi yaşamasına rağmen bu kararı almasına şaşırdıklarını söyleyen Akbulut, “İnşallah olmaz ama bir deprem olursa, ben deprem ekibinde olduğum için aynı şekilde deprem alanına gideceğim. ‘Sen hiç dar alana, karanlık alana girerken etkilenmiyor musun, sen nasıl geleceksin?’ diyenler var ama kesinlikle etkilenmiyorum. Çünkü çaresizlik duygusunun ne olduğunu hem kendim hem de ailem için tattığım için ben de o şekilde çaresiz kalan herkesi kurtarabilirim. Hiçbir korku duymuyorum. İnsanlara karşılıksız yardım etme duygusu, benim diğer tüm duygularımın önüne geçiyor” ifadelerini kullandı.
VOA Türkçe’ye konuşan İzmirli itfaiyeci, aynı zamanda Türkiye’de kadınların çok fazla tercih etmediği bir mesleği seçti.
Bu durumun bazen çevresinden tepki çektiğini söyleyen Akbulut, "İnsanlar genelde kadın itfaiyeciyi bu mesleğe çok yakıştırmıyor. İnsanlar şaşırıyor, mesela yangın yerine gidiyorum, biri bana ‘beyefendi bakar mısınız’ diyor. Arkamı dönüyorum, ‘ha sen kadın mıydın’ gibi tepki veriyor. ‘Bu erkek işi, senin burada ne işin var’ diyebiliyorlar ama biz kadın arkadaşlarımız olarak dikkate almıyoruz. İzmir İtfaiyesi zaten yaklaşık 10 yıldır kadın istihdamına yer veriyor. Ben erkek işi, kadın işi diye ayırmıyorum” diye konuştu.
Akbulut kadınlara seslenerek, “Bu tarz küçümsemelere kulak asmamalarını ve hayallerinin peşinden koşmalarını istiyorum” dedi.
“6 Şubat’ta sonra geceleri uyuyamıyordum, yemek yerken rahatsızlık duyuyordum”
İzmir’de meydana gelen depremden üç yıl sonra Türkiye’nin deprem hafızasını tazeleyen son büyük sarsıntı, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremler oldu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can alan felaketinde, resmi rakamlara göre depremin vurduğu 11 ilde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi de yaralandı.
6 Şubat depreminin ardından sahada görev yapan arama kurtarma ekiplerine İzmir’den destekte bulunan Akbulut için felaketi uzaktan da yaşamak sarsıcı olmuş.
Akbulut, 6 Şubat depreminden sonra hissettiklerini, “Benim yaşadığım bir şey olduğu için geceleri uyuyamıyordum, yemek yerken çok rahatsızlık duyuyordum. ‘Ben burada yemek yiyorum ama bir başkası benim gibi enkaz altında kalmış, kim bilir kaç saat kaldı, bir sağlık problemi var mı’ gibi çok düşündüğüm için o süreç benim için çok zordu. Sürekli aklımda oradaki insanlar vardı” sözleriyle anlattı.
“Her şeyden önce evimizin depreme ne kadar dayanıklı olduğunun testini yaptırmamız gerekiyor”
Akbulut, bundan sonra yaşanacak doğal afetlerde yıkım ve ölümlerin önüne geçilebilmesi için şu mesajları verdi:
“Kendimiz bir ev satın alıyorsak ya da bir eve kiracı olarak çıkıyorsak, bence her şeyden önce depreme ne kadar dayanıklı olduğunun testini yaptırmamız gerekiyor. Hepimizin bir deprem çantası da bulunması gerekiyor. En başta düdük, sesimizi duyurmak için. Çünkü ben enkazdayken bağırdığım zaman çok dipte olduğum için kimse beni duymuyordu. Belki yanımda bir düdük olsaydı sesimi daha iyi iletebilirdim.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Acil İzmir” adındaki mobil uygulamasının da telefonlara indirilmesi için çağrıda bulunan Akbulut, “Enkazda kaldığınız zaman, direkt bir butonla komut yolluyorsunuz ve merkezimize konumunuz ve telefon numaranız geliyor” ifadesini kullandı.
Belediyenin İzmir depreminden sonra 2021’de hizmete aldığı uygulama, akıllı telefonların App Store ve Play Store platformlarından ücretsiz indirilebiliyor.
Uygulama, “Enkaz altındayım” butonu ile ya da telefona ulaşılamayan durumlarda dahi uzaktan seslenerek “Beni Bul” komutuyla, depremzedelerin otomatik olarak yardım çağrılarını ve konumlarını İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye yetkilileriyle paylaşabilmesini sağlıyor.