Engellilerin Yerel Seçimlerden Beklentileri

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 Nüfus ve Konut Araştırması’na göre ülkemizdeki engellilerin oranı yüzde 6,9. Engellilerle ilgili açıklanan bu son resmi istatistikteki oranın değişmediğini varsayarak, toplam nüfusu 82 milyonu aşan Türkiye’de, engellilerin sayısının da 5,6 milyondan fazla olduğu söylenebilir. VOA Türkçe, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde, İzmir’de farklı engelli gruplarına seçilecek olan belediye başkanlarından beklentilerini sordu.

Your browser doesn’t support HTML5

Engellilerin Yerel Seçimlerden Beklentileri

“Evrensel tasarım ve makul uyumlulaştırma”

Farklı engelli gruplarına hitap eden Beyazay Derneği’nin görme engelli İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bizim iki temel tezimiz var. Bunlardan birincisi kentleri planlarken, politikaları oluştururken bütün kesimlerin göz önüne alınmasını gerektiren evrensel tasarım tezi. İkincisi ise makul uyumlulaştırma, yani eşitleme çabaları. Örneğin bir kitap basıldığı zaman sadece mürekkep baskısının değil, kabartma harfli ve sesli versiyonunun da olması lazım. Bu tezlerden yola çıkarak görme engelliler için kentlerin nasıl olması gerektiği sorusuna cevap verebiliyoruz.

“Binalar engellilere uygun değilse, ruhsat verilmesin”

Bina girişlerinin rampalı olması, asansörlerin görme engelliler için sesli ve kabartma işaretlerle donatılması gerekir. Asansörlerin akülü sandalyelerle girilebilecek şekilde olmasında fayda var. Yeni yapılan binalar engellilere uygun değilse yapılmasın, durdurulsun ya da ruhsat verilmesin. Gerekirse ruhsat verme yetkisinde engelli meclislerinin, engelli derneklerinin de yetkisi olsun.

Kaldırımların masalar, sandalyeler, tabelalar ve diğer nesneler tarafından işgal edilmemesi gerekir. Yaya geçitlerinde trafik ışıklarını belirten sesli sinyalizasyon sistemi olması lazım. Belediye otobüslerinde ve raylı sistemlerde nereye geldiğimizi ve geleceğimizi belirten sesli uyarı sistemleri olmasında fayda var.

“Engelliler karar alma süreçlerinde olmalı”

Merkezi ve yerel idareler engelli dernekleriyle düzenli toplantılar yaparak süreci birlikte yönetmeli. Kent Konseyleri ve engelli dernekleri aracılığıyla engelliler de karar süreçlerinin içinde olmalı. Kent Konseylerinin ve Engelli Meclislerinin hem sayıları hem yetkileri artırılmalı. Engellilerle ilgili şube müdürlüklerinin de sayısı ve yetkisi artmalı, bunlar tahsisatı olan kurumlar haline getirilmeli.

Belediye Meclislerine engelli seçmediniz, engelli belediye başkanını seçmediniz. Hiç olmazsa engellilerle ilgili yapılacak plan, program, proje ve hedeflerde engelliler söz ve karar sahibi olsun.”

“Tekerlekli sandalyeler kaldırımlara sığmıyor”

Yeni Oluşum Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Cafer Çelik de yeni yapılan binaların bile engellilere uygun olmamasından şikayetçi. Ama şikayetleri bununla sınırlı değil:

“Yeni yapılan binalarda bile engellilere uygunluk yok. Engelli, bir ev aldığında kendi evine çıkamıyor. Birilerinin yardımına ihtiyaç duyuyor. Tadilat için müracaat ettiğinde prosedür uzuyor. Çünkü bütün apartman sakinlerinin imzası gerekiyor.

Bedensel engelli sokağa çıktığında da tekerlekli sandalyesi kaldırıma sığmıyor ya da kaldırımda karşısına bir ağaç çıkıyor. Otobüs durakları ile engellilerin karşıdan karşıya geçebilecekleri yerler arasında 500-600 metre mesafe olabiliyor. Çöp bidonları otobüs duraklarına yakın konduğu için otobüs durağa tam yanaşamıyor. Otobüste engelli rampası olsa bile, engelliler bu nedenle otobüslere binmekte sıkıntı çekiyor. Belediyelerin bu tür konulara daha fazla dikkat etmesi gerektiğine inanıyoruz.

Engelli dernekleriyle belediyelerin ilişkileri geçmişten bu yana zayıf. 25-30 dernek birleşiyorsunuz, imza topluyorsunuz belediye başkanından randevu alamıyorsunuz. Sivil toplum örgütlerinin dikkate alınması gerektiğine inanıyorum.

İşitme engellilerin en büyük sorunu iletişim

İzmir Sağırları Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Metin Atak, VOA Türkçe’nin sorularını derneğin ikinci başkanı olan Ufuk Ekici’nin tercümanlığı ile cevaplandırdı:

“Tüm kamu kurumlarıyla olduğu gibi belediyelerle de iletişimimiz çok zayıf. İşaret dilini bilen tercümanlar olmadan sorunlarımızı anlatamıyoruz. Kamu kurumlarındaki işaret dili tercümanlarının birçoğu 120 ya da 200 saat eğitim görerek bu konuda diploma alan kişiler. Böyle bir eğitim de yeterli olmuyor. Bu nedenle biz Coda’ların (Children of Deaf Adults) yani anne babaları işitme engelli olan çocukların bu alanda istihdam edilmesini istiyoruz.

İstihdama destek beklentisi

Belediye başkan adayları bize her seçimde söz veriyorlar. Ancak maalesef verdikleri sözler yerine getirilmiyor. Son yıllarda maalesef işitme engelliler hep arka planda kaldı. Oysa daha fazla desteğe ihtiyaçları var. Çünkü, işitme engelliler hem duyamıyor hem de konuşamıyor. Derdini anlatamıyor. Derdini anlatamadığı için de sürekli problem yaşıyor.

İşitme engelliler istihdam konusunda büyük sıkıntı yaşıyor. Yerel yönetimlerden bu konuda destek bekliyoruz. Spor kulüplerimize destek verilmesini istiyoruz”.

Zihinsel engellilerin talebi, gündüz bakımevi

Konak Kent Konseyi’nin eski Engelli Meclis Başkanı olan Seyit Çelebi bir bedensel engelli. Aynı zamanda otistik bir çocuğun babası. VOA Türkçe’ye hem otistik hem de zihinsel engelli çocukların aileleri olarak sosyalleşemediklerini söyledi:

“Özellikle anneler sosyal aktivitelere katılamıyorlar. Tiyatroya, sinemaya gidemiyorlar. Hatta faturalarını yatırmaya bile gidemiyorlar. Mesela ben eşimle birlikte bir düğüne bile gidemiyorum. Birimizin evde kalması ve kızımıza bakması gerekiyor. Eğer bir gündüz bakımevi olursa, annelere de bir nefes alma imkanı çıkacak. Bu yüzden seçilecek olan belediye başkanları hangi partiden olursa olsun, bütün ilçelerde otizmli ve zihinsel engelli çocuklarımız için gündüz bakımevleri açılmalı.”