Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Dünya Mülteciler Günü’nde 2016 yılında zorla yerinden edilen insan sayısının bir önceki yıla göre 5,8 milyon artışla 65,3 milyona ulaştığını açıkladı. BM’nin hazırladığı Küresel Eğilimler raporu, her bir dakikada 24 kişinin topraklarını terk etmeye zorlandığını ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin hazırladığı rapora göre, dünyadaki mültecilerin yarısından fazlasını 3 ülkenin vatandaşları oluşturuyor. 4,9 milyon mülteciyle Somali (1,1 milyon) ve Afganistan’ın (2,7 milyon) önünde yer alan Suriye, zorla yerinden edilerek ülke içinde göçe zorlananlar kategorisinde de Kolombiya’nın arkasında yer alıyor.
6,9 milyon Kolombiyalı, 6,6 milyon Suriyeli ve 4,4 milyon Iraklı zorla yerlerinden edilerek kendi ülkelerinde başka kentlerde yaşıyorlar.
Birleşmiş Milletler raporuna göre, dünyada en büyük mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye. Rapor, Suriye ve Irak’ın kuzey komşusunun 2,5 mülteciye barınma olanağı sunduğunu yazıyor.
Af Örgütü: Türkiye mülteciler konusunda zorlu bir görev üstlenmiş durumda
Bugün İstanbul Galatasaray Meydanı’nda “mülteci hakları sınır tanımaz” pankartı taşıyarak Dünya Mülteciler Günü’nde dikkatleri bu meseleye çekmeye çalışan Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Direktörü Begüm Başdaş, Türkiye’de 3 milyondan fazla mülteci olduğu görüşünde.
“Resmi rakamlara göre Türkiye’de 2,7 milyon Suriye’den gelen mülteci var. Bunun dışında Başta Irak ,Afganistan, Somali gibi ülkelerden gelerek sığınma talebinde bulunan yaklaşık 400 bin sığınmacı bulunuyor. Genel olarak sorunlar hem ortak hem ayrı. Suriyeliler ülkelerinde yaşanan mağduriyet ve yıkım nedeniyle çok önde ama bu durum diğer mültecilerin yaşadığı sorunları göz ardı etmemize yol açmamalı.”
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü, dünyada en yüksek mülteci nüfusunu kapılarını açan Türkiye’nin takdir edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
“Türkiye, gerçekten çok zor bir görevi üstlenmiş durumda. Elbette bazı konularda yetersizlik var ama Türkiye sayısal olarak büyük bir nüfusla bir arada yaşıyor bu nedenle hakkını teslim etmemiz gerek. 2014 yılında Suriye’den gelen mültecilerin statüsü için geçici koruma yönetmeliği çıkarıldı ama önemli ama uygulamada eksiklikler var. Sağlık hakkına erişim iyi ama eğitim sorunları hala çözülebilmiş değil. Barınma hakkı ciddi problemli. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ancak 260 bin kadarı AFAD kamplarında bulunuyor. Bu toplam Suriyeli nüfusunun neredeyse %10’u. Geri kalan yaklaşık 2,5 milyon Suriyeli kendi koşullarıyla barınmak zorunda kalıyor.”
Özellikle İstanbul ev İzmir gibi büyük kentlerde barınma koşullarının sıkıntılı olduğuna dikkat çeken Begüm Başdaş, mültecilerin temiz ve güvenli barınma imkanı sağlamakta zorluk yaşadıklarını belirtiyor.
“Uluslararası toplum Türkiye’ye gerekli desteği vermiyor”
Uluslararası toplumun başta Türkiye olmak üzere Suriye’nin komşularını yalnız bıraktığını söyleyen Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yle yaptığı anlaşmayı da eleştiriyor.
Başdaş, “Uluslararası toplum ise gerekli desteği vermiyor. Paranın kullanılacağı yerler mültecilerin geri gönderme merkezleri olmamalı. Kendilerini idare edebilecekleri bir yöntem olmalı. Suriye savaşına baktığımızda mültecilerin uzun bir süre daha Türkiye’de yaşamak zorunda olduğunu görüyoruz. Bunun sürdürülebilir olması lazım. Avrupa’nın tavrı akıl alır gibi değil. Kesinlikle çok daha fazla mülteciye ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip. Ama almıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye’yle pazarlık yaparak mültecilerin Avrupa’ya geçişini engellemeye çalışıyorlar. Mülteci Anlaşması Türkiye’nin güvenli ülke olduğu gerekçesiyle imzalandı. Ama biz Türkiye’nin güvenli ülke olduğu yönünde endişe taşıyoruz” diyor.
Begüm Başdaş, Avrupa Birliği daha fazla mültecilere kapılarını açan ülkelere daha fazla mali kaynak aktarmalı, yerleştirme kotalarını yükseltmeli, aile birleşimlerini arttırmalı ve mülteci sponsorluğu mekanizmasının önünü açmalı.