Eğitim-Sen’den Karamsar Eğitim Raporu

Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi yeni eğitim yılının ilk gününde, eğitim camiasının sorunlarını rapor haline getirdi. Raporda, hükümetin Kürtçe eğitimden fiilen vazgeçtiği, eğitim cemaatlerin ve tarikatların insafına bırakıldığı vurgulandı.

2044 okulda, 461 bin 021 öğrencinin ders başı yaptığı Diyarbakır’da da, yeni eğitim yılı heyecanı yaşanıyor. Ancak Eğitim-Sen’e göre eğitim bu yıl da sorunlu başlıyor. Eğitim-Sen Diyarbakır şubesi, yaşanan sorunları bir raporda topladı. Üç başlık altında toplanan sorunlar da ilk sırayı anadilde eğitim aldı. 2017’de sadece üç Kürtçe öğretmen atandığı vurgulanan raporda, hükümetin anadilde eğitimden fiilen vazgeçtiği belirtildi. Rapora, “Bunun en bariz örneği seçmeli ders olan Kürt dilinin okullarda okutulmasını sağlayacak öğretmenlerin ataması yapılmamış olması yapıldıysa da sembolik düzeyde kalması iktidarın ve devletin Kürt diline ve farklı dillere bakışının en bariz örneğidir” denildi. Raporda,“Diyarbakır’da 2017 yılında sadece 3 Kürtçe öğretmeni atanmıştır. Okullarda ihtiyaç yokmuş şeklinde planlama yapılarak öğrencilerin Kürtçe dersine ulaşması fiilen engellenmiştir. Biz eğitim sen olarak milyonlarca kişinin kendi anadiline seçmeli ders olarak okutulmasını kabul etmiyoruz. Her toplum kendi anadilinde eğitim görmeli bu yasakçı faşizan politikalardan biran önce vazgeçilmelidir” ifadeleri yer aldı.

Raporun “Eğitimde Dinselleştirme” başlığı altında ise eğitimin cemaat ve tarikatlara bırakıldığı ifade edildi. Raporun bu bölümü şöyle; ”Okullar dönüşüme tabi tutulmuş ülkede eğitim cemaatlerin ve tarikatların insafına bırakılmış, değerler eğitimi altında pedagojik formasyondan yoksun nereden eğitim aldıkları belli olmayan cemaat ve tarikat üyeleri okulları kendi arka bahçesi gibi kullanmaya başlamış ve bunu da bakanlık ve valilik onayıyla yapmışlardır. Cemaatler ve tarikatlar kendi çalışmalarını yaparken de giderleri devlet tarafından karşılanmış ve karşılanmaya devam etmektedir, yerelde de iktidara yakın durmak için yöneticiler kraldan daha kralcı olmuş ve toplumun ihtiyacına göre değil de iktidarın isteklerini yapma yarışıyla eğitimin içini boşaltmışlardır. Artık en ufak bir eleştiri ülke genelinde vatan hainliğiyle yerellerde de belli çıkar çevreleri vasıtasıyla dinsizlik olarak topluma yansıtılmaya başlanmıştır. Bu şekilde uygulanan politikalar ve çıkar grupları kendilerine manevra alanları açmış ve kendi kişisel çıkarlarını toplumun genel çıkarıymışçasına topluma aktararak toplumun geleceğine ipotek koymuşlardır.”

Raporun iş güvencesi bölümde ise 144 akademisyen ve öğretmenin ihraç edildiği, 4 eğitimcinin tutuklu olduğu, 264 öğretmenin de sürgün edildiği vurgulandı. Raporda, ”Bir gecede sınav sistemi değiştirilmiş, değişirken eğitimin başındaki bakanın dahi haberi olmamıştır. Okullar nitelikli ve niteliksiz olarak tanımlanarak öğrenciler eğitimin doğasına ve insani değerlere aykırı olarak ayrımlaştırılmıştır. Okullarda işyeri barışı ortadan kalkmış, herkes birbirinden şüphelenir hale gelmiştir. Gündemi takip etmek, konuşmak suç olunca susan bir toplum iktidar için bir hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmüştür” görüşlerine yer verildi.

Raporun açıklandığı basın toplantısında konuşan Eğitim-Sen 2 no’lu Şube Eş Başkanı Fatma Budak, sendikanın taleplerini sıraladı. Budak, ”Anadilde demokratik laik bilimsel ve kamusal eğitim. Müfredatın çağa uygun hale getirilerek gerici yoz ve cinsiyetçi söylemlerden arındırılması. Güvenceli istihdam. Kadrolaşmaya son verilip objektif kriterlere göre idareci atamaları yapılması. Toplumsal vicdani yaralayan ve yozlaştıran taciz, tecavüz ve şiddeti teşvik edici cezasızlık sisteminden bir an önce uzaklaşıp, ciddi yaptırımlar uygulanması. Cemaat ve tarikatların eğitim sisteminden bir an önce uzaklaştırılıp sosyal devlet ilkesine göre inancına kimliğine bakılmadan insanların eğitimden faydalanması. OHAL komisyonunda tamamen oyalama süreci işletiliyor bir an önce bu tavırdan vazgeçilip hukuki sürecin önü açılmalı hukuksuz bir şekilde ihraç edilen üyelerimiz görevlerine iade edilmelidir” dedi.