İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Tulum köyünde yaşayan Ayşe Yörümlü, Afrikalı atalarından miras kalan siyah rengini korusa da tipik bir Egeli şivesiyle konuşuyor. “Dedemin dedesi Sultan Hamit zamanında köle olarak getirilmiş” diyor.
80 yaşını geçen Yörümlü de Afrika kökenli Türkler için kullanılan “Arap” ifadesini benimsemiş. “Eskiden çok Arap vardı Tulum’da. Şimdi iki tane kaldık. Kimi öldü, kimi beyazlarla evlendi. Bir nesil daha geçince, biz de gidince Araplık kalmayacak” diyor. Kendi babasının da beyaz olduğunu anlatıyor.
Your browser doesn’t support HTML5
“Bugüne kadar kardeşçe geçindik”
Afrikalı Türkler, Batı Ege’nin Tire, Ödemiş, Bayındır, Torbalı, Söke, Akhisar ve başka ilçelerinde yaşıyorlar. Hala birçok köyde onlara rastlamak mümkün. Bayındır ilçesine bağlı Hasköy’de yaşayan İletmiş ailesi de Afrika kökenli. Deniz İletmiş, eskiden köylerinde 14-15 hane Afrotürk olduğunu ama şimdi bu sayının 5-6 haneye düştüğünü anlatıyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İletmiş, doğup büyüdüğü bölgede teninin renginden dolayı bir ayrımcılıkla karşılaşmadığını belirtiyor. “Ege bölgesinde bizim gibiler çok olduğu için alışkınlar. Bu topraklarda bugüne kadar kardeşçe geçindik hep. Hatta bizi çok severler” diye konuşuyor. Fakat bölge dışına çıkıldığında işin rengi biraz değişiyor. İletmiş, kimi sıkıntılar yaşadığını söylüyor ama fazla ayrıntıya girmiyor, “İlginç geliyoruz onlara. Bizim insan değil de farklı bir şey olduğumuzu mu zannediyorlar. Bir anlam veremiyorum. Ama onlara da saygı duymak lazım” ifadesini kullanıyor.
“İlk kuşak yaşar, ikincisi reddeder, üçüncüsü araştırır”
Köylerde konuştuğumuz Afrikalı Türklerin birçoğu kendi dedelerinin tam olarak ne zaman ve nereden geldiğini söyleyemiyor. 2006 yılında kurulan Afrikalılar Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin başkanı Şakir Doğuluer, “ilk kuşak yaşar, ikincisi reddeder, üçüncüsü araştırır” sözünü hatırlatıyor ve Afrotürklerin kendi kökenlerini daha yeni yeni merak etmeye başladığını söylüyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Doğuluer, “Özellikle 1800’lü yıllarda köle olarak getirilenler var. Ayrıca tarım işçisi olarak gelenler var. Bunun dışında Osmanlı ordusuna katılıp daha sonra Anadolu’ya yerleşenler var. Ayrıca Fransız ordusuyla birlikte savaşa gelip karşılarında Müslüman Türk ordusunu görünce saf değiştirenler var” diye konuşuyor.
Doğuluer, Afrotürklerle ilgili ciddi bilimsel araştırmalar yapılmadığını belirtiyor ve ekliyor: “Dernek kurulana kadar bizimle ilgili hiçbir çalışma yapılmamış. Biz de rengimizle alay edildiği için kendimizi anlatamadık, çekingen davrandık. Alay edileceği, laf söyleneceği endişesiyle kendimizi sakladık. Ama yanlış yapmışız.”
Sayıları giderek azalıyor
Artık görünür olmak istediklerini anlatan Doğuluer, Afrikalı Türklerin sayısıyla ilgili olarak da net bir veri olmadığını kaydediyor. Kendi tahminlerine göre, 25-30 bin Afrotürk olduğunu belirten Doğuluer, özellikle karışık evliliklerden dolayı sayının giderek azaldığını, “Günümüzde karışık evlilikler yoğun. Eskiden de vardı. Renk olarak giderek azalıyoruz. Bazı kişiler, ‘rengimden dolayı benim çok canım yandı. Benim çektiğimi çocuklarım çekmesin’ diye beyazlarla evlenmeyi tercih etmiş. Diğer yandan aşk evlilikleri oluyor. Eskiden siyah kızlar beyaz erkekleri tercih ediyordu. Şimdi beyaz kızlar da siyah erkekleri tercih etmeye başladı. İleride siyah renkli insan bulamayacağız” sözleriyle vurguluyor.