Yirmi yıl önce bu ay, Irak'ın Ebu Gureyb hapishanesinde kötü muamele gören mahkumların ve onları gardiyanlık yapan ABD askerlerinin gülümsediklerini yansıtan fotoğraflarının yayınlanması, dünyada şok etkisi yaratmıştı. Şimdiyse Ebu Gureyb'de tutuklu kalan üç eski mahkum, kendilerine kötü muameleden sorumlu tuttukları askeri taşeron firmaya karşı ABD mahkemesinde adalet arayacak.
Davacıları temsil eden Anayasal Haklar Merkezi avukatlarından Baher Azmi, duruşmanın Pazartesi günü Virginia eyaletinin başkent Washington’a komşu Alexandria kentindeki ABD Bölge Mahkemesi'nde başlayacağını ve Ebu Gureyb'den kurtulanların işkence iddialarını ilk kez bir ABD jürisine sunabileceklerini söyledi.
Açılan davanın sanığı CACI firması, hapishanede tutukluların sorgusunu yapan çalışanları tedarik ediyordu. Virginia merkezli firma, yasalara aykırı davrandığını reddediyor ve 16 yıldır süren dava boyunca çalışanlarının davacılardan herhangi birine kötü muamelede bulunmadığını vurguluyor.
İlgili Haberler Kronoloji: ABD Öncülüğündeki Irak Savaşı’nın 20. YılıAncak davacılar, hükümet soruşturmalarında CACI'nin askeri polise tutukluları sorgulamaları için "yumuşatmaları" talimatı verdiğine dair kanıtlara atıfta bulunarak, maruz kaldıkları işkenceyle sonuçlanan koşulların oluşturulmasından CACI'yi sorumlu tutmaya çalışıyorlar.
Ebu Gureyb skandalıyla ilgili soruşturmayı yürüten emekli Orgeneral Antonio Taguba da ifade vermesi beklenenler arasında. Taguba'nın soruşturması, en az bir CACI çalışanının askeri polise fiziksel istismara varan koşullar belirleme talimatı verdiği için sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varmıştı.
2004'te yayınlanan fotoğraflarda çıplak mahkumların üst üste istiflendiği ya da tasmalarla sürüklendiği görülmüştü. Bazı fotoğraflarda bir cesedin yanında poz verirken gülümseyen ve başparmağını kaldıran bir asker, köpeklerle tehdit edilen ya da başlarına çuval geçirilerek elektrik tellerine bağlanan tutuklular görülüyordu.
Görüntülerin hiçbirinde açıkça görülmeyen davacıların kötü muameleye ilişkin açıklamalarıysa rahatsız edici bulundu.
Süheyl El Şimari, cezaevinde kaldığı iki ay boyunca cinsel saldırılara ve dayağa maruz kaldığını aktarmıştı. Ayrıca Şimari’ye elektrik şoku verilmiş ve boynuna bağlanan bir iple hapishane içinde sürüklenmişti. Eski El Cezire muhabiri Salih El Ecaili, koyu renkli kan kusmasına neden olan pozisyonlara girmeye ve kadın iç çamaşırı giymeye zorlandığını, uykusuz bırakıldığını ve köpeklerle tehdit edildiğini anlatmıştı.
CACI ise Ebu Gureyb'deki koşulları belirleme sorumluluğunun ABD ordusuna ait olduğunu ve çalışanlarının askerlere emir verecek konumda olmadığını kaydetmişti. Mahkeme belgelerinde CACI avukatları "tüm davanın CACI’ye sorumluluk yükleme girişiminden ibaret olduğunu çünkü personelinin içinde kötü şeyler olan bir faaliyet ortamına sahip savaş bölgesi hapishanesinde çalıştığını" söylemişti.
Dava 2008'den bu yana mahkemelerde sürüncemede kaldı. CACI yaklaşık 20 kez davanın mahkemeden düşürülmesi için çaba gösterdi. ABD Anayasa Mahkemesi 2021 yılında CACI'nin temyiz çabalarını geri çevirdi ve davayı yargılanmak üzere bölge mahkemesine geri gönderdi.
CACI, temyiz argümanlarından birinde, ABD'nin işkence iddialarına karşı dokunulmazlığa sahip olduğunu ve CACI'nin hükümetin ihalesini alan bir taşeron olarak dokunulmazlığa sahip olduğunu iddia etti. Ancak ABD Bölge Yargıcı Leonie Brinkema, türünün ilk örneği olan bir kararla, ABD hükümetinin mahkumlara işkence etmek gibi yerleşik uluslararası normları ihlal eden iddialar söz konusu olduğunda dokunulmazlık talep edemeyeceğini, dolayısıyla CACI'nin de herhangi bir dokunulmazlık talep edemeyeceğini belirledi.
Jüri üyelerinin önümüzdeki hafta, askeri mahkemede doğrudan kötü muamelede bulunmaktan mahkum edilen bazı askerlerin ifadelerini de dinlemesi bekleniyor. Saldırı, uygunsuz davranışlar ve görevi ihmal gibi suçlamalarla askeri mahkemede mahkum edildikten sonra sekiz yıldan fazla hapis cezasına çarptırılan eski başçavuş Ivan Frederick, duruşmaya katılmayı reddettiği için jüriye dinletilmesi beklenen bir ifade verdi. İki taraf, Ivan Frederick’in ifadesinin askerlerin CACI elemanlarının talimatı altında çalıştıklarını ortaya koyup koymadığı konusunda görüş ayrılığına düştü.
ABD hükümeti, iki hafta sürmesi planlanan duruşmada bir sürpriz yapabilir. Hem davacılar hem de CACI, hükümetin bazı kanıtların kamuya açıklanması halinde ulusal güvenliğe zarar verecek devlet sırlarını ifşa edeceği yönündeki iddiaları nedeniyle davalarının engellendiğinden şikayetçi.
Hükümet avukatları 5 Nisan'daki duruşmada, tanıkların devlet sırrı olduğunu düşündükleri bir alana girmeleri halinde itiraz etmeye hazır olacaklarını söyledi.
Çok sayıda karmaşık ulusal güvenlik davalarına bakan Yargıç Brinkema, hükümeti duruşmada böyle bir ayrıcalık ileri sürmesi halinde "bunun gerçek bir devlet sırrı olması gerektiği" konusunda uyardı.
Hükümet avukatlarından Jason Lynch, "Elimizden geldiğince bu işin dışında kalmaya çalışıyoruz" dedi.
Üç davacıdan sadece şu anda İsveç'te yaşayan El Ecaili'nin bizzat ifade vermesi bekleniyor. Diğer iki davacıysa duruşmaya Irak'tan katılacak ve uzaktan ifade verecek. Yargıç Brinkema, 5 Nisan’daki duruşmada, "Terörist olsalar bile bu, burada iddia edilen davranışları mazur göstermez" diyerek davacıların Ebu Gureyb'e gönderilme nedenlerinin davayla ilgisiz olduğuna ve jüri üyelerine bu bilginin verilmeyeceğine karar verdi. Mahkeme belgelerine göre üç tutuklu da iki ay ila bir yıl arasında değişen gözaltı sürelerinin ardından herhangi bir suçla itham edilmeden serbest bırakılmıştı.