Uzun yıllardır enerji merkezi olmak için uğraşan Türkiye, Batı Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğalgaz keşfinin ardından ‘bölgesel enerji ticaret üssü’ olma hedefini gündemine aldı.
Doğalgaz keşfini Fatih sondaj gemisini yapması nedeniyle İstanbul’u fetheden Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in kabrini ziyaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Doğu Akdeniz’de de keşif beklentisini dile getirdi.
İlgili Haberler Erdoğan'ın Doğalgaz Açıklamasına Halk Ne Dedi?Dönmez, ‘‘Enerji ticaret üssü olması hedefimiz var. Elektrik ve kendi kaynaklarımızla ürettiğimiz doğalgazı rekabete açıp uluslararası oyuncuların rekabet edeceği bir altyapıyı oluşturmuş oluyoruz. Sadece Türkiye açısından değil Güneydoğu Avrupa’da gerçekleşecek doğalgaz ve elektrik ticaretinin merkez üssü haline getirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’ye sadece Rusya’dan değil İran ve Azerbaycan’dan da doğalgaz geliyor. Irak’a kadar hattımızı götürdük, orada keşif olursa oradan gelme imkanı var. Kendi kaynağımızı bulduk. 4 tane LNG terminalimiz var. Birçok LNG’yi Türkiye’ye getirebiliyoruz. Belki Doğu Akdeniz’de keşif olacak. Bu kadar gazın geldiği bir yerde rekabetin olmaması mümkün değil’’ dedi.
Enerji Bakanı: ‘‘Enerji ithalatında ciddi azalma bekliyoruz’’
Türkiye’nin bugünkü fiyatlarla 65 milyar dolar tutarında bir doğalgaz keşfi yaptığını söyleyen Enerji Bakanı, söz konusu doğalgazın çıkarılmasının ardından hem cari açıkta hem de enerji ithalatında azalma beklediklerini dile getirdi.
Dönmez, ‘‘Cari açığın azaltılmasında hatta pozitif yöne geçmesinde en büyük katkıyı sağlayacak unsurlardan birisi. Bizim son 10 yıl ortalamasına baktığımızda petrol ve doğalgaza ödediğimiz bedel yaklaşık 40 milyar dolar civarında. Cari açığımıza baktığımızda da yıllar itibarıyla değişkenlik göstermekle birlikte, işte bu zaman zaman 40/50 milyar dolar oldu, zaman zaman 20 milyar dolara kadar düştü. Demek ki cari açığın en büyük etkenlerinden birisi bu enerji ithalatı gibi duruyor. Bu keşifle birlikte de ithalatımızda ciddi bir azalma bekliyoruz’’ diye konuştu.
Şu ana kadar Karadeniz’de 2 bin kilometrelik alanın sismik araştırmasının yapıldığını söyleyen Enerji Bakanı, 6 bin kilometrekarelik yeni bir alanda çalışmaların başlayacağını ve bu bölgede de benzer keşifler yapabilme beklentisi içinde olduklarını ifade etti.
TPAO: ‘‘Formasyon testleri Karadeniz’de şu ana kadar en büyük keşfin yapıldığını doğruluyor’’
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı da Türkiye’nin ilk kez ultra derin deniz keşfi yaptığını belirten bir duyuru yayınlayarak, Batı Karadeniz baseni Sakarya bloğunda açılan Tuna 1 kuyusunun Ereğli’nin 175 kilometre açığında bulunduğunu, bölgede su derinliğinin 2.117 metre olmakla birlikte 3.520 metre derinlikte sondaj faaliyetinin sürdüğünü açıkladı.
Açıklamada, ‘‘Tüm operasyonlar tamamen TPAO ve OTC (TPAO’ya bağlı Offshore Technology Center) tarafından milli imkanlarla yapılmıştır. Sondaj ve test çalışmaları devam etmekte olup son derinlik hedefi 4.525 metredir. Kuyu sondajı devam ediyor olmakla birlikte şuan itibarı ile yapılan keşfin yaklaşık 320 milyar metreküp civarında rezerve sahip olduğu hesaplanmaktadır. Tuna-1’in şu ana kadar elde edilen sonuçlarıyla ispatlanan jeolojik modelinin benzer komşu yapılarda da test edilmesiyle bahse konu rezervin daha da yüksek seviyelere ulaşması beklenmektedir. Üst miyosen pliyosen deniz altı yelpaze sisteminde gerçekleştirilen bu keşif, jeolojik ve jeofizik verilerle desteklenmekle birlikte operasyon esnasında yapılan formasyon testleri ile de doğrulanmış durumdadır. Keşif şu ana kadar Karadeniz’de gerçekleştirilmiş en büyük keşiftir’’ sözlerine yer verildi.
Prof. Güney: ‘‘Türkiye’nin keşfi çok uluslu şirketlerin ilgisini çekecektir’’
Siyaset bilimci Profesör Nurşin Ateşoğlu Güney de Karadeniz’deki gaz rezervlerinin geliştirileceği kanısında.
VOA Türkçe’ye konuşan Profesör Güney, ‘‘Türkiye için çok önemli bir keşif. Kendi imkanlarıyla bunu başarması ayrıca kayda değer. İkisi sismik, üçü sondaj olmak üzere Türkiye’nin 5 gemisi var. Bu Türkiye’ye hem serbestiyet hem de esneklik sağlıyor. Ben Karadeniz’de bu gaz rezervlerinin 320 milyar metreküpün çok ilerisine gidileceğini düşünüyorum. Mısır’ın Zohr bölgesinde bulduğu doğalgazın 850 milyar metreküp olduğu biliniyor. Karadeniz rezervleri buraya kadar neden çıkmasın? Böyle bir rezerv çokuluslu firmaların dikkatini çekecektir. Güney Kıbrıs’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de hakkı olan küçücük Afrodit sahasına uluslararası firmaların ilgisi varken Tuna 1 sahasına neden ilgisiz kalınsın ki? Bu hesap işi’’ dedi.
‘‘Doğalgaz kuyularının bulunması Türkiye’nin elini Doğu Akdeniz’de güçlendirecek’’
Türkiye yılda 12 ila 13 milyar dolar tutarında doğal gaz ithalatı yapıyor. Yapılan keşfin Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltacağına dikkat çeken Profesör Güney, Türkiye’nin bu sayede enerji sözleşmelerindeki pazarlık gücünü de arttıracağı görüşünde.
Güney, ‘‘Aslında doğalgaz piyasasında fiyatlar düştü. Ancak eski anlaşmalar olduğu için biz daha pahalı olarak doğalgazı kullanıyoruz. Kısa süre içinde Rusya ile yedi anlaşmamız bitiyor. Artık doğalgaz üreticisi bir ülke olacağınız için pazarlık gücünüz artacak. Bu da yalnız dışa bağımlılığı azaltmayacak aynı zamanda doğalgaz maliyetlerini de düşürmenizde yol oynayacak. Ben Türkiye’nin enerjide bağımsızlığının doğalgaza endeksli olduğunu düşünmüyorum. Başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımları artıyor. Nükleer enerji yatırımları var. Tabii Doğu Akdeniz’de de sondajlar devam ediyor. Burada da keşif olursa bu Türkiye’yi daha da kuvvetli kılacak. Zaten Türkiye’nin bu keşfi jeopolitik anlamda da dışarıda ses getirdi.
Ortadoğu ülkeleri Türkiye’nin yeni rezerv bulmasını tartışıyor. Suriye’den Libya’ya kadar yaptığı hamlelerle kendisine yönelik kuşatmayı boşa çıkaran Türkiye, Karadeniz’de yeni kuyuların da bulunmasıyla Doğu Akdeniz’de elini güçlendirecek’’ dedi.
Ali Semin: ‘‘Türkiye bu keşfi sayesinde Amerikan, Fransız, İngiliz şirketlerle çalışmak istemeyen ülkeler gözünde alternatif olabilir’’
Bilgesam Ortadoğu ve enerji uzmanı Ali Semin da yeni keşfedilen rezervin Türkiye için çok büyük bir motivasyon kaynağı olmakla birlikte sürecin ihtiyatlı bir şekilde sürdürülmesinin önemine vurgu yaptı.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Semin, ‘‘Bu keşif Türkiye için çok hayırlı bir keşif. Doğalgazın çıkarıldıktan sonra cari açığı düşüreceği muhakkak. Ama bu rezervle Türkiye’nin önde gelen doğalgaz üreticilerinden biri haline gelmediğini de akılda tutmak gerek. Türkiye’nin Rusya ve İran’dan ya da başka üreticilerden doğalgaz tedarik etme mecburiyeti ortadan kalkmış olmayacak. Tabii yüzde enerjide yüzde 90 dışa bağımlıyken yüzde 80 dışa bağımlı olmak çok iyi bir şey ama bu doğalgazı çıkardık diye dünyaya rest çekebilir miyiz? Tabii ki hayır. Bu keşif umut verici, büyük bir motivasyon kaynağı. Şunu da unutmamak lazım. Türkiye, bu keşif sonucunda doğalgaz üretimi başlarsa araştırma ve keşfetme konusunda büyük bir güven oluşturur. Bu da Amerikan, Fransız, İngiliz, İtalyan şirketlerle çalışmak istemeyen ülkeler gözünde Türkiye’yi önemli bir alternatif haline getirir. Mesela Libya. Libya’nın 20 milyar dolarlık planlanmış enerji yatırımı var. Libya, Türkiye için önemli bir kapı olabilir. Birçok Türk şirketi bu sayede Libya’ya gidebilir’’ diye konuştu.