Geçen ay sokak ortasında öldürülen Hilal Kar’ın katil zanlısı ayrı yaşadığı eşi M.D. hala yakalanamadı. Diyarbakır’da kadın hakları alanında çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Şiddetle Mücadele Ağı üyeleri bu kez Hilal Kar için toplandı.
Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan kadınlara Kar’ın kardeşleri de eşlik etti. Ellerinde Kar ve katil zanlısı M.D.’nin fotoğraflarıyla biraraya gelen kadınların arasında bulunan Rabia Kar, gözyaşları arasında, tehdit edildiğini söyledi.
Zanlının, ablasını öldürmeden önce kendisini tehdit ettiğin dile getiren Kar, polise başvurduğu halde önlem alınmadığını savundu.
Your browser doesn’t support HTML5
Kar, “Katil hala aramızda ve 13 gün oldu. Katilin bir an önce yakalanmasını istiyoruz. Lütfen herkes bu konu hakkında bize yardımcı olsun. Lütfen duyun, 13 gün oldu. Benim yeğenlerim yetim kaldı, öksüz kaldı. Kimse bir şey yapmıyor. Benim canım da tehlikede, ben de tehdit edildim. Bunu karakola bildirmeme rağmen somut delil istediler benden. Somut bir delil yok. Ben öldürülünce mi her şey çözülecek? Ben öldürülünce mi, ben ablam gibi katledilince mi her şey sonuca varacak?” dedi.
Şiddetle Mücadele Ağı adına konuşan İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Elçi de cinayetin ardından etkin bir soruşturma yapılmadığını savundu.
Katil zanlısı M.D.’nin 5 yaşındaki çocuklarıyla birlikte ortadan kaybolduğunu söyleyen Elçi, “13 gündür failin yakalanmaması ve 5 yaşındaki çocuğa ulaşılmaması etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini göstermektedir. Çocuğun fiziki ve psikolojik durumu açısından hayati tehlikesinin olabileceği endişemiz artmıştır. Bu olay, kadınların iradesini yok sayan ve kendi hayatlarına dair karar almalarına tahammül edemeyen bir zihniyetin ürünüdür” dedi.
“Karakollara başvurduk ama somut delil istediler”
Aile adına açıklamaya katılan Hilal Kar’ın kardeşi Ebru Kar, zanlının yakalanmamasına tepki gösterdi.
VOA Türkçe’ye konuşan Kar, diğer kardeşi Rabia Kar’ın, olaydan önce birkaç kez tehdit edilmesine rağmen önlem alınmamasına tepki gösterdi.
Failin bir an önce yakalanmasını isteyen Kar, “En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Aynı zamanda daha önce de belirttiğimiz gibi yeğenim de kayıp şu anda. Yeğenimin de bir an önce bulunmasını istiyoruz sağ salim. Kızkardeşimle beraber yaşadıkları için daha çok ona karşı edilen tehditler var. Bu konuda karakollara başvurduk ama somut delil istediler. Onu direkt arayıp tehdit etmediği, ablam aracılığıyla tehdit ettiği için, bunun somut bir delil olmayacağını, o yüzden işlem başlatamayacaklarını, sadece ifademizi alacaklarını söylediler. Bize çeşitli numaralar verdiler. Ama benim kızkardeşimin başına bir şey geldikten sonra o numaraların bize ne gibi bir faydası olacak onu da bilmiyoruz” diye konuştu.
Kadın cinayetleri kanıksanıyor mu?
Hilal Kar’ın öldürüldüğü günlerde Türkiye’nin değişik illerinde işlenen sekiz kadın cinayeti basına yansıdı. Kısa sürede bu kadar çok kadının öldürülmesi, cinayetlerin kanıksandığı tartışmalarını beraberinde getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, bu görüşü savunanlardan.
İşbilen, neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğünü belirterek, bu durumun iktidarın kadın politikalarından kaynaklandığını öne sürdü.
Toplumun kadın cinayetlerini kanıksadığını düşünen İşbilen, “Kadın cinayetini işleyenlerin herhangi bir koşulda ceza indiriminden faydalanacağı düşüncesi ve güvencesi erkekleri bu tür cinayetlere daha çok itiyor. Kadının her şeyi tartışma konusu ve tahmin etmeyeceğimiz kadar erkeklerin gündeminde. Erkekler de bunu tartışıyor” dedi.
Diyarbakır Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu Üyesi Elif Turan da toplumun yeterince tepki vermediğini düşünenlerden.
VOA Türkçe’ye konuşan Turan, yeterli tepki verilmesi halinde toplumun vicdanını yaralayan kararların alınamayacağını savundu.
Turan, “İnsan yaşamına kasteden kişilerin serbestçe aramızda dolaştığını biliyoruz. Bu insanların sonradan çıkıp tekrar aynı şiddeti uygulamaya, aynı işi devam ettirmeye çalıştığını da görüyoruz. Ne yazık ki toplumda kanıksanmaya doğru gidiyor” diye konuştu.
Medyanın rolü
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Temsilcisi Cansel Talay ise medyanın cinayetleri kanıksattığı görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularının yanıtlayan Talay, medyanın ayrımcılık ve eşitsizlik yaratan bir dil kullanmaması gerektiğini söyledi.
Toplumun haber alma aracı medya ve sosyal medyadan etkilendiğini savunan Talay, “Bu nedenle oradaki dil eğer kanıksar bir tavırla kullanılırsa toplumun algısı da buna göre şekilleniyor. Biz hiçbir kadın ölümünün kanıksanmasına müsaade etmeyeceğiz. Her bir dosya bizim için ayrı bir hikaye. Sayılarla ifade etmekten kaçınmamızın sebebi bu. Toplumun kanıksadığını düşünmüyorum. Bir kriz hali olduğunun herkes farkında. Ancak sorumluluk alma noktasında toplumun diğer aktörleri de biraz zayıf kalıyor” dedi.
Sokak ortasında başında vuruldu
Altı yıl önce M.D. ile evlenen Hilal Kar, bir yıl önce eşinden ayrıldı. Ayrılığın ardından Kar iş bulup çalışmaya başladı.
Ailesinin iddiasına göre M.D., Kar’ın çalışmasını istemedi.
23 Haziran’da Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi’nde sokakta yürüyen Kar'a, arkasından yaklaşan bir kişi tabancayla ateş etti.
Kar, başına isabet eden kurşunla olay yerinde hayatını kaybederken, saldırgan kaçtı.
Cinayeti işlediği tespit edilen M.D., 5 yaşındaki oğlunu alarak izini kaybettirdi.