Dış Ticarette Dijital Fuar Dönemi

Your browser doesn’t support HTML5

Corona virüsü salgını küresel ticarete de büyük bir darbe vurdu. Azalan ticaret hacmi, Türkiye’nin ihracatını da olumsuz etkiledi. Nisan ayında Türkiye’nin ihracatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,4 oranında azaldı. Ancak sorun sadece Nisan ayıyla sınırlı değil. Fuarların iptal edilmesi nedeniyle gelecek aylar için yapılacak iş bağlantıları, alınacak siparişler de riske girdi.

Bu riski azaltmak için Ticaret Bakanlığı ertelenen ya da iptal edilen fuarları sanal ortama taşıyor. Bu süreçte dijital pazarlama yöntemlerinin ve sanal ticaret platformlarının daha önemli hale geldiğini belirten Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, sanal ticaret heyetleri organizasyonlarının ardından sanal fuar çalışmalarını da başlattıklarını açıkladı.

İlk dijital fuar 1-3 Haziran’da

Pekcan, “Sanal fuarlarımıza 1-3 Haziran tarihinde ayakkabı ve saraciye fuarı 'Shoedexpo' ile başlıyoruz” dedi. Ardından 22-26 Haziran tarihlerinde "Agrivirtual-Sanal Tarım Makineleri Fuarı" düzenlenecek.

Ayakkabı ve deri sektörü açısından büyük önem taşıyan ve Mart ayı başında yapılması planlanan Shoexpo İzmir fuarı, salgın nedeniyle ertelenmişti. VOA Türkçe’ye konuşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, ihracat açısından fuarların büyük önem taşıdığını vurguladı. Zandar, fiziki fuarların yapılamadığı bir ortamda Türkiye’nin dijital fuar trenini hızla yakalamasının çok önemli olduğunu söyledi.

Zandar, “Biz Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak, daha Corona salgını başlamadan önce üreticilerimizi dış dünyayla daha kolay bir araya getirmenin yollarını aramaya başlamıştık. Bununla ilgili olarak üretici ile alıcıyı bir araya getirecek bir match-making aplikasyonunu hazırlamıştık. Yani dijitalleşmeye yeni başlamadık. Bu nedenle hızla dijital fuara adapte olabildik” dedi.

Dünya çapında fuar şirketlerinin bir süredir fiziki ve dijital fuarları bir araya getirecek hibrit fuar sistemleri üzerinde çalıştığını hatırlatan Zandar, “Daha Türkiye’de hiç kimse bunu konuşmuyorken biz sanal fuarcılığı araştırmaya başladık. Yurtdışındaki kaynaklardan bu işin nasıl yürüdüğüne dair bilgiler almaya başladık. Sonuçta sadece sanal bir fuar organizasyonuna gitmeyi kararlaştırdık. Bununla ilgili provider dediğimiz altyapı sağlayıcı bir firma bulduk. Bu firmayı Türkiye’de bir çözüm ortağı bulmaya zorladık. Çünkü, onların programı Türkçe değildi. Ayrıca burada bize teknik destek vermesi gereken bir firma olmalıydı” diye konuştu.

“Fiziksel fuarı dijitale taşıyoruz”

Teknik altyapıyla ilgili çalışmaların ardından bakanlığa sunumlar yapıldığını kaydeden Zandar, “Bakanlık da çok hızlı bir şekilde dönüş yaptı. Destek verdi. Ayrıca Türkiye’de bu tarz altyapılar sağlayabilecek firmalarla ilgili araştırma ve çalışmalara başladı” ifadesini kullandı.

Ancak ilk kez yapılacak bir sanal fuara üretici firmaların da hazırlanması büyük önem taşıyor. Zandar, bu süreci de şu sözlerle anlattı: “Doğrusunu söylemek gerekirse, firmalar hazır değildi. Ama biz onları hazır olmaya mecbur ettik. Dedik ki ‘bir kere bu fuara katılmak istiyorsanız sizi kurumsal olarak çok iyi anlatan İngilizce bir web siteniz olması lazım. Ürettiğiniz ürünlerin iyi çekilmiş fotoğrafları, güzel videoları olması lazım’. Bununla ilgili hızlı bir çalışmaya başladılar. Zaten piyasada bunları almak çok zor değil. Şu anda 31 katılımcımız var. Bu katılımcıların hepsi yüzde 80 anlamında hazır. Ufak tefek eksikleri var. Onları da bu hafta içinde tamamlıyoruz”.

Zandar, dijital fuarın nasıl gerçekleşeceği konusunda da şu bilgileri verdi: “Web sitesi üzerinden giriş yaptığınızda admin görevi gören ihracatçı birliğindeki arkadaşlarımız size kullanıcı adı ve parola tahsis edecek. Firmanızla ilgili bilgilerinizi, ne tür ürünlerle ilgilendiğini gireceksiniz. Ardından hazırladığımız match-making aplikasyonuna benzer bir şekilde sistem sizi doğru üreticilerle eşleştirecek. Elbette daha önceden bildikleri, çalıştıkları firmalar da olacaktır. Ardından ya bizim altyapımız içinden ilgili firmaya ayrılmış bölümü ya da yine bu altyapı üzerinden firmanın internet sitesini ziyaret edebilecekler. Fuar boyunca belirlenen saatlerde, randevu sistemiyle, ayrı bir altyapıya, ayrı bir programa gerek kalmadan üretici firmalarla canlı olarak görüşebilecekler, bütün koleksiyonları görebilecekler, fiyat listelerini alabilecekler. Sonuç itibariyle fiziksel bir fuarda yaşanabilecek her türlü bire bir kontağı burada da dijital ortama taşımış oluyoruz.”

“Salgın sonrasında da katkı sağlayacak”

Zandar, hazırlanan bu altyapının sadece Corona salgını sürecinde değil, sonrasında da dış ticarete büyük katkı sağlayacağını vurguladı: “Eğer hem üreticiyi hem alıcıyı bu tür sanal platformlara alıştırabilirsek, ihracatçı birliklerinin yıl boyunca yaptığı heyet organizasyonları çok daha sık, daha düşük maliyetli bir biçimde bu ortamdan yapılabilir. Herhangi bir firmayı buradan yurtdışındaki bir noktaya götürme maliyetiyle bütün organizasyonu yapabiliyorsunuz. Çok daha fazla insana ulaşma şansınız var. Zamanı daha efekti kullanabiliyorsunuz. Salgın sürecinde sanal ortamlardan faydalanmaya, alışmaya ve sevmeye başladık. Sonrasında da kolay kolay vazgeçeceğimizi düşünmüyorum.”

55 yıllık bir ayakkabı firmasının sahibi olan Fırat Güler de fiziki fuarların iptal edilmesinden büyük zarar gördüklerini söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Güler, “Biz 14 ülkeye ihracat yapan bir firmayız. Üretimimizin yaklaşık yüzde 80’i ihraç ediliyor. Yazlık siparişlerimizi normalde Ocak, Şubat ve Mart aylarında teslim ederiz. Ocak ve Şubat teslimatlarını sorunsuz yaptık. Ancak Mart ayı başından itibaren sevkiyatlarımızı yapamadık. Mart ve Nisan ayları da yeni siparişlerin geldiği, numune alışverişinin yapıldığı aylardır. Ancak şu anda Mayıs ayı bitiyor. Biz firma olarak geçen yıl aldığımız siparişlerin yüzde 25’ini alabildik. Bu dijital fuarla sipariş sürecini hızlandıracağımı umuyorum” dedi.

“Fiziki fuardan daha avantajlı”

“Salgın öncesinde dijital bir fuar konusunda soru sorsaydınız, böyle bir fuarın faydalı olmayacağını söylerdim” diyen Güler, şimdi ise dijital bir fuarın fiziki bir fuara kıyasla çok daha faydalı olabileceği düşüncesinde: “Fiziki fuarlar çok büyük alanlarda yapılıyor. 1000-1500 firma katılıyor. Bir müşterinin o kadar firmanın standını dolaşması zaten fiziki olarak mümkün değil. Ama online fuarda oturduğunuz yerden istediğiniz kadar firmayı ziyaret edebilirsiniz. Fiziki fuarlarda bir noktadan sonra gördüğünüz bir ürünü aklınızda tutmanız bile mümkün olmuyor. Online bir fuarda defalarca geriye dönebilirsiniz, aklınıza takılan bir firmayı tekrar ziyaret edebilirsiniz.”

Güler, bir yandan fabrikada üretim yapan bir yandan da Ege Bölgesi’ndeki 13 mağazasıyla perakende satış yapan bir firmanın sahibi. Perakende kanadında online ticareti zaten kullandıklarını belirten Güler, “Dolayısıyla bizim online satış konusunda bir ölçüde tecrübemiz var. Şimdi bu dijital fuar için perakendedeki bu tecrübemizi, altyapımızı toptan satış için de adapte etmeye çalışıyoruz. Biz, bu fuar için hazırız gibi. Gibi diyorum, çünkü daha önce böyle bir dijital fuar tecrübemiz olmadı. Ne tür aksaklıklar, sürprizler çıkabileceğini bilmiyorum” diye konuştu.

Ancak Güler, bu ilk dijital fuarla önemli bir tecrübe kazanılacağını ve bu tecrübenin salgın sonrasında da Türk ayakkabı sanayii için önemli olacağını düşünüyor: “Bu fuardan sonra dünya çapında müşteri portföyüyle ilgili büyük bir veri tabanı oluşacak. Biz bu fuarı sürekli hale getirebiliriz. Firmalar, kendi koleksiyonlarıyla ilgili fotoğraflarını, modellerini sürekli güncelleyerek 365 gün açık bir fuar ortamı yaratabilir.”