Dünya diplomasisi, Amerika'yla Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri belirleyecek kritik bir haftaya girdi. NATO Savunma Bakanları, ABD-Çin gerginliği, Libya'daki Türk ve Rus varlığıyla Filistin-İsrail krizinin yanısıra Corona salgınında ikinci dalga ihtimaline karşı alınacak önlemleri görüşecek. Avrupa Birliği liderleri, NATO zirvesinin hemen ardından uluslararası dosyaları ve Corona virüsüyle ortak mücadeleyi ele alacak.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 17-18 Haziran tarihleri arasında yapılacak NATO zirvesinden önce Avrupalı bakanlara, "Pekin ve Moskova'ya karşı birlik olalım" çağrısı yaptı. AB ülkeleriyse bu öneriye temkinli baktıklarını dile getirdi. Pompeo, Libya konusunda Türkiye’ye baskı yapılmasını isteyen Avrupalı bakanların taleplerini de karşılıksız bıraktı. NATO'nun ardından 18-19 Haziran'da toplanacak AB liderleri de bu dosyaların yanısıra AB ülkeleri arasında bölünme yaratan 750 milyar Euro’luk ek yardım paketini ele alacak.
Corona virüsü krizi boyunca ABD'yle AB arasında ayrışma yaratan konular, bugün video konferans formatında başlayacak ve iki gün sürecek NATO Savunma Bakanları zirvesinde ele alınacak. ABD Başkanı Donald Trump'ın "Önce Amerika" şeklinde özetlediği dış politikası, AB'yle Amerika arasında ciddi görüş ayrılıkları doğuruyor. ABD'nin Çin'le yaşadığı gergin ilişkide AB’ye yaptığı "tarafını seç" baskısı, Orta Doğu'da Amerikan askerlerinin geri çekilmesiyle başlayan gerginlik, Trump’ın Almanya’daki ABD askerlerinin bir bölümünü çekeceği açıklaması, Filistin-İsrail çatışmasında Trump'ın izlediği İsrail yanlısı politika ve İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etme planı, ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü'nden çekilmek istemesi gibi birçok konu ABD ve AB'yi karşı karşıya getirdi.
“Gelin Pekin ve Moskova’ya karşı birlik olalım”
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, NATO ve AB zirveleri öncesinde video konferans aracılığıyla AB dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Özellikle Çin, Ukrayna ve Orta Doğu krizini görüşmek için toplantı talebinde bulunan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "Gelin Pekin ve Moskova'ya karşı birlik olalım" önerisinde bulundu. Ancak Avrupalı bakanlar, bu konuda ortak bir tavır sergilemedi. AB Dışilişkiler Temsilcisi Josep Borrell, toplantıdan sonra düzenlediği kısa basın toplantısında, "Görüşmede kabul edilecek ya da reddedilecek bir konu yoktu. Görüş alışverişi yapılan ve konuların konuşulduğu bir toplantıydı" sözleriyle bir sonuç alınmadığını vurguladı.
AB Dışilişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Küresel politikanın ana ekseni olan ABD-Çin gerginliklerinin ortasında, 'taraf seçme' baskısı artıyor. Sert dalgalarda pusulamız, AB’nin kendi çıkarları olmalıdır" diyerek AB'nin taraf seçmeyeceği işaretini verdi.
Savunma Bakanları zirvesi öncesinde bir basın toplantısı düzenleyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de AB'yi, ''Çin'in askeri gücünü görmezden gelmeme'' konusunda uyardı ve Çin'in askeri ve ekonomik büyümesinin uluslararası dengeleri değiştirdiğini belirtti. Bu konuda Amerika ve AB'nin birlikte çalışması gerektiğini söyleyen Stoltenberg, Pekin'in dünyanın en büyük ikinci savunma bütçesine sahip olduğunu ve yakında dünyanın en büyük ekonomisi olacağını hatırlattı.
Fransa’dan Libya vurgusu
Borrell, AB’nin uluslararası dosyalarda halen bir kimlik arayışında olduğunu söylüyor ve hala hangi rolü oynayacağına karar veremediğinden şikayet ediyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian ise La Croix gazetesinin bugün yaptığı söyleşide, ABD-Çin kutuplaşmasında Avrupa’nın üçüncü bir yol bulması gerektiğini savundu. Fransız Bakan, "AB’nin kendi çıkarlarını, temel değerlerini savunduğu ve çoklu diyalog güden bir üçüncü yol olmalı. Ne soğuk savaş, ne de naif hoşgörü içeren bir üçüncü yol" dedi.
Le Drian, Türkiye ve Rusya'nın Libya'daki varlığı konusunda da "AB’nin, İtalya'ya 200 km. uzaklıktaki Libya konusunda tepkisiz olması düşünülemez. Akdeniz’in sınırı olmayan dış ülkeler tarafından ele geçirilmesi kabul edilemez" diyerek, Amerika'nın sessiz kaldığı Libya konusunu önemsediklerini vurguladı.
ABD-Almanya gerginliği
NATO zirvesinin önemli gündem maddelerinden biri de Başkan Trump'ın Berlin'de soğuk duş etkisi yaratan, 9 bin 500 ABD askerini Almanya'dan çekme kararı olacak. Almanya Başbakanı Heiko Maas, bu kararın iki ülke ilişkileri için sert bir darbe olduğunu ve güvenlik riski içerdiğini dile getirdi. ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Berlin’in yanısıra Paris ve Madrid gibi başkentlerde de kaygıyla karşılanan bu kararın gerekçelerini NATO Savunma Bakanları toplantısında açıklamak durumunda kalacak.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Trump’ın G7 zirve önerisini reddetmesinin ardından Trump da Almanya’da konuşlanan 9 bin 500 Amerikan askerini geri çekeceklerini açıkladı. Trump, Almanya’nın savunma harcamalarını arttırmasını istedi, eğer arttırırsa bu kararı yeniden gözden geçirebilecekleri sinyali verdi. ABD’nin bu askerleri, AB içindeki sıkı müttefiki Polonya’ya kaydıracağı söylendi. Ancak uzmanlar, buna da Rusya’nın karşı çıkacağını ve böyle bir kararın Avrupa ile Rusya arasındaki tüm askeri dengeleri yerinden oynatacağını dile getiriyor. Üstelik uzmanlar, Pentagon’un Almanya’da 34 bin 500 askerin bulunduğu üssüne son derece büyük bir stratejik önem verdiğini vurguluyor.
NATO'nun 12 Haziran'da Ukrayna'ya "programdan faydalanan ortak" statüsü vermesi de Rusya'yla NATO arasındaki ipleri gerdi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, "NATO'nun askeri yapılanmaları Rusya sınırına yaklaşıyor. Bu durum Rusya'yı kendi güvenliği için uygun önlemler almaya itecektir. Bu karar Avrupa'nın güvenliğini güçlendirmez" dedi. Ukrayna, Gürcistan, Ürdün, Avustralya, Finlandiya ve İsveç'ten sonra Ukrayna, altıncı özel statülü ortak ülke oldu.
Almanya’dan Pompeo’ya Batı Şeria uyarısı
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Pompeo’yla toplantıya bu gerginlikle girdi. Almanya, ABD’ye karşı en sert tavrı alan ülke oldu. AB diplomasi sorumlusu Josep Borrell, toplantıda Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın, Filistin-İsrail gerilimi konusunda çok net tavır ortaya koyduğunu, “İsrail'in Batı Şeria'nın bir kısmını ihlal girişiminin sonuçsuz kalmayacağını” açıkça dile getirdiğini anlattı. Maas'ın bu uyarısına Pompeo, "Ortadoğu konusunda, Lüksemburg ve Macaristan arasında çok farklı bakış açıları var" karşılığını vererek, AB'nin bu konuda parçalı görüntü veren tutumunun zafiyetini vurguladı.
Libya, Türkiye ve Rusya
Savunma bakanlarının 17-18 Haziran’da gerçekleştireceği toplantıda gündeme gelecek bir başka konu da Rusya ve Türkiye olacak. İki ülkenin Libya’da yürüttüğü politika ve olanlara ABD’nin sessiz kalması da ABD Savunma Bakanı Esper’ın katılacağı toplantıda gündeme gelecek. Türkiye’nin desteklediği Başbakan Fayez El Sarraj yönetimindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Rusya’nın desteklediği General Halife Hafter arasındaki çatışma, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol arama çalışmaları ve ABD’nin bu gelişmelere ilişkin sessiz kalması, Avrupalı bakanlar tarafından gündeme getirilecek.
Fransız Le Monde gazetesi, Pompeo'yla yapılan görüşmede AB’nin Türkiye'nin Libya'daki varlığına ilişkin endişelerinin de gündeme geldiğini belirterek, "ABD Dışişleri Bakanı, Libya'daki çatışmada kilit bir oyuncu haline gelen Türkiye’ye baskı uygulama konusunda bir taahhütte bulunmadı. Libya'daki durumun kötüleşmesi ve Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetlerinin çoğalması konusunda endişe duyan Avrupalılar, bu iki konuda Washington'un tansiyonun düşmesine katkıda bulunmasını bekliyor" ifadesine yer verdi.
Fransa Dışişleri, Türkiye’yi NATO’yu “manipüle etmekle” suçluyor. Elysee Sarayı, bu rahatsızlığını resmi bir açıklamayla açıkça dile getirdi. Türkiye de Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Fransa’ya, “Libya’da Türkiye, BM’nin ve AB’nin tanıdığı resmi hükümetin yanındadır. Fransa ise katil ve korsan Hafter’i desteklemektedir” şeklinde sert bir yanıt verdi.
Türkiye'nin Libya'daki varlığı konusunda da Borrell, AB'nin Washington'dan Türkiye üzerindeki etkisini kullanarak baskı yapmasını istedi. Ancak Pompeo, bu konuda AB'li bakanların beklediği tavrı göstermedi. Borrell, "Bu konu bazı üye ülkeler tarafından gündeme geldi. Ancak toplantının gündeminde yoktu" dedi.
Mike Pompeo ile AB'nin yürüttüğü stratejik diyaloğun yerini bugün ve yarın NATO Savunma Bakanları toplantısı alacak. Aynı konular, NATO toplantısından hemen sonra, 18-19 Haziran'da AB liderler zirvesinde de ele alınacak.
AB-ABD ilişkileri kopar mı?
NATO diplomatları, Avrupa'nın savunma harcamalarını arttırmadığı sürece NATO dışında bir seçenekleri olmadığını, bunun da Avrupa’nın hala ABD’ye ihtiyacı olduğunu gösterdiğini belirtiyor. France 24’e konuşan bir AB diplomatı, "ABD, Sahel bölgesinde Fransız ordusuna askeri yardımda bulunuyor. Ve Libya krizinde kilit rol oynayan Türkiye üzerinde hala etkisi var. ABD göz ardı edilemez" diyor. Hiçbir AB yöneticisi, ABD ile ilişkilerin kopmasını istemiyor. Washington hala AB’nin NATO nezdindeki stratejik ortağı olma önemini koruyor. Le Monde gazetesine isim vermeden görüş belirten bir grup diplomat, “Kasım ayında Joe Biden’ın seçilmesi ile ilişkilerin yeniden rayına oturabileceği” görüşünü dile getiriyor. Ancak diplomatlar, bunun sorunların ''otomatik çözümü'' anlamına gelmediğini de vurguluyor.
NATO’nun ikinci dalga Corona salgını planı
NATO'nun diplomasiden uzak önemli bir gündemi de Corona virüsüyle mücadele. NATO yönetimi, üye ülkelerin maske alabilmek için birbirlerinin siparişini havaalanında kaptığı bir görüntü sergilemesinin ardından ikinci dalga ihtimaline karşı aynı durumun yaşanmaması için bir plan hazırladı.
Genel Sekreter Jens Stoltenberg, planda, maske, önlük gibi ilk krizde bulunmayan tıbbi malzemelerin ikinci dalga salgın ihtimaline karşı stoklanması konusunu da ele alacaklarını belirtti. Video konferans yoluyla düzenlediği basın toplantısında savunma bakanlarına ikinci dalga operasyon planını sunacaklarını belirten Stoltenberg, ihtiyaç halinde her türlü tıbbi malzemeyi NATO üyelerine dağıtabilecek noktaya gelmeyi hedeflediklerini belirtti.
NATO, acil önlem planıyla, ihtiyaç olması durumunda sağlık personeli, doktor, hasta ve her türlü tıbbi malzeme ulaşımı için gereken bütçeyi ve altyapıyı oluşturmayı öngörüyor. Stoltenberg, böylece ikinci dalga salgın olması durumunda daha hızlı hareket etmeyi, “doğru zamanda, doğru yere, en hızlı biçimde” ulaşarak etkin sonuç almayı hedeflediklerini dile getirdi. Gerekirse sahra hastaneleri kurulması ve ulaşımda ordunun devreye girmesi konuları da ele alınacak.
NATO, Corona virüsüyle mücadele boyunca malzeme ve hasta taşımak için 350 askeri uçuş gerçekleştirdi.