Dün eylemciyle birlikte bir koruma görevlisinin de öldüğü bombalı saldırının ardından açıklama yapan aşırı solcu örgüt, saldırı gerekçesi olarak Amerika'nın Türkiye'deki askeri varlığı, Suriye, Mısır ve Libya politikalarını gösterdi
WASHINGTON —
Yasadışı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) dün Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliğini hedef alan intihar saldırısını üslendi.
Büyükelçiliğin dış çeperinde kurulu güvenlik noktasında düzenlenen bombalı saldırıda adı ‘Ecevit Şanlı’ olarak bildirilen eylemciyle birlikte, Türk güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu hayatını kaybetti. Elçiliği ziyaret amacıyla aynı noktada bulunan gazeteci Didem Tuncay da ağır yaralandı.
Polis Ankara ve İstanbul'da düzenlediği operasyonlarda üç kişiyi gözaltına aldı.
DHKP-C bugün internet üzerinden yaptığı açıklamada, Amerika’yı “halkların katili” diye tanımladı.
Halkınsesitv.com adresinden yapılan açıklamada, “Burası Anadolu, İsyanların, Halk Ayaklanmalarının Yurdu! Burası Anadolu Dünya Halklarının Baş Düşmanı Amerika Defol! Bu Vatan Bizim!” denildi.
DHKP-C gerekçesi olarak Amerika’nın Irak, Suriye, Mısır ve Libya politikasını işaret etti, temel olarak şu ifadelere yer verdi: “1 Şubat 2013 tarihinde Feda Savaşçımız Alişan Şanlı tarafından dünya halklarının katili Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’ne girilerek feda eylemi gerçekleştirilmiştir. Ankara Büyükelçilik Binası başta olmak üzere Amerikan elçilikleri dünyanın ‘en iyi korunan’ binalarıdır. Ancak, feda bilinciyle donanan, halk ve vatan sevgisiyle dolu devrimci iradenin karşısında hiç bir güvenlik önlemi duramaz. Amerikan Elçiliğine gerçekleştirilen feda eyleminde feda savaşçımız Alişan Şanlı şehit düşerken bir de Amerika’ya uşaklık yapan ‘güvenlik görevlisi’ ölmüştür.”
DHKP-C’nin koyduğu dipnotta, eylemcinin nüfus adının “Ecevit” olduğu, ama kendisinin “Alişan” adını tercih ettiği belirtildi.
DHKP-C açıklamasının tamamına örgütün internet sayfasından sayfasından ulaşılabilir.
ABD ve AB’nin terör örgütleri listesinde
DHKP-C Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin yabancı terör örgütleri listesi arasında yer alıyor. Diğer sol ve devrimci örgütlerin içinden çıkarak 1994’te kurulan örgüt, Türkiye’de silahlı yollardan Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir sistem kurmayı amaçlıyor. Geçmişte Özdemir Sabancı suikastı (1996) ve emniyet mensuplarını hedef alan saldırılarıyla tanınan aşırı sol görüşlü örgüt, aynı zamanda Türkiye’deki Amerikan askeri varlığını da hedef alan eylemleriyle tanınıyor.
‘Soğuk Savaş zihniyetiyle yaşıyorlar’
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Soner Çağaptay, dünkü saldırının aşırı sol örgütlerin eski kuvvetlerini kaybetmelerine rağmen hala aktif olduklarını gösteren bir işaret olduğunu söylüyor. Çağaptay’a göre bu örgütler halen ‘Soğuk Savaş’ zihniyetiyle yaşıyor.
Dünkü eylemde hedef alınan Ankara’daki Amerikan büyükelçiliği, yüksek korumalı bir kompleks. Büyükelçiliğe girmek isteyen kişiler belli güvenlik katmanlarını aşmak zorunda. İstanbul, İstinye’de birkaç yıl önce faaliyete geçen Amerikan Başkonsolosluğu da 2008 yılında bir silahlı saldırıya uğramış, saldırının kurbanları yine büyükelçiliğin dış korumasıyla görevlendiren Türk polisler olmuştu. Soner Çağaptay’a, neden böylesine iyi korunan bir binanın hedef olarak seçildiğini sorduk.
Alparslan Esmer’in sorularını yanıtlayan Soner Çağaptay’la söyleşiyi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.
Büyükelçiliğin dış çeperinde kurulu güvenlik noktasında düzenlenen bombalı saldırıda adı ‘Ecevit Şanlı’ olarak bildirilen eylemciyle birlikte, Türk güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu hayatını kaybetti. Elçiliği ziyaret amacıyla aynı noktada bulunan gazeteci Didem Tuncay da ağır yaralandı.
Polis Ankara ve İstanbul'da düzenlediği operasyonlarda üç kişiyi gözaltına aldı.
DHKP-C bugün internet üzerinden yaptığı açıklamada, Amerika’yı “halkların katili” diye tanımladı.
Halkınsesitv.com adresinden yapılan açıklamada, “Burası Anadolu, İsyanların, Halk Ayaklanmalarının Yurdu! Burası Anadolu Dünya Halklarının Baş Düşmanı Amerika Defol! Bu Vatan Bizim!” denildi.
DHKP-C gerekçesi olarak Amerika’nın Irak, Suriye, Mısır ve Libya politikasını işaret etti, temel olarak şu ifadelere yer verdi: “1 Şubat 2013 tarihinde Feda Savaşçımız Alişan Şanlı tarafından dünya halklarının katili Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’ne girilerek feda eylemi gerçekleştirilmiştir. Ankara Büyükelçilik Binası başta olmak üzere Amerikan elçilikleri dünyanın ‘en iyi korunan’ binalarıdır. Ancak, feda bilinciyle donanan, halk ve vatan sevgisiyle dolu devrimci iradenin karşısında hiç bir güvenlik önlemi duramaz. Amerikan Elçiliğine gerçekleştirilen feda eyleminde feda savaşçımız Alişan Şanlı şehit düşerken bir de Amerika’ya uşaklık yapan ‘güvenlik görevlisi’ ölmüştür.”
DHKP-C’nin koyduğu dipnotta, eylemcinin nüfus adının “Ecevit” olduğu, ama kendisinin “Alişan” adını tercih ettiği belirtildi.
DHKP-C açıklamasının tamamına örgütün internet sayfasından sayfasından ulaşılabilir.
ABD ve AB’nin terör örgütleri listesinde
DHKP-C Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin yabancı terör örgütleri listesi arasında yer alıyor. Diğer sol ve devrimci örgütlerin içinden çıkarak 1994’te kurulan örgüt, Türkiye’de silahlı yollardan Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir sistem kurmayı amaçlıyor. Geçmişte Özdemir Sabancı suikastı (1996) ve emniyet mensuplarını hedef alan saldırılarıyla tanınan aşırı sol görüşlü örgüt, aynı zamanda Türkiye’deki Amerikan askeri varlığını da hedef alan eylemleriyle tanınıyor.
‘Soğuk Savaş zihniyetiyle yaşıyorlar’
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Soner Çağaptay, dünkü saldırının aşırı sol örgütlerin eski kuvvetlerini kaybetmelerine rağmen hala aktif olduklarını gösteren bir işaret olduğunu söylüyor. Çağaptay’a göre bu örgütler halen ‘Soğuk Savaş’ zihniyetiyle yaşıyor.
Dünkü eylemde hedef alınan Ankara’daki Amerikan büyükelçiliği, yüksek korumalı bir kompleks. Büyükelçiliğe girmek isteyen kişiler belli güvenlik katmanlarını aşmak zorunda. İstanbul, İstinye’de birkaç yıl önce faaliyete geçen Amerikan Başkonsolosluğu da 2008 yılında bir silahlı saldırıya uğramış, saldırının kurbanları yine büyükelçiliğin dış korumasıyla görevlendiren Türk polisler olmuştu. Soner Çağaptay’a, neden böylesine iyi korunan bir binanın hedef olarak seçildiğini sorduk.
Alparslan Esmer’in sorularını yanıtlayan Soner Çağaptay’la söyleşiyi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.
Your browser doesn’t support HTML5