Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Başbakan, Milli Eğitim Bakanı'na bütün taraflarla görüşmesi için talimat verdi" derken, Bakan Nabi Avcı, dershane konusunun Bakanlar Kurulu'nda da konuşulacağını söyledi
İSTANBUL —
Dershane krizi rafa mı kalkıyor?
MİT krizi sonrası Gülen cemaatiyle hükümet arasındaki ilişkiler bir kez daha ciddi bir biçimde gerildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershanelerin kapatılması yönünde bir hazırlık olduğu yönündeki haberlere Gülen cemaati kendi kontrolundaki gazetelerden sert tepki gösterdi. Cemaat gazeteleri Diyarbakır’daki ‘tarihi buluşma’ günü dahi birinci sayfalardan dershane meselesini birinci sayfalarından ve eleştirilerle verdi.
Nabi Avcı: Dershaneler 2014-2015’te olmayacak
Dün Skytürk 360’ta Cengiz Özdemir’in sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hükümetin tepkilere rağmen geri adım atmayacağının işaretini verdi. Avcı, ‘dershanelerin kapatılmasından çok dönüştürülmesi söz konusu. Bu konudaki hazırlıklar iki sene önce başladı. Veliler, öğrenciler, öğretmenler ve çalışanlar endişe etmesinler. Okullardaki ve halk eğitimdeki kurslar devam edecek. Ancak 2014-2015 eğitim öğretim sisteminde dershaneler olmayacak’ dedi.
Cemaatin yayın organlarından hükümete yönelik tepkileri haksız bulan Milli Eğitim Bakanı, tartışmaların yanlış eksende yürütüldüğünü, bunun da kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Bakan Avcı, ‘ dershaneler ya özel okullara dönüşecek ya da iki yıl içinde açık lise olacaklar. Üniversiteyi kazanamayan lise mezunlarına ise halk eğitim merkezlerinde takviye verilecek. Onlar da mağdur edilmeyecek’ diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı, dershane konusunun bugün Bakanlar Kurulu toplantısında da gündeme geleceğini belirtti.
Arınç: Dershane konusu taslak aşamada
Geldi de. Normalden biraz daha uzun süren kabine toplantısından ardından kameraların karşısına geçen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, henüz taslak aşamasında olan dershane konusunun bakanlar kurulunda tartışıldığını söyledi. Arınç, ‘eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç, eğitim sistemimizdeki eksiklikler sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamamasıydı. Artık ilave tedbiri başkaları vermemeli. Ve aileler bu külfetten kurtulmalı’ dedi.
Arınç: Tüm taraflarla görüşülecek, bana güvenin
Bu sözler hükümetin Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan taslağın arkasında hükümetin duracağı gibi anlaşılsa da Başbakan Yardımcısı Arınç’ın ‘başbakan Milli Eğitim Bakanı’na ilgili tüm taraflarla görüşülmesi talimatı verdi’ şeklindeki sözleri değişiklik olabileceğinin güçlü bir işaretiydi. Ancak bu sözler de gazetecileri tatmin etmeyip aynı konuda yeni sorular gelince Arınç güvence verdi: ‘ dershanelerle ilgili düşündüğümüzü ne etüd merkezleri ne de okuma salonları için düşünüyoruz. Yüreğinizi soğutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz ama ben söylüyorum.’
Gülen: İnsanlar makam savrulması yaşayabilir
Dershanelerle ilgili Fethullah Gülen’den iki mesaj geldi. Kamuoyu ilk mesajı sert ikinci mesajı daha itidalli bulurken Gülen’in son sohbetindeki bazı cümleleri belki de dikkatlerden kaçtı. Hükümetle cemaati arasındaki iplerin gerildiği gün Gülen, ‘muhalif rüzgarlar esebilir, çok defa insanları önüne katıp savurabilir. Karakter bakımından zayıf insanlar belli çıkarlar, belli menfaatler mülahazasında hep savrulabilirler. Makam savrulması, çıkar savrulması yaşayabilirler, Nereye düşecekleri nerde düşecekleri, nasıl bir densizliğe maruz kalacakları, nasıl ayaklar altında çiğnenecekleri bilinemez’ dedi.
Gülen: Bazen kin ve nefret yanınızda namaz kılandan gelebilir
ABD’de yaşayan Gülen'in şu sözleri de ‘ insanların köpüren nefretleri ve kinleri dinmek bilmemiştir. Bir firavundan gelebilir bazen bir Nemrut’tan ya da Sezar’dan gelebilir. Bazen de sizinle birlikte namaz kılan birisinden gelebilir. Aynı namazı kıldığınız halde namazın içinde bir çelme yiyebilirsiniz. Bütün bunlar karşısında sarsılmamak için müminin şiarı olmalıdır’ aslında Gülen’in tepkisini gözler önüne seriyordu. Ancak Fethullah Gülen bu saptamaları yaptıktan sonra ‘incinsen de incitme’ diyerek sabır ve sükünet çağrısında bulundu.
Karşılıklı açıklamalardan sonra gözler şimdi yarın yapılacak AK Parti grup toplantısına çevrildi. Bakalım Erdoğan, MİT krizinden beri mesafesi her geçen gün artan cemaate karşı tavrını daha da keskinleştirecek mi? Yoksa dershane konusunu bir süreliğine de olsa soğumaya mı bırakacak?
MİT krizi sonrası Gülen cemaatiyle hükümet arasındaki ilişkiler bir kez daha ciddi bir biçimde gerildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershanelerin kapatılması yönünde bir hazırlık olduğu yönündeki haberlere Gülen cemaati kendi kontrolundaki gazetelerden sert tepki gösterdi. Cemaat gazeteleri Diyarbakır’daki ‘tarihi buluşma’ günü dahi birinci sayfalardan dershane meselesini birinci sayfalarından ve eleştirilerle verdi.
Nabi Avcı: Dershaneler 2014-2015’te olmayacak
Dün Skytürk 360’ta Cengiz Özdemir’in sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hükümetin tepkilere rağmen geri adım atmayacağının işaretini verdi. Avcı, ‘dershanelerin kapatılmasından çok dönüştürülmesi söz konusu. Bu konudaki hazırlıklar iki sene önce başladı. Veliler, öğrenciler, öğretmenler ve çalışanlar endişe etmesinler. Okullardaki ve halk eğitimdeki kurslar devam edecek. Ancak 2014-2015 eğitim öğretim sisteminde dershaneler olmayacak’ dedi.
Cemaatin yayın organlarından hükümete yönelik tepkileri haksız bulan Milli Eğitim Bakanı, tartışmaların yanlış eksende yürütüldüğünü, bunun da kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Bakan Avcı, ‘ dershaneler ya özel okullara dönüşecek ya da iki yıl içinde açık lise olacaklar. Üniversiteyi kazanamayan lise mezunlarına ise halk eğitim merkezlerinde takviye verilecek. Onlar da mağdur edilmeyecek’ diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı, dershane konusunun bugün Bakanlar Kurulu toplantısında da gündeme geleceğini belirtti.
Arınç: Dershane konusu taslak aşamada
Geldi de. Normalden biraz daha uzun süren kabine toplantısından ardından kameraların karşısına geçen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, henüz taslak aşamasında olan dershane konusunun bakanlar kurulunda tartışıldığını söyledi. Arınç, ‘eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç, eğitim sistemimizdeki eksiklikler sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamamasıydı. Artık ilave tedbiri başkaları vermemeli. Ve aileler bu külfetten kurtulmalı’ dedi.
Arınç: Tüm taraflarla görüşülecek, bana güvenin
Bu sözler hükümetin Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan taslağın arkasında hükümetin duracağı gibi anlaşılsa da Başbakan Yardımcısı Arınç’ın ‘başbakan Milli Eğitim Bakanı’na ilgili tüm taraflarla görüşülmesi talimatı verdi’ şeklindeki sözleri değişiklik olabileceğinin güçlü bir işaretiydi. Ancak bu sözler de gazetecileri tatmin etmeyip aynı konuda yeni sorular gelince Arınç güvence verdi: ‘ dershanelerle ilgili düşündüğümüzü ne etüd merkezleri ne de okuma salonları için düşünüyoruz. Yüreğinizi soğutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz ama ben söylüyorum.’
Gülen: İnsanlar makam savrulması yaşayabilir
Dershanelerle ilgili Fethullah Gülen’den iki mesaj geldi. Kamuoyu ilk mesajı sert ikinci mesajı daha itidalli bulurken Gülen’in son sohbetindeki bazı cümleleri belki de dikkatlerden kaçtı. Hükümetle cemaati arasındaki iplerin gerildiği gün Gülen, ‘muhalif rüzgarlar esebilir, çok defa insanları önüne katıp savurabilir. Karakter bakımından zayıf insanlar belli çıkarlar, belli menfaatler mülahazasında hep savrulabilirler. Makam savrulması, çıkar savrulması yaşayabilirler, Nereye düşecekleri nerde düşecekleri, nasıl bir densizliğe maruz kalacakları, nasıl ayaklar altında çiğnenecekleri bilinemez’ dedi.
Gülen: Bazen kin ve nefret yanınızda namaz kılandan gelebilir
ABD’de yaşayan Gülen'in şu sözleri de ‘ insanların köpüren nefretleri ve kinleri dinmek bilmemiştir. Bir firavundan gelebilir bazen bir Nemrut’tan ya da Sezar’dan gelebilir. Bazen de sizinle birlikte namaz kılan birisinden gelebilir. Aynı namazı kıldığınız halde namazın içinde bir çelme yiyebilirsiniz. Bütün bunlar karşısında sarsılmamak için müminin şiarı olmalıdır’ aslında Gülen’in tepkisini gözler önüne seriyordu. Ancak Fethullah Gülen bu saptamaları yaptıktan sonra ‘incinsen de incitme’ diyerek sabır ve sükünet çağrısında bulundu.
Karşılıklı açıklamalardan sonra gözler şimdi yarın yapılacak AK Parti grup toplantısına çevrildi. Bakalım Erdoğan, MİT krizinden beri mesafesi her geçen gün artan cemaate karşı tavrını daha da keskinleştirecek mi? Yoksa dershane konusunu bir süreliğine de olsa soğumaya mı bırakacak?