İzmir’de düzenlenen Sivil Sesler Festivali’ne katılan Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), arama kurtarma köpeklerinin eğitim sürecini ve afetlerde müdahale deneyimini anlatan bir gösteri yaptı. Dernek bünyesindeki arama kurtarma biriminin üyesi olan “Vira” adlı Belçika çoban köpeği, koku alma duyusu ile kayıp bir kişinin yerini tespit ederek yeteneklerini sergiledi.
Vira ve ekibin diğer üyeleri olan “Pan” ve “Zehir” adlı köpekler, 6 Şubat depreminin ardından afet bölgesinde arama kurtarma ekiplerinin yardımcısıydı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’da 30 kişinin enkaz altından canlı kurtarılmasına katkı sağladılar.
“Köpeklerin yaptığını hiçbir teknoloji alet ya da insan yapamaz”
Depremin ardından enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlere kimi zaman teknolojik aletler bile ulaşmakta yetersiz kalırken, arama köpekleri burunlarıyla ekibe öncü oldu. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan dernek bünyesindeki arama kurtarma köpeklerinin eğitmeni Kazım Ünal, “Termal kamera ancak ‘şu kadar metrede bir ısı var’ diyebiliyor. ‘Canlı var’ ya da ‘insan var’ diyemiyor. Ama bizim arama kurtarma köpeklerimiz canlı nefesi sayesinde canlıya tepki verebiliyor. Bunu teknoloji yapamıyor. Biz enkazda köpeklerimizin kazazedeye ne kadar yakın olduğunu havlamasından anlayabiliyoruz. Bundan dolayı köpeklerimiz çok önemli” dedi.
Köpeklerin enkaz altındaki afetzedelere ulaşmak için hayatını tehlikeye atarak çökme riski bulunan dar alanlara girdiklerini anlatan Ünal, “İnsanların bu alanlara girmesi mümkün değil. Bunu köpekler dışında başka hiçbir teknolojik aletle ya da insanla yapamazsınız” diye konuştu.
“Bir köpeği yetiştirmek üç yıl alıyor”
6 Şubat depreminin ardından 54 ülkeden 440 özel eğitimli köpek, enkaz altındaki çok sayıda kişinin bulunarak sağ çıkarılmasında yer almıştı. Türkiye’nin neredeyse tamamı deprem kuşağında yer almasına karşın ülkedeki arama kurtarma köpeği sayısının dünyayla kıyaslandığında düşük olduğunu söyleyen Ünal ise, “AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) arama kurtarma köpeklerini akredite etmek için her yıl Ekim ayında sınav yapıyor. Bu sene sınava giren köpek sayısı 100. Bu köpeklerden sadece 30-35 tanesi bu sınavı geçebildi” dedi. Ünal, geçmişte AFAD tarafından akredite edilen köpeklerle birlikte toplam sayının yaklaşık 50 olduğunu söyledi.
Türkiye’de bir köpeğin arama kurtarma faaliyetlerine katılabilmesi için AFAD’ın düzenlediği iki aşamalı eğitim ve görev yeterlilik sınavlarını geçmesi gerekiyor.
Arama kurtarma köpeklerinin sayısının az olmasını köpek yetiştiriciliğinin zorluklarına bağlayan Ünal, “Bu köpekleri bulmak köpeklerin özelliklerinden dolayı çok zor. Bir köpeği 1-1,5 yaşında alıyorsunuz. 1,5 yıl da uğraşıyorsunuz. Yani bir köpeği yetiştirmek üç yılı alıyor. Hırs, oyuncak, iç güdü, yükseklik, dar alan, karanlık, zeminler, insanlar, ortamlar, sesler gibi birçok testten geçmesi gerekiyor. Yüksekten korkmamalı, karanlıktan korkmamalı, insanlarla ve hayvanlarla sosyal olmalı. Bundan dolayı bu köpekleri bulmak zor, yetiştirmek zor. Ondan dolayı Türkiye’de sayı az” şeklinde konuştu.
“Hem köpek hem de eğitmen yok”
Arama kurtarma köpeği özelliği taşıyan köpeklerin üretiminin artması gerektiğini kaydeden Ünal, “Ben emniyet geçmişi olan bir insanım. Yıllarca köpek eğitimi verdim. Bu tür köpekleri Avrupa’dan getiriyoruz. Artık yeni yeni Türkiye’de üretilip yetişmeye başladı. Bütün sıkıntı bu, hem köpek yok hem de eğitmen yok. Türkiye’de internet üzerinden bir haftada köpek eğitim belgesi veriliyor. Bu çok yanlış bir şey. 6 Şubat depreminde de eline köpeği alan herkesin köpek eğitmeni sıfatıyla arama kurtarma çalışmalarına geldiğini gördük. Bu köpeklerin sayısının artması için eğitmen sayısının da artmasına ihtiyacımız var” dedi.