Kamuoyunda ‘‘Kobani olayları davası’’ olarak bilinen yargılama 26 Nisan’da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. 3530 sayfalık iddianamenin 108 sanığı arasında Halkların Demokratik Partisi’nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da yer alıyor.
HDP’nin eski liderleri gözaltına alındıkları 4 Kasım 2016’dan beri tutuklular.
Demirtaş hakkında Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ana dava geçtiğimiz hafta Kobani davasıyla birleştirilmişti.
Başak Demirtaş: ‘‘Sadece hukuk mücadelesi değil hakikat mücadelesi de yürütüyoruz’’
Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede ile birlikte dava öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başak Demirtaş, ‘‘Bizler beş yıldır sadece bir hukuk mücadelesi yürütmüyoruz. Selahattin ve Figen Hanım’la ilgili suçlamalar sadece mahkemelerde yapılmıyor, gazetelerde ve televizyonlarda da yapılıyor. Selahattin hakkında yalanlar söyleniyor, iftiralar atılıyor, algı kampanyaları yürütülüyor. İktidar sözcüleri olmak üzere yargıya talimat niteliğinde beyanlarla hüküm kuruluyor. Bu nedenle sadece bir hukuk mücadelesi değil, hakikat mücadelesi de yürütüyoruz. En son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla ciddi yol da kat ettik aslında. Bu karar Selahattin’in siyasi gerekçelerle tutulduğunu tescilledi. Ama tek başına haklı olmak yetmiyor. Toplumun büyük bölümü bunu bilmiyor. 3530 sayfalık dev bir iddianamede hukukla alakası olmayan çok tuhaf şeyleri gördükten sonra onlara hakikatleri nasıl anlatabiliriz diye bir kitapçık çıkartmaya karar verdik’’ dedi.
Selahattin Demirtaş’a göre, hukuki sorunların çözümü de siyasetle mümkün olacak
Başak Demirtaş’ın sözünü ettiği kitapçıkta Demirtaş’a yönelik suçlamalar, ana dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aşaması, AİHM Büyük Daire kararı, 6-8 Ekim Kobani olayları iddianamesi hakkında değerlendirmeler yer alıyor.
14 Nisan’da Kobani olaylarıyla birleştirilen davada 142 yıl hapsi istenen Selahattin Demirtaş hakkında 26 Nisan’da başlayacak davada 38 müebbet hapis cezası talep edildiğini belirten Başak Demirtaş, ‘‘Selahattin bu davanın çok boş bir dava olduğunu ama hukuki mücadelesi yürütülmesi gerektiğini ancak yine de bununla bir sonuç alınamayacağını düşünüyor. Bu işin mutlaka siyasetle çözüleceğini düşünüyor, bunun da ilk seçimde iktidarın gönderilmesi ile mümkün olacağını söylüyor. ‘Hukuki mücadele ile sonuç almak mümkün değil ama bunları kayda geçireceğiz’ diyor. Durum hukuki olsaydı zaten AİHM kararı gereğince bırakılmış olurdu’’ dedi.
Avukat Karaman: ‘‘Demirtaş’ın stratejisi, ‘hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün demokrasi güçleridir’ ’’
Avukat Mahsuni Karaman da Selahattin Demirtaş’ın yaşanan hukuki sorunu ‘‘demokrasi ittifakı’’nın çözeceği görüşünde olduğunu dile getirdi.
Karaman, ‘‘Demirtaş’ın stratejisi, ‘hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün demokrasi güçleridir’. Selahattin Demirtaş 4,5 yıldır hiçbir duruşmada tahliye talebinde bulunmadı. Çünkü yargının ne durumda olduğunu kendi de çok iyi bir avukat olduğundan hepimizden daha iyi biliyor. Hukuk- siyaset iç içe geçtiğinin farkında. Bu sorunu ciddi bir demokrasi ittifakının çözeceğini, bu çözümün adresinin de sandık olacağını düşünüyor’’ diye konuştu.
Ümit Dede: ‘‘Soruşturma savcısı Ahmet Altun’un atanmasından sonra dosyada hareketlilik başladı’’
HDP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylarla ilgili başlatılan iki soruşturmanın 2018 yılına kadar Ankara Adliyesi’nde ‘‘birçok güzide savcı’’nın ilgilenmesine rağmen ilerlemediğini ancak Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağını açıklamasının ardından sürecin hızlandığını ifade etti.
Dede ‘‘2018 seçimleri döneminde Ahmet Altun isimli bir savcı atanıyor ve dosyada bir hareketlilik başlıyor. İmzasız ve tarihsiz bir belge giriyor dosyaya. Ahmet Altun bunlarla ilgili bilgi toplanmasını talep etmeye başlıyor. Bu arada, Ahmet Altun’un HSK kararnamesi ile İzmir’e tayini çıkıyor ve fakat ataması iptal ediliyor ve tekrar dosyayı alıyor. Gizli tanık ve itirafçı bulunmasını istiyor. İl savcılıklarına, ‘Bütün gizli tanık ifadelerini bulun’ diyor. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, şüphelisi olmadıkları dosyaya sonradan bu şekilde ekleniyor. Hiçbir yeni delil girmeden Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş tutuklanıyor sonra gizli tanık beyanları alınıyor. Bu hukuksuzluk dosyada bütün arkadaşlarımız için de geçerli. O dönemde HDP’nin attığı tweet ile olayların çıktığı söyleniyor ama yaşamını yitirenlerin 27’si HDP’li. Bunların ölüm talimatını HDP vermiş olabilir mi?’’ diye konuştu.
Avukat Karaman: ‘‘HDP’nin kapatılması meselesi bu dosya üzerinden tasarlanmış bir şey’’
Davanın iktidarın siyasi ihtiyacına uygun olarak hızlandırıldığını ifade eden Avukat Mahsuni Karaman, HDP’nin kapatılma davasının gündeme geldiğinde dava sürecinin hızlandırılmak istendiğini ifade etti.
Karaman, ‘‘Cumhur ittifakı hep şunu söyledi. ‘52 kişinin katili Demirtaş, o terörist, o zaten yargılanıyor’. Ancak yargı dahi Demirtaş’ı ölümlerden sorumlu tutmadı ama ‘o katildir’ ifadeleri ile ‘yargıya hazırladığınız dosya zayıf’ mesajı verildi. Yargı bu talimatı ilmek ilmek dokudu. Erdoğan, Demirtaş’ın idamından bahsetti. ‘Bir terörist yargılanırken aday olmamalı’ dedi. Aynı gün Demirtaş, kendi ‘kettle’ twitter hesabından ‘Beni teröristlikle yargılayan kişi ölümlerle benim arasında illiyet bağı kursun çekileceğim’ dedi. Sonrasında bu dosyanın savcısı TCK 302’den bütün il emniyet müdürlüklerine yazılar yazdı, ‘elinizde ne varsa gönderin’ dedi. Esas kısım, Emniyet’in 2018 tarihli o Emniyet yazısında var. HDP’nin kapatılması yönünde Emniyet’in önerisi var. HDP’nin kapatılması meselesi bu dosya üzerinden tasarlanmış bir şey. İhtiyaca göre ısıtılıp toplumun önüne konulan bir mesele’’ dedi.
Avukat Mahsuni Karaman, Kobani olayları sırasında Selahattin Demirtaş’ın adını taşıyan sahte bir hesaptan atılan üç tweetin de iddianamenin güçlü delilleri arasında yer almasını da eleştirdi.
Karaman ayrıca Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sadece bu davaya bakmak üzere özel bir heyet atandığını ve bu heyetin 45 günde yargılamayı bitirmek istediği yönünde kendilerine bilgi geldiğini ancak 4,5 yılda Demirtaş ana davasında verilemeyen kararın 45 günde 108 sanıklı davada verilmesinin mümkün olmadığını da söyledi.