Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "terör örgütü propagandası yaptıkları" iddiasıyla yargılandıkları davada hapis cezasına çarptırıldı. Demirtaş'a 4 yıl 8 ay hapis, Önder'e 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, tutuksuz sanık Sırrı Süreyya Önder hazır bulundu. Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş ise görüntülü sistemle duruşmaya katıldı.
Duruşmada ilk sözü alan Demirtaş, mütalaaya karşı savunma yapmayacağını söyledi. Demirtaş,” Bu mütalaaya karşı savunma yapmayı usule uygun bulmuyorum. Adil yargılama talep ediyoruz. Biz savunmadan kaçmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tanınmış, en aktif siyasetçilerindenim. 2 kez Cumhurbaşkanı adayı oldum. Ben nerede ne konuşmuşsam noktasından virgülüne kadar arkasındayım. Ben savunma yapmaya her zaman hazırdım. Mütalaa iki gün önce tebliğ edildi. Mahkemenizden süre istiyorum" dedi. Demirtaş ayrıca, yaptığı konuşmanın çarpıtıldığını savunarak yapmadığı konuşmanın dosyaya konduğunu söyledi. Mahkeme heyeti yazılı mütalaanın 4 Eylül 2018'de tebliğ edildiğini ifade ederek, Demirtaş'ın süre talebini reddetti.
Demirtaş’tan sonra söz alan Sırrı Süreyya Önder de, davaya konu olan konuşmasını duruşma salonunda dinletti. Önder, suçlamayı kabul etmedi. Son sözleri sorulan sanıklardan Sırrı Süreyya Önder "Yaşasın barış", Demirtaş da "Kahrolsun faşizm yaşasın barış" dedi.
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan Demirtaş'ı 4 yıl 8 ay, Önderi de 3 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Cezalarda indirim uygulanmadı.
Demirtaş ve Önder hakkında, Zeytinburnu’nda 2013 yılındaki nevruz kutlamalarında yaptıkları konuşmada “terör örgütü propagandası yaptıkları" iddiasıyla dava açılmıştı. İki sanık hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Kararla ilgili açıklama yapan HDP sözcüsü Saruhan Oluç, kararın siyasi olduğunu söyledi. Oluç, “Davanın açılması da, bugün açıklanan karar da hukuki değil tamamen siyasidir. Bu karar, hükümetin barış karşıtı, savaşta ısrar eden politikalarının açık bir göstergesidir. Cezalandırılan, Demirtaş ve Önder şahsında Türkiye halklarının çözüm ve barış umududur. İktidar bu kararla toplumun barış arayışını ve umudunu yıkmayı, ortadan kaldırmayı hedefliyor. Aynı zamanda Meclis’ten çıkarılan ve çözüm sürecinin aktörlerine güvence veren “çözüm ve müzakere çerçeve yasasını” da çiğniyor. Böylelikle AKP ve yöneticileri asla güvenilmez bir topluluk olduklarını bir kez daha ortaya koydular” dedi.