Türkiye’nin 10 ilinde ve Suriye’nin kuzeyinde büyük yıkıma neden olan, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından arama kurtarma çalışmaları hala devam ederken, hem yurtiçinden hem yurtdışından deprem bölgelerine yardım akışı da sürüyor. Bağış kampanyası başlatan kuruluşlar arasında yer alan Washington Türk Amerikan Derneği (ATA-DC), depremde yaşamını yitirenlerin anısına Beyaz Saray önünde tören düzenledi.
Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın da katıldığı törene, Türk-Amerikan toplumunun yanı sıra Amerikalılar ve diğer toplulukların üyeleri de katıldı. Katılımcılar törende acılarını, umutlarını, öfkelerini, gözyaşları içinde paylaştı.
Your browser doesn’t support HTML5
Depremde, memleketi Kahramanmaraş’ta 10 aile üyesini kaybettiğini söyleyen ATA-DC Başkanı Sıtkı Kazancı, depremzedeler için başlattıkları bağış kampanyasına onlarca gönüllünün yanı sıra Türkiye Washington Büyükelçiliği’nin de destek verdiğini belirtti.
“Hepimiz gerçekten derin üzüntüler yaşıyoruz. Dört gündür, beş gündür, arkadaşlarımızın gayretlerini ben hep görüyorum. Büyükelçiliğimizdeki bağış merkezi dolup taştı sizlerin gayretleriyle” diyen Büyükelçi Mercan, toplanan ve organize edilen yardımların en kısa sürede Türkiye’ye toplu olarak gönderileceğini söyledi.
Mercan, gönüllülerin dayanışma çabaları sonucu toplanan yardımların bir kısmının havayollarıyla sevkedilmesine başlandığını, 100 konteynırlık bir yardımın da gelecek hafta deniz yoluyla Mersin’e yollanacağını söyledi.
İlgili Haberler Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye 1,78 Milyar Dolar FonMercan, ayrıca THY uçaklarının yanı sıra 10 kargo uçağıyla başkent Washington, Los Angeles ve Houston dahil ABD’nin farklı noktalarından yardım sevkiyatının devam edeceğini belirtti.
Konuşmasının devamında duygulanan Mercan, “Elimizden ancak bu geliyor, başka bir şey yapamıyoruz ki” dedi ve ekledi: “İnsanların, akrabaları, kardeşleri vefat ettiler. Allah onlara rahmetler etsin, onların mekanını cennet etsin. Geride kalan çocuklarına mutlaka hepimiz sahip çıkalım. Bunu sadece buradaki arkadaşlara söylemiyorum, herkese söylüyorum. O çocuklar artık bize emanet! Onlara sahip çıkalım. Ne diyeyim, başka diyecek birşey yok” dedi.
ATA-DC’nin yönetim kurulu üyeleri de yaşanan afetin büyüklüğünün altını çizerek, yardım kampanyalarının aylarca devam etmesi gerektiğini söyledi, uzun vadeli dayanışma çağrısı yaptı.
Kuruluşun yönetim kurulu üyelerinden Özge Övün Sert, “Lütfen, ATA-DC’nin ve diğer kuruluşların bağış kampanyalarına destek verin! Ve bu yardım çabalarının aylarca devam etmesi gerekiyor” dedi.
İlgili Haberler Türk Büyükelçiliğine 30 Milyon Dolarlık Deprem Bağışı“Bu son olsun!”
Törende, duygu ve düşüncelerini paylaşan diğer katılımcılardan da birlik ve beraberlik mesajı geldi.
ATA-DC Yönetim Kurulu Üyesi Demet Cabbar, “Bu topraklarda, Türkler, Kürtler, Araplar… Suriyeliler, Hristiyanlar, Yahudiler aynı mahallelerde birlikte yaşıyor. Bu kabusu birlikte yaşadılar; birlikte enkaz altında kaldılar; yan yana, birlikte öldüler; el ele birlikte hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bunu hepimizin hatırlaması çok önemli” dedi.
Kuruluşun bir diğer yönetim kurulu üyesi Gamze Çakmak, depremden bir gün sonra şair Serkan Uçar’ın kaleme aldığı ‘Viran’ adlı şiirinden mısralar okudu: “Acım çok katlı. Dün gece uyumadım. Gözlerimi beş dakika yummadım. Utandım uzanmaya. Uyumaya utandım… Çıktım sokağa, ayazda durdum. Üşüdüğün kadar üşümek istedim…”
İlgili Haberler Guterres: "Dünyanın En Büyük Doğal Afetlerinden Biri”Dayanışmaya destek veren gönüllülerden Erkan Polat, ozan Mahsuni Şerif’in ‘İnce ince bir kar yağar’ adlı eserinin mısralarını paylaşırken, gönüllü Ceyda Özbolat da, günler sonra bile enkazdan sağ kurtulan insanlara dikkat çekerek: “Yetişemediğimiz, buradan yetişmeye çalıştığımız birçok can var hala. Burada tuttuğumuz yas olmasa gerek, burada tuttuğumuz aynı zamanda umut olmalı” dedi.
Bir diğer gönüllü ise, depremin neden olduğu büyük yıkımın ardındaki nedenlere vurgu yaptı: “Bu, son olsun gerçekten. Bu, hepimizin suçu. Bugün, bunu tekrar yaşıyorsak, bu kadar kayıp verdiysek, demek ki, birşeylere göz yummuşuz. Birşeylerin üstesine gitmemişiz, almamız gereken dersleri almamışız. Lütfen bu son olsun artık. Herkes üzerine düşen görevi yapmadığı sürece, biz hep birilerini kaybetmeye devam edeceğiz, hep yarım kalacağız, lütfen bu son olsun!"