Türkiye’de Twitter’ın ardından Youtube da yasaklanırken Gazetecileri Koruma Komitesi internet hakları uzmanı Geoffrey King, Türkiye’de hükümetin hukuka aykırı hareket ettiğini savundu
WASHINGTON —
Türkiye’de Twitter’ın ardından Youtube’un da yasaklanmasına uluslararası tepkiler artıyor. Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü konusundaki durumu sık sık eleştiren kurumlardan biri olan Gazetecileri Koruma Komitesi internet hakları uzmanı Geoffrey King, Türkiye’de hükümetin hukuka aykırı hareket ettiğini savundu.
Merkezi Amerika’da bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi İnternet Hakları Koordinatörü Geoffrey King, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı. Türkiye’de Twitter’a erişimin engellenmesiyle başlayan, başka yasakların da ortaya çıkmasıyla giderek tırmanan internet gerginliği, Amerika’dan nasıl görünüyor? Geoffrey King yeni yayınlanan “Hukukun Üstün Olmadığı Dönemde Türkiye” başlıklı yazısında sadece buna değil birçok soruya yanıt arıyor.
“Yasada yapılan düzenleme korkunç”
King, uzmanların Türkiye’de Twitter’a erişimin engellenmesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını savunduğunun altına çiziyor:
“Yasanın çevirisini okudum. Orada yer alan ifadeler değiştirilmiş gibi görünüyor. Anladığım kadarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter’ı kendi kapattı ve bunu yaptığını kabul etti. Yasada belirtilenle, uygulamanın farklı olduğunu görüyoruz ki bu dünyanın her yerinde olan bir şey. Hali hazırda çoğunluğu haber sitelerinden oluşan binlerce internet sitesine erişimi engellemek için kullanılan 5651 numaralı yasada korkunç bir düzenleme yapıldı. Ancak böylesi son derece baskıcı bir yasanın hayata geçirilmesi bir yana, bu aşırı baskıcı yasayı bile uygulamıyorlar. Hukuk terimiyle “ultra vires” bir durum yani hukuka aykırı bir durum söz konusu. İlginç olan hususa gelince, tamamen bu yasa uyarınca, Başbakan Erdoğan ve Türk hükümeti, inanılmaz bir güce sahip olarak içeriği engelliyor, kendi vatandaşlarına ait bilgileri topluyor, basına ve ifade özgürlüğüne doğrudan sansür uygulayabiliyor.”
“Türkiye uluslararası camiadan kopamaz”
Geoffrey King, internete getirilen sınırlama ve engellemelerin, Türkiye’yi uluslararası toplum önünde zor duruma sokacağını da şöyle açıklıyor:
“Erdoğan tahrik edici ve rahatsızlık yaratan yorumlar yapıyor belki ama Türkiye’nin eninde sonunda uluslararası camianın bir parçası olarak kalmayı isteyeceğini düşünüyorum. Özellikle de Avrupa ve Amerika’yla inşa ettiği ilişkiye baktığımızda, uluslararası ilişkileri ya da bunun potansiyel ekonomik sonuçları ve işbirliğiyle ilgili etkilerini umursamadığını görmek zor. Belli ki seçimin etkisi var bunda ama uzun vadede dünyada ifade özgürlüğü ve basının sansürlendiği bir ülke olarak görülmektense, dünyanın geri kalanıyla işbirliği içinde olmayı tercih edecektir. Eğer Türkiye’nin cumhurbaşkanı bu yasağı atlatıyor ve eleştiriyorsa, herkesin çok sorunlu bir durumla karşı karşıya olduğunu biliyor demektir.”
“Yasada yapılan düzenleme korkunç”
King, uzmanların Türkiye’de Twitter’a erişimin engellenmesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını savunduğunun altına çiziyor:
“Yasanın çevirisini okudum. Orada yer alan ifadeler değiştirilmiş gibi görünüyor. Anladığım kadarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter’ı kendi kapattı ve bunu yaptığını kabul etti. Yasada belirtilenle, uygulamanın farklı olduğunu görüyoruz ki bu dünyanın her yerinde olan bir şey. Hali hazırda çoğunluğu haber sitelerinden oluşan binlerce internet sitesine erişimi engellemek için kullanılan 5651 numaralı yasada korkunç bir düzenleme yapıldı. Ancak böylesi son derece baskıcı bir yasanın hayata geçirilmesi bir yana, bu aşırı baskıcı yasayı bile uygulamıyorlar. Hukuk terimiyle “ultra vires” bir durum yani hukuka aykırı bir durum söz konusu. İlginç olan hususa gelince, tamamen bu yasa uyarınca, Başbakan Erdoğan ve Türk hükümeti, inanılmaz bir güce sahip olarak içeriği engelliyor, kendi vatandaşlarına ait bilgileri topluyor, basına ve ifade özgürlüğüne doğrudan sansür uygulayabiliyor.”
“Türkiye uluslararası camiadan kopamaz”
Geoffrey King, internete getirilen sınırlama ve engellemelerin, Türkiye’yi uluslararası toplum önünde zor duruma sokacağını da şöyle açıklıyor:
“Erdoğan tahrik edici ve rahatsızlık yaratan yorumlar yapıyor belki ama Türkiye’nin eninde sonunda uluslararası camianın bir parçası olarak kalmayı isteyeceğini düşünüyorum. Özellikle de Avrupa ve Amerika’yla inşa ettiği ilişkiye baktığımızda, uluslararası ilişkileri ya da bunun potansiyel ekonomik sonuçları ve işbirliğiyle ilgili etkilerini umursamadığını görmek zor. Belli ki seçimin etkisi var bunda ama uzun vadede dünyada ifade özgürlüğü ve basının sansürlendiği bir ülke olarak görülmektense, dünyanın geri kalanıyla işbirliği içinde olmayı tercih edecektir. Eğer Türkiye’nin cumhurbaşkanı bu yasağı atlatıyor ve eleştiriyorsa, herkesin çok sorunlu bir durumla karşı karşıya olduğunu biliyor demektir.”