Corona virüsü dünya genelinde çok sayıda can alırken karantina sürecinde salgına karşı galip gelenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Gaziantep'te Corona virüsü salgınını yenen belediye işçisi Yunus Balcı yaşadığı zor süreci VOA Türkçe‘ye anlattı.
35 yaşında 3 çocuk babası belediye personeli Yunus Balcı, Corona virüsüne yakalanacağını hiç düşünmediğini vurgulayarak, tedavi ve karantina sürecinde tüm aile fertleri olarak yıprandıklarını söyledi.
“Süreç çok zordu, belden aşağısını hissetmiyordum’’
Vücudundaki öksürük, ateş ve halsizlik belirtilerini ilk önce normal bir soğuk algınlığı olarak düşündüğünü ifade eden Balcı, “Önce grip sandım, havalardandır dedim. Ama iki gün sonra yüksek ateş, halsizlik, ishal ve yürüyememe durumum olunca mecbur doktora gitmek zorunda kaldım. Aile hekimime şikayetlerimi anlatınca direkt üniversite hastanesine gitmemi izah ettiler. Orada önce normal ateşime bakıp muayene ettiler, daha sonra test sonuçlarım gelince ilk testimin pozitif çıktığını söylediler. O gün beni eve göndererek 14 gün karantinada kalmam gerektiğini söylediler. Ailemi o an hemen Nizip ilçesine yolladım. İki gün sonra testlerim tekrar pozitif çıkınca ambulans ve polis eşliğinde beni alarak Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi'ne yatırdılar. Dokuz gün hastanede kaldım. Bu süreçte eşim de tedbir amaçlı altı gün Nizip Devlet Hastanesi'nde kaldı. Bu süre zarfında şiddetli ağrılar, yüksek ateş, öksürük arttı, nefes alamama durumum da vardı. Tabii müdahale edip serum veriyorlardı. O süreç çok zordu, belden aşağısını hissetmiyordum. Verilen serum da ağrılarımı sadece 15 dakika kesiyordu, sonra yine devam ediyordu. Şu anda ikinci 14 günlük bir süreç için evdeyim’’ dedi.
“Virüsü toplu taşıma aracından kapmış olabilirim’’
Virüse yakalandığını öğrendiği ilk andan itibaren en büyük korkusunun ailesine bulaştırmak olduğunu belirten Balcı, “İlk öğrendiğimiz gün eşim ve çocuklarım için çok zor oldu. Eşimi Nizip’e ailesinin yanına gönderdiğimde, herkeste haklı olarak bir korku vardı. Hemen aileme bir ev tuttuk. Sonra eşimi de hastaneye yatırdılar, çocuklar yalnız kalınca test yapıldıktan sonra babam yanına aldı. En büyük korkum virüsü eşime ya da çocuklarıma bulaştırmaktı. Çalıştığım kurumda ya da çevremde olmadı, doktorların da tek şüphe ettikleri nokta toplu taşıma araçları. Önce bize bir şey olmaz diyordum. Yaşlılarda var nasıl olsa diyordum. Ama anladım ki bu işin şakası yok. Dikkatli olmak lazım, kendimiz için değilse bile çevremizdeki eşimiz, dostumuz, çocuklarımız için’’ diye konuştu.