Corona virüsü tedbirleri kapsamında birçok sektörün geçici olarak kapatılması ve ‘Evde kal’ çağrılarının yapılması hem sosyal hayatı etkiledi hem de trafiğin gözle görülür oranda azalmasına sebep oldu. Salgının yarattığı bu olumsuz tablodan çok sayıda sektörün yanında taksiciler de etkilendi.
Genel olarak İstanbullu taksiciler, tek-çift plaka uygulamasının sona erdirilmesinin ve taksi plaka kiralarının hala yüksek olmasının, böylesine zor bir süreçte kendilerini çok daha kötü etkilediğine dikkat çekiyor. Evlerine ekmek götüremediklerini ifade eden taksi şoförleri, yaşadıkları sıkıntılı durumu VOA Türkçe’ye anlattı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Son 3 aydır kira ve fatura ödemesi yapamıyorum”
32 yıldır taksi şoförlüğü yaptığını belirten Aydın Bayram, salgının işine olan etkisini şu sözlerle ifade etti:
“Son üç aydır hiçbir yere ödeme yapamıyorum. Tahmin ediyorum şu anda çoğu şoför arkadaşımızın durumu da böyledir. Taksicilerin evlerine nasıl ekmek götürdüklerini yetkililerin merak etmesi gerekiyor. Evde ayrı bir yangın var, sahada ayrı bir yangın. Çalışılsa bir dert çalışılmasa ayrı bir dert. Şoförlerin çoğu işlerini kaybetmemek amacıyla sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda kalıyorlar. Üç saattir yollardayım, daha bir tane müşteri alabildim. Bir de tek-çift plaka uygulamasına geçilmişti. Bir gün çalışıp bir gün çalışmayıp en azında sağlıklı bir şekilde evimizde kalıyorduk. Diğer sektörler işlerine tam başlamadan bu uygulamanın kaldırılması çok kötü oldu.”
“Tek-çift plaka uygulamasının sona ermesi işlerimizi olumsuz yönde etkiledi”
Taksi durağı sorumlusu Ramazan Şafak, tek-çift plaka uygulamasının devam etmesi gerektiğini savunurken, bu ortamda taksi kiralarının hala yüksek olmasından şikayet etti.
Şafak, “Taksi kiralarını hiçbir taksici şu anda ödeyemiyor. Çok büyük sıkıntılar var. Taksi kiraları düşmeli çünkü günlük kazancımız 70 TL, 80 TL, 100 TL’yi geçmiyor ve biz bunun içinden yevmiyemizi çıkaramıyoruz. Evimize para götüremiyoruz. Tek-çift uygulamasından memnunduk. Ama bütün araçlar trafiğe çıkınca yine büyük sıkıntılar yaşamaya başladık. Düşünün ki durakta 2-3 saatte bir taksiciye sıra geliyor” ifadelerini kullandı.
Çatan: “4,5 saattir müşteri bekliyorum, hala siftah yapmadım”
Cadde kenarında yolcu bekleyen taksici Tanju Çatan, müşteri bulamamaktan dert yandı.
Çatan, “Bu salgın hastalık çıkmadan evvel iyi kötü bir şeyler işliyordu. Şimdi ise hem mal sahipleri hem de değerli şoför arkadaşlarımız işi zor götürüyor. Şu anda taksiye talep bu işi karşılamıyor ama mecbur çalışmamız lazım. Bir umut yine çıkıyoruz. Evimize 50 TL, 100 TL götürebilirsek ne mutlu. 4,5 saattir bekliyorum daha siftah yapmadım” diye konuştu.
Gayır: “Sağlığımızı riske atarken bir yandan da plaka sahibine para yetiştirmeye çalışıyoruz”
4 yıldır taksicilik yaptığını anlatan Hazar Gayır, para kazanamadıklarını, sadece plaka sahiplerinin parasını çıkarmaya çalıştıklarını söylüyor.
Gayır, “Kaparsam virüsü bu işten kaparım. Hayat eve sığar diyorlar da ben eve gidip duramam, çalışmam lazım. Aylık maaş alamıyorum ya da devlet bana bir katkıda bulunmuyor. Mecbur kendimi tehlikeye atarak çalışmalıyım. Altı saattir bekliyorum, müşteri yok. Bir ara tek-çift plaka sistemi vardı, biraz para kazanıyorduk. O da kaldırılınca durum daha da kötü oldu. Şu an sigortam yok. 11 bin TL sigorta prim borcum var. Onu mu yatırayım, faturalarımı mı yatırayım bilemiyorum. Allahtan evli değilim, bir de evli olsaydım daha neler olurdu siz düşünün” dedi.
Can: “Corona'yı yendim, ardından işe başlamak zorunda kaldım”
Taksi şoförü Hıdır Can, çalıştığı esnada Corona virüsüne yakalanmış. Karantina sürecinden sonra iyileşen Can, hemen işe başlamak zorunda kalmasının gerekçelerini şöyle sıraladı:
“COVID-19 hastalığına yakalandım. Hastalığa yakalandıktan sonra kendimi 25 gün karantinaya aldım. Hastalığım negatife döner dönmez işe başlamak zorunda kaldım. Çünkü devlet tarafından sağlanan bir yardım yok. Masraflarımız devam ediyor. Günübirlik yevmiyeyle çalıştığımız için her gün çalışmak zorundayız. Eğer çalışmazsak ikinci gün zor durumda kalıyoruz. Plaka sahibi de indirim yapmadı, kirasını hala ödeyemiyoruz. Bu kira bedelini ödemek için neredeyse kendimiz para kazanmadan evimize dönüyoruz. Şu an çok alt seviyedeyim, masraf yapamıyorum. Ekonomi çok kötü. İnsanlar taksiye binmiyorlar, toplu taşımayı tercih ediyorlar. Bu virüs bittiğinde kısmetse nişanlanacağım. Planlarımıza göre bir yıl içinde evlenmeyi düşünüyorduk ama şu an için bu çok zor gözüküyor.”
Kazgan: “Önceden günde 10 müşteri alırken şu anda 2 müşteri zor alıyorum”
İşlerinin yüzde 90 seviyesinde azaldığını belirten Muzaffer Kazgan, sözlerine şöyle devam etti:
“En az yüzde 90 iş kaybım olduğunu düşünüyorum. Bir mesai diliminde 10 müşteri alabiliyorsam şu anda 2 müşteri ya alıyorum ya alamıyorum. Taksi olarak değerlendirdiğinizde de bu işten para kazanan herkes mağdur oldu.”
Kardan: “12 saat çalışıyorum, 20-30 TL para kazanıyorum”
Hayati Kardan da uzun saatler mesai harcayıp para kazanamamaktan şikayet ediyor.
Kardan, “Evimize ekmek götüremiyoruz. Çocuğumuz var, mecbur bu işi yapıyoruz. 12 saat çalışıyorum, 20-30 TL ile eve gidiyorum. Bu para değil. Bir ekmek, bir tuz oldu 10 TL. Daha önceden böyle değildi. Önceden evimize en azından 70-80 TL götürebiliyorduk” diyor.