Türkiye genelinde Corona virüs salgınıyla mücadelede olağanüstü tedbirlerin alınması ve insanların salgın tehdidinden dolayı dışarıya çıkamaması, ülkedeki birçok işletmeyi olumsuz yönde etkiledi. İstanbul’da farklı sektördeki işletmeler de bu sebeple ya geçici olarak kapanma yolunu seçti ya da kısıtlı olarak hizmet vermeye devam ediyor.
“Paramparça bir şekilde devam etmeye çalışıyoruz”
Uzun yıllardır büfe işletmeciliği yapan Ömer Yılmaz, Corona virüs sebebiyle işçilerinin çoğunu işten çıkarmak zorunda kalmış. Şu anda oğlu ve bir işçisiyle dükkanını idare etmeye çalışan Yılmaz, yaşadığı sıkıntılı durumu VOA Türkçe ile paylaştı.
Yılmaz, “Dokuz işçimiz vardı ama şu anda ben, oğlum ve bir işçimiz kaldı. Paramparça gidiyoruz. Kafeterya tarafımız kapalı bir tek büfemiz çalışıyor. Onda da bildiğiniz gibi sadece paket servisimiz var. Yüzde 20 işimiz kaldı diyebilirim. Kendimizi çevirmeye çalışıyoruz. Yaklaşık bir aydır virüsten dolayı çok kötü durumdayız. 9 işçimizden 5 tanesi gerekli kriterleri sağlayamadıkları için devletin sağladığı ücretli izinden yararlanamıyor. Evlerinde oturuyorlar. İşçilerimiz çok mağdur oldular. Kira, elektrik, su, doğalgaz ödemeleri var. Şu anda çok kötü durumdalar” dedi.
“Ekonomik olarak çok geriye gittik”
Kredi kartı kullanarak idare etmeye çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, bunun da sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Yılmaz, “Kredi kartı kullanmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Bu şekilde fazla dayanamayız. Ortamın düzelmesi için en iyi ihtimalle bir ay diyorlar. Ancak ortam düzelse bile sonrasında işlerimiz nasıl olacak hiç düşünemiyorum. Çünkü ekonomik olarak çok geriye gittik. Sabah akşam düşünüyorum ama bir şey bulamıyorum” diye konuştu.
“Altı ay sonra nasıl ödeyeceğiz?”
Devletin SGK ödemelerini altı ay ertelemesinin kendilerini ileriki dönemde daha da zor durumda bırakacağını belirten işletmeci, sözlerine şöyle devam etti:
“Sigorta ödemeleri altı ay ötelenecek ama altı ay sonra nasıl ödeyeceğiz bu parayı? Düşünün ki 10 tane işçi çalışıyor yanınızda ve bunların 6 aylık birikmiş sigorta ödemelerini devlete ödemek zorundasınız. Nasıl ödeyeceğiz? Bu durum şu anda muamma. Ben şu anda önümü göremiyorum ki. Altı ay değil yarın için bile önümü göremiyorum. Zaten hafta sonları sokağa çıkma yasağı da başladı. Şu anda dibe kadar oturduk.”
“Ne yapacağımızı şaşırdık”
İşlerinin olamadığını ama faturaların aksamadan geldiğini söyleyen Yılmaz, “Şu anda destek yok. Elektrik faturamızı ödüyoruz. Doğalgaz ve su faturalarımız gelmeye devam ediyor. Bunlar ötelenecek denildi ama olmadı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Önümü göremiyorum. Devlet de mağdur şu an, baksanıza vatandaştan para istiyor.
Bu civarda şu anda hizmet veren iki tane esnafız. Diğer dükkanların hepsi kapalı. Ne yapsınlar müşteri yok. Kimse dışarıya çıkmıyor ki. Biz de dükkanımız kapalı kalmasın, müşterimiz dağılmasın diye uğraşıyoruz” diye konuştu.
“Yarınımızı göremiyoruz. Devlet önlem almalı”
Yılmaz, “Devletin bu duruma bir önlem alması gerekiyor. Mal sahibi kirasını istiyor. Senin mağduriyetin beni ilgilendirmez diyor. Devletin iki-üç ay kira alınmaması için bir önlem alması gerekiyor. Ama böyle bir şey de yok şu anda. İnan yarınımızı göremiyoruz” dedi.
“Düşüncelerimiz her geçen gün karamsarlaşıyor”
Salgın öncesinde İstanbul’da yerli ve yabancı turistlerin en önemli uğrak yerlerinden biri olan İstiklal Caddesi de Corona virüsten olumsuz yönde etkilendi. Normal zamanda insan selinin olduğu ünlü caddede şu anda sessizlik hakim. İstiklal Caddesi’nde hediyelik eşya dükkanı işleten Kadir Ustaoğlu, virüsün sebep olduğu ekonomik krizi şu sözleriyle anlattı:
“Biz etkilenmeyi geçtik, direkt yıkıldık. Yani şu anda bir enkaz halindeyiz. Biz turistle dönen bir esnafız. İstiklal Caddesi, İstanbul’un en ünlü caddelerinden birisi. Turist olmadığı zaman bizim evimize ekmek götürme şansımız olmuyor. Şu anda da maalesef böyle bir durumun içerisindeyiz. Esnaf arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Herkes cebindeki parayla yaşamaya çalışıyor. Devletten şu ana kadar herhangi bir esnafa yardımı söz konusu değil. Düşüncelerimiz her geçen gün karamsarlaşıyor. Ben 1 ay daha idare edebilirim. Çünkü görüyorsunuz cadde bomboş. Burada milyonlarca insan sirkülasyonu olurdu. Ama şu anda iki elin sayısı kadar insan var. Bakmayın herkesin dükkanının kapalı olup benim dükkanı açtığıma. Ben de evde sıkıldığım için dükkanı açıyorum. Çok kötü maalesef. Bugün sabah 10’dan akşam 18’e kadar 50 TL’lik iş yaptım.”
“Caddede 30-40 dükkan iflas edebilir”
Gezi olaylarında bile işlerinin bu kadar kötü olmadığını ifade eden Ustaoğlu, ona rağmen 20 dükkanın o dönemde iflas ettiğini belirtti.
Ustaoğlu, “Gezi zamanı bile az da olsa bir şeyler kazanıyorduk. Sonuçta ülkede turist vardı. O zaman bile 20 dükkan ya devretti ya da işi bıraktı. Şu andaki durumda ise minimum cadde üzerindeki 40 dükkan kepenk indirebilir” diye konuştu.
“Tek umudumuz aşının bulunması”
Ustaoğlu,” Belki de biz bu önlemleri zamanında alamadık. Çin’deki salgın ilk başladığında bu önlemler alınabilseydi ya da uçuşlar önceden iptal edilseydi böyle olmazdı. Şu an tek umuduz bu virüs için bir aşının bulunması ya da kendiliğinde ortadan kalkması. Başka bir şey düşünemiyoruz” dedi.