Corona virüsünün giderek yayılması sadece insan sağlığını değil, ekonomiyi de tehdit eder bir noktaya geldi. Dünyanın en büyük üreticilerinden bir olan Çin ürünlerinin tüketilmesine yönelik kaygılar, sadece bu ülkeyi değil, küresel ticareti ve dolayısıyla ekonomileri de etkiliyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İşletme ve Ticaret Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berna Kırkulak Uludağ, Çin’in ekonomik olarak kayıplar yaşadığını ancak bu aşamada bir felaket senaryosu yazmanın doğru olmayacağını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Uludağ, “Şu an için Çin, ciddi bir tehditle karşı karşıya. Ekonomik kayıpları söz konusu. Ancak İngilizce’de bir deyim vardır: “Too big to fail”. Yani batmak için çok büyük. 1,5 milyar nüfuslu bir ülke. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Battı, batacak senaryolarını aklımızdan çıkaralım” diye konuştu.
“Konfeksiyonda Avrupa’nın talepleri Türkiye’ye kayıyor”
Çin’de Southeast Üniversitesi’nde yarı zamanlı hocalık yapan ve Avrupa Birliği COST Aksiyonunda “Avrupa’daki Çin Ağı” konulu uluslararası projede Türkiye’yi temsilen Yönetim Komitesi üyesi olan Uludağ, Türkiye ekonomisinin ise Corona virüsünden sektörel bazlı olarak farklı biçimlerde etkileneceğini vurguladı.
Uludağ, “Türkiye’de ilk etapta olumlu etkilenecek olan sektör, konfeksiyon sektörü. Konfeksiyonda, bizim zaten bir üstünlüğümüz vardı. Ancak Çin’in rekabetçi avantajından dolayı sektörde bir kan kaybı yaşandığını söyleyebiliriz. Şimdi özellikle Avrupalı firmaların taleplerini Türkiye’ye doğru kaydırmaya başladığını görüyoruz ve bunun önümüzdeki dönemde de devam edeceğini öngörebiliriz” dedi. Ancak Uludağ, Türkiye’nin bu sektörde kalite ve maliyet konularında özen göstermesi gerektiğinin de altını çizdi.
Enerji maliyetleri düşebilir
Uludağ’a göre, Corona virüsü krizinden dolayı petrol fiyatlarında bir düşüş yaşanması mümkün. Bu da Türkiye’nin cari açığında en önemli kalem olan enerji maliyetlerinde bir düşüş anlamına gelecek. Prof. Dr. Uludağ şunları söyledi: “Çin dünyanın en büyük enerji tüketicisi. Üretimin yavaşlamasından dolayı, Çin tarafından enerjiye olan talepte ciddi bir daralma görüyoruz. Bu daralmayla birlikte fiyatların düşmesi sadece Türkiye ekonomisine değil, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine de olumlu etki yapacaktır”.
Krizin Türkiye’de en olumsuz etkilediği sektörlerin başında ise doğal taş ve özellikle mermer geliyor. Türkiye’nin blok doğal taş ihracatının büyük bir kısmının Çin’e yapıldığını belirten Uludağ, Mart ayında Çin’in Xiamen şehrinde yapılması planlanan dünyanın en önemli mermer ve doğal taş fuarının iptal edildiğini hatırlattı. Uludağ, “Nisan ayında İzmir’de yapılması öngörülen fuara Çinlilerin gelip gelmeyeceği tartışma konusu. Tabii Çin’de talepte daralma olunca Türkiye’nin bu ülkeye mermer ve doğal taş ihraç etmesi zorlaşıyor” dedi. Ancak Uludağ diğer ülkelerden gelecek taleplerin bu sektörü kısmen rahatlatabileceğini de sözlerine ekledi.
“Şans, durumlara hazırlıklı olma halidir”
Corona virüsünün yayılmasından en fazla etkilenen bir başka sektör de turizm. Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yaklaşık yüzde 10’unun Çin’den geldiğini kaydeden Uludağ, bunun turizmde bir ölçüde daralmaya yol açabileceğini belirtti. Ancak Uludağ, bu kaybın başka ülkelerden gelecek turistlerle giderilebileceğini söyledi. Uludağ, bazı yabancı şirketlerin Türkiye’ye yapılan kruvaziyer seferlerini artırma kararı aldığını ifade etti. Uludağ, lojistik firmalarının konteynırlarının Çin’in birçok önemli limanında mahsur kaldığını belirterek bunun navlun maliyetlerini artırdığına da dikkat çekti.
Yaşanan kriz bazı sektörler için fırsat oluştursa da Uludağ’a göre bu fırsatların kalıcı olması için hazırlıklı olmak gerekiyor: “Pasteur’un bir sözü var. Şans, durumlara hazırlıklı olma halidir, der. Eğer siz hazır değilseniz, sadece emek yoğun sektörlerle bir yere geleceğinizi düşünmek yanlıştır. En büyük sermaye, beşeri sermayedir. Önce insana yatırım yapmamız gerekir. Gerçekten Çin’den ya da başka faktörlerden kaynaklanan boşluklara ne kadar hazır olduğumuzu sorgulamamız gerekir”.