Tüm dünyayı hızla sararak yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan Corona virüsü salgını etkisini sürdürüyor. Bazı ülkeler virüsten kurtulmanın sevincini yaşarken birçok ülke, can kaybı vermeye devam ediyor.
Türkiye’de enfeksiyon vakası sayısı ve ölüm oranları yavaş yavaş azalırken Gaziantep’te bu sayıların artış göstermesi, insanları düşündürüyor. Sokağa çıkma kısıtlamaları sürecinde ülke genelinde uygulanan para cezalarının yaklaşık yarısının sadece Gaziantep’te kesildiği ifade edilirken kent halkı, kurallara uymamakta ısrarcı davranmaya devam ediyor.
Your browser doesn’t support HTML5
VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantepli vatandaşlar denetimlerin eksik kaldığına dikkat çekerken Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Ramazan Sürücü, “Antep’te vaka sayısı artıyorsa Antep’in dikkatinin çekilmesi gerekiyor. Sağlık bakanımız çıkıp şunu söylemeli, ‘Biz çok iyi bir noktaya gidiyoruz, vakalarımız düşüyor ama Antep halkına bir sorumluluk düşüyor.’ Ya da Cumhurbaşkanımızın ‘Evet, biz hafta sonu halkımız mağdur olmasın diye sokağa çıkma kısıtlaması kararını iptal ettik ama yine de şu şu kentlerin şu noktada hassas olması gerek’ demesi bence çok daha etkili olabilecektir’’ dedi.
“Daha katı kuralların uygulanması gerekiyor’’
Kent sokaklarında vaka sayısının artış nedeni sorduğumuz vatandaşlar şu ifadeleri kullandı:
Viyan Cin, “Mağaza ve alışveriş merkezlerinin açılmasıyla birlikte insanlar daha fazla dışarı çıkmaya başladı. Ama esnaflar da bu konuda haklı, onlar da kiralarını falan ödeyemiyor. En azından devlet kira konusunda esnafa ve işçiye yardımcı olursa, herkes en azından bir ay evde kalsaydı belki virüsün önüne daha hızlı geçirebilirdi. Daha sıkı ve daha katı kuralların olması gerekiyor’’ dedi.
Ertuğrul Özdemir, “Çevremize bakın, vaka sayısının neden arttığı belli oluyor. Herkes maske takmıyor, sosyal mesafe yok. Namazda bile insanlar yan yana. Mesela alışverişe gidiyorum, esnaf maskesiz, tak dediğin 'zaman ne yapacağım maskeyi' diyor’’ ifadelerini kullandı.
Enes Özdemir, “Denetimlerimiz eksik kalıyor. Çoğu illerde görüyoruz, polislerin, mülki amirlerin denetimlerini sıklıkla yaptıklarını görüyoruz. Ama Gaziantep’te maalesef bunlar biraz serbest bırakılmış durumda. Bakın, çevremizde herhangi bir polis yok. Kalabalığın olduğu yerde herhangi bir zabıta görevlisi yoktur. Bu denetimler olmazsa tabii ki insanlar da kurallara uymaz, bu şekilde devam edersek, yarın Çin’in Wuhan şehrini bile geçebiliriz’’ şeklinde konuştu.
Dursun Yasa, “Kentimizde evde oturan yok, uyarıları dikkate alan yok. Gaziantep halkı gezmeyi, yemeyi içmeyi sever. Bana göre en az bir ay sokağa çıkılmaması gerekiyor. Öyle 2 gün yasak 5 gün serbest olmaz’’ dedi.
Zarife Kankılıç, “Gaziantep halkı biraz yemeyi içmeyi sevdiği için, yemek kültürümüz de biraz geniş, o yüzden millet sokaklarda yemek için, alışveriş için. Bundan dolayı da bu kentte vaka artışının önüne geçilemiyor’’ dedi.
“Kısıtlama sonrası kontrolsuzluk vakaları arttırdı’’
Ramazan ayı ve sonrasındaki bayram sürecinde çok yakın temasların olduğunu belirten Uzman Dr. Ramazan Sürücü, “Biz Türk Tabipler Birliği ve Tabip Odaları olarak sürecin başından beridir hep dile getirdiğimiz bir mevzu vardı. Tedbirlerin şehrin kendi dinamikleri üzerinden planlanması, bu noktadaki il pandemi kurullarının il kamu idaresinin, sağlık idaresinin, tüm meslek odalarını da bu sürece dahil ederek, halkı ikna edecek bir tedbir alınmasını ifade etmiştik. Ama şehrimiz ve tüm Türkiye içinde, daha çok Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin önerileri doğrultusunda planlamalar yapıldı. Ama maalesef bu durum kentimizde bir sonuç vermedi. Tüm Türkiye’de rakamlar her gün düşerken, Antep’te artış devam ediyor. Sürecin başından beri Antep’teki fabrikaların açık kalarak üretimin devam ediyor olması etkili oldu. Organize sanayi bölgesindeki 49 işletmede pozitif vaka saptanmıştı ve bunların şehre yayılma süreci vardı. Yanı sıra ramazan ayı, bayram süreci nedeniyle geleneksel iftar yemekleri gibi durumlarda insanların bir araya toplanması ve sokağa çıkma yasaklarını takip eden süreçte çok yakın temaslı bir nüfus hareketliliğinin olduğunu gözlemledik. Antep’te bu durum diğer illerimizden çok daha fazla sayıda olmaya başladı. Bu sokağa çıkma yasakları elbette ki gerekliydi, yapıldı ama yasakları takip eden süreçlerdeki kontrolsüzlük belki de bizim Antep’teki en büyük vaka artış nedenlerimizden birisi oldu’’ diye konuştu.
“Buradaki asıl sorumluluk il pandemi kurulunda’’
Ekonomik ve siyasi kaygılardan uzak çözüm üretilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Sürücü, “Bizim hep önerdiğimiz pandemi kurulunda olmadığımız için orada önerilerimizi direkt söyleyemiyoruz. Ama il idaremizin, pandemi kurulumuzun şehrin kendi salgın dinamiklerini halk sağlığı ve epidemiyoloji biliminin gerektirdikleri üzerinden gözden geçirip ekonomik ve siyasi kaygılardan ziyade kentin dinamiklerini öncelikleyerek bir çözüm üretmeleri gerekiyor. Buradaki asıl sorumluluk şu anda ilimizdeki pandemi kurulunda, ki bu kurulların şu anda yasal olarak yetkileri gerçekten çok geniş. Kendi bulunduğu il özelinde çok ciddi kararlar alabilecek bir kurul. Ama bugüne kadar merkezi idarenin önerdiği tedbirler dışında kentimizde çok özelleştirilmiş bir şey görmedik. Oradaki arkadaşlarımız iyi niyetli bir şekilde çalışıyor, bir şeyler yapma gayretindeler ama vatandaşlarla teması sağlamakta güçlük çekiyoruz. Bunun sosyolojik ya da toplum psikolojisiyle alakalı uzmanlık alanlarından belki de destek alınması lazım. Bunun yanında yasaklar döneminde Türkiye’de kesilmiş ihlal cezalarının neredeyse yarısı sadece Antep’e kesilmiş. Şunu artık anlamak gerekiyor, sadece cezai yaptırımlarla bu süreci yürütemiyoruz. Biz sağlık çalışanlarının ve halkımızın sağlığından endişeliyiz. Bayramdan sonra yani 1 Haziran, kentin ve Türkiye’nin genel bir normalleşme sürecinde kentimizde korkunç bir hareketlilik var. Bu durumun önüne geçmeden bizim bu sorunu çözme şansımız görünmüyor’’ şeklinde konuştu.
“Hayalet taşıyıcıların toplum içindeki varlığı hastalığı arttırıyor’’
Toplum içindeki hayalet taşıyıcıların tespit edilmesinin önemine dikkat çeken Dr. Sürücü, “Normalde bizim bilim kurulunun algoritmasında bir kişinin temas öyküsü varsa onun testinin yapılması, sürüntüsünün alınması gerekiyor. Kentimizle ilgili edindiğimiz bir duyumda, Sağlık Bakanlığı tarafından kamu idaremize Antep’teki vaka sayımızın artışıyla ilgili, ama son zamanlarda bizim sahadaki meslektaşlarımıza teması olup da bulgusu olmayan kişilere test yapılmaması yönünde telkinlerin olduğunu duyuyoruz. Bunun kentimizle ve genel anlamda pandemi sürecini yönetmekle ilgili çok tehlikeli bir nokta olduğunu düşünüyoruz. Bu halk sağlığı biliminin gerçeklerine uygun bir yaklaşım değil. Zaten bulgusu olan hastaları yakaladığımız hastanelerimize yatırıp tedavilerini yapıyoruz. Tedavi sonrası izolasyon bir şekilde sağlanıyor, ama hayalet taşıyıcı dediğimiz, hiçbir bulgusu olmayan insanlarımızın varlığı, bu hastalığın katlanarak artmasına neden olacak bir durum’’ dedi.
“Cumhurbaşkanı kentlere özel çağrı yapmalı’’
Toplumda milli bir şuur oluşturmak adına resmi ağızların çağrılarının daha çok dikkate alınacağını belirten Dr. Sürücü , “Bizim önerimiz mevcut filyasyon ekiplerinin daha da arttırılması, test sayılarını azaltmak yerine toplumun geniş tabanlarının ve sağlık çalışanlarının tarama testlerinin yapılması gerekiyor. Dileğimiz bir an önce azalması, biz de sıkıldık, toplumun tamamı sıkıldık yasaklardan, sosyal hayat kısıtlılığının getirdiği ekonomik sonuçlardan. Detaylarıyla incelenerek, eğer mevcut önerilen yöntemlerle virüs kontrol altına alınamıyorsa o zaman alternatifleri de üretmek yine kamu idaresinin görevi. Evet, bizlerin önerileri oluyor, ama onların şu an elleri de taşın altında. Bakanımızı her gün izliyoruz. Emeklerine sağlık, güzel işler yapıyorlar ama o sunumlar yapılırken Antep’te vaka sayısı artıyorsa Antep’in dikkatinin çekilmesi gerekiyor. Sağlık bakanımız çıkıp şunu söylemeli, ‘biz çok iyi bir noktaya gidiyoruz, vakalarımız düşüyor ama Antep halkına bir sorumluluk düşüyor’ demesi lazım. Ya da Cumhurbaşkanımızın, 'Evet, biz hafta sonu halkımız mağdur olmasın diye sokağa çıkma kısıtlaması kararını iptal ettik, ama yine de şu şu kentlerin şu noktada hassas olması gerek' demesi bence çok daha etkili olabilecektir’’ ifadelerini kullandı.