Corona virüsü salgını dünyanın en büyük iki ekonomisini bir kez daha karşı karşıya getirdi. Ancak bu seferki öncekilerden biraz farklı gibi. Washington, salgının ilk günlerinde yaşadığı tıbbi malzeme sıkıntısını da gerekçe göstererek ABD şirketlerinin Çin’den çıkması için harekete geçmiş görünüyor. Bazı gözlemcilerse 2020’nin seçim yılı olduğuna dikkat çekerek Washington’un bu adımının seçim yatırımı olduğunu belirtiyor.
Corona salgını dünyanın ekonomide bir numarası Amerika’yla iki numarası Çin arasında bu alandaki mücadeleyi bir üst seviyeye taşımış görünüyor.
Washington’da bu konuda hazırlıklar var.
Salgının ilk günlerinde yaşadığı tıbbi malzeme sıkıntısını unutmayan Amerika’da Kongre ve yetkililer ABD şirketlerinin operasyonlarını ya da ana tedarikçilerini Çin’den çıkartmak için yeni öneriler üzerinde çalışıyor. Vergi indirimleri, yeni düzenlemeler ve sübvansiyonlar tartışılan öneriler arasında. Üretimi Amerika’ya çekmek için şirketlere 25 milyar dolar kaynak sağlanması da gündemde.
Başkan Donald Trump aslında Beyaz Saray’da göreve başladığından bu yana şirketlerin ülkeye dönmesi taraftarı. Corona virüsü salgınıyla birlikte Amerika’nın gıda ve ilaç tedarik zincirinde Çin’e bağlı olmasından kaynaklanan kaygıların artması, Beyaz Saray’ın bu konudaki çabaları hızlandırmasında önemli etken. Trump bu çerçevede yurtdışı yatırım dairesine, ülke içindeki yatırımcılara destek vermesi için yeni yetkiler tanıyan kararnameyi imzaladı bile. Başkan’a göre amaç, Amerika’nın ilaç da dahil her türlü ihtiyacını kendisinin üretmesi ve daha sonra da bunları dünyaya ihraç etmesi.
Bu konuda Kongre’de de partilerüstü bir çaba var. Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar Amerika’nın Çin yapımı ürünlere bağımlılığını azaltmak için yasa tasarıları hazırlıyor.
Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, bazı hassas ürünlerin Çin’e satışının yasaklanmasını ve ABD şirketlerinin Çin’den elde ettikleri gelirlere uygulanan vergilerin arttırılmasını içeren bir tasarıyı Kongre’ye sundu. Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Mark Greens’in tasarısı ise, ulusal güvenlik açısından kritik önem taşıyan ve zor durumda olan ABD şirketlerine yardım edilmesini içeriyor. Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Anna Eschoo ve Cumhuriyetçi üye Susan Brooks’un sunduğu ve her iki partinin de desteğini alan tasarı ise, Çin’in ilaç tedarikine bağımlılığın azaltılması konusunda öneriler sunacak bir panel oluşturulmasını öngörüyor.
Kongre üyeleri ayrıca Savunma Bakanlığı Pentagon’un bütçe tasarısına, Amerikalı üreticiyi yurt içine çekecek koşullar eklenmesini umuyor.
Yönetim içinde de konuyla ilgili farklı görüşler var. Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Larry Kudlow, ABD şirketlerini ülkeye çekmek için bazı vergi teşviklerine başvurulmasından bahsederken Beyaz Saray Ticaret Danışmanı Peter Navarro federal hükümetin daha fazla ABD üretimi tıbbi malzeme satın almasını istiyor.
Ancak bazı önerilere eleştiriler de var. Devletin şirketlere doğrudan mali destek vermesinin Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı olacağı, ayrıca bu durumun yabancı şirketlerin ABD’de iş yapmasını baltalayabileceği kaygısı gündeme getiriliyor.
Washington’un, Çin’in Huawei şirketine yönelik attığı son adım da iki ülke arasında ekonomik gerilimin geldiği noktayı ortaya koyan bir başka örnek. Amerika’nın Çin’in telekomünikasyon devi Huawei’yle çalışan çip üreticilerine getirdiği yeni kısıtlamalar şirketin geleceğini tehlikeye atmış durumda. İki ülke arasında bu alandaki gerilimin dünya genelinde teknoloji endüstrisini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Geçen yılı Amerika’nın 2019 Mayıs ayında yürürlüğe koyduğu bir dizi kısıtlamadan toparlanmaya çalışarak geçiren Huawei bu adımın şirketin işlerini daha da zorlaştıracağının farkında.
Huawei Başkanı Guo Ping, “Amerika’nın varlık listesine alınmamız Huawei’nin geçen yılki işlerini önemli ölçüde etkiledi. Bizim planlarımızla arada 12 milyar dolarlık bir açık var” diyor.
Bu gelişmelerin yaşandığı bir sırada Nasdaq borsası şirketlerin halka açılmasına yeni kısıtlamalar getirdi. Uzmanlar bu adımla bazı Çin şirketlerinin borsada yer almasının daha zor hale getirildiğini belirtiyor. Nasdaq konuyla ilgili olarak Çin firmalarından söz etmese de bazı Çin firmalarının şeffaflıktan uzak olması ve borsa içindeki güçlü isimlerle yakın ilişkileri nedeniyle bu kararın alındığı belirtiliyor.
Son dönemde yaşananlar Washington-Pekin arasında Ocak ayında imzalanan ve iki ülke arasında karşılıklı vergi arttırımları üzerinden yürütülen ticaret savaşını şimdilik durduran anlaşmanın geleceğini de gündeme getirdi. Pekin anlaşmanın en azından şimdilik devamından yana görünüyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian şöyle konuşuyor:
“Çin’le Amerika arasında varılan ekonomi ve ticaret anlaşmasının ilk bölümü, Çin, Amerika ve dünya için yararlı. İki taraf da anlaşmaya saygılı olmalı ve yükümlülüklerini yerine getirmeli. İki tarafın liderlerinin ticaret konusundaki üst düzey görüşmelerinde uygun bir atmosferin oluşturulması ve birinci aşama için koşulların uygulanması konularında uzlaşma sağlandı”.
Bazı uzmanlar Amerika’nın seçim yılında olduğunu ve Başkan Donald Trump’ın kameralar karşısında Çin’e yönelik söylemlerinin seçim yatırımı olabileceğini iddia ediyor.
Seçim yatırımı olup olmadığı bilinmez ama Amerika’nın dünyanın bir numaralı ekonomisi kalmaya devam etmek için çaba harcayacağı, Çin’in ise dünyanın bir numaralı ekonomisi olmak için politikalar yürüteceği pek de tartışmaya açık olmayan gerçek.