Türkiye’nin değişmez gündem maddelerinden olan ve sıkça tartışılan “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği” ders kitaplarına girebilir mi? Eğitim-Sen bunu sağlamak için Türkiye genelinde bir kampanya başlattı. Kampanyanın ilk adımı, ders kitaplarındaki cinsiyetçi içeriklerin tespit edilmesi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumun birçok kesimi tarafından sık tartışılan bir konu. Daha çok muhafazakar ve laik kesimler arasında tartışma konusu olan toplumsal cinsiyet eşitliği, bu kez bir kampanyayla gündemde. Kampanyanın adı, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi Yaşamsaldır.” Türkiye’nin en büyük öğretmen sendikalarından olan Eğitim-Sen’in başlattığı kampanyanın hedefi, cinsiyet eşitliğinin okullarda ders olarak okutulması.
Kampanyanın ilk ayağında, Eğitim-Sen üyeleri, ders kitaplarını inceleyecek. Kitaplardaki cinsiyetçi ve ayrımcı olduğu düşünülen ifadeler bulunarak, rapor haline getirilecek. Daha önce bilim insanları ve eğitim sendikalarının da görüşlerini alarak kitapların yeniden yazılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı yapan Eğitim-Sen, bu kez çağrısını raporlarla destekleyecek. Kitapların incelenmesinin ardından hazırlanacak raporlar bakanlığa sunulacak.
“Cinsiyet eşitliği eğitimi ders kitaplarına girsin”
Kampanyayı VOA Türkçe’ye değerlendiren Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım, cinsiyet eşitliği eğitiminin tüm kademelerde ders olarak okutulmasını istediklerini söyledi. Eğitim politikaları aracılığıyla toplumun büyük kesimine ulaşmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Yardım, “Okullarda her geçen gün artan istismar vakaları, çocuk yaşta evlilikler, kadınlara yönelik şiddet, iktidarın politikaları sonucunda artıyor. Böylesi bir süreçte İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını da kabul etmediğimizi, kampanya kapsamında tekrar vurguladık. Çünkü İstanbul Sözleşmesi, devletlere toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da ciddi sorumluluklar yüklüyor. MEB ve YÖK yetersiz de olsa kimi adımlar atmaya başlamıştı. Fakat vesayet mekanizmalarının devreye girmesiyle bu çalışmalar da sonlandırıldı” dedi.
Yardım, diğer bir taleplerinin de kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanması, cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir çalışma yaşamı ve ortamının sağlanması olduğunu söyledi.
Ankara’da başlatılan kampanya, tüm Türkiye’ye yayılacak. Üyeleri aracılığıyla okullarda farkındalık yaratmaya çalışacaklarını ifade eden Yardım, kampanyanın detaylarını şöyle açıkladı: “Kampanyada, kamuoyu oluşturmak temel amaçlarımız içerisinde. Bu amaçla şubelerimiz aracılığıyla yaygın bir eylem etkinlik çalışması planlıyoruz. Ulaşabildiğimiz velilere ve öğretmenlere, eğitim çalışmaları planlamayı, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.”
Diyarbakır Barosu'ndan destek
Kampanyaya ilk destek verenler arasında Diyarbakır Barosu da var. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Üyesi Hatice Demir, toplumsal cinsiyetin çocukluktan itibaren şekillendiğini vurgulayarak, bunun sağlanması için kampanyanın önemli olduğunu söyledi. Demir, cinsiyet eşitliği eğitiminin ilkokuldan üniversiteye kadar sürmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Demokratik, şiddetsiz bir gelecek için, kadın ve erkeklerin eşit yurttaşlar olduğu, tüm haklardan eşit yararlanmaları gerektiği bilinci için bu eğitim çok önemli. Ancak çocukluktan itibaren farkındalık çalışmalarıyla eşitlik mümkün olabilir. Bilimsel veriler de bunu söylüyor. İstanbul sözleşmesi de kadına yönelik şiddetin önlenmesi, şiddetsiz bir yaşam için toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine başat bir rol atfediyor. Müfredatın her düzeyine toplumsal eşitlik ilkesi eklenmeli ve medyanın katılımı sağlanmalı. Bu görev öncelikle Milli Eğitim’in yani devletin görevi ve sorumluluğu. Ancak devletin toplumsal cinsiyet eşitliği meselesinde yaklaşımı malum. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ilanıyla da ayyuka çıktı. Sendika, siyasi parti ve sivil toplumun katılımı, toplumsal değişim, dönüşüm için demokratik bir gelecek için büyük bir değişim yaratabilir” diye konuştu.
“Eğitimcilerin buna inanması ve savunması önemli etki yaratacaktır”
Kadına yönelik şiddet, cinsel istismar gibi konularla mücadele çalışmaları yapan ve merkezi Diyarbakır’da bulunan KAMER Vakfı’nın başkanı Nebahat Akkoç, emekli bir öğretmen. VOA Türkçe’ye konuşan Akkoç, kampanyanın kendisini heyecanlandırdığını belirtti. Eğitimcilerin cinsiyet eşitliğine inanması ve savunmasının önemine vurgu yapan Akkoç, “Hem emekli bir öğretmen olarak, hem de bir zamanlar aktif üyesi olduğum Eğitim Sen'in başlattığı kampanyayı sevinç ve heyecanla karşılıyorum ve destekliyorum. Aklın yolu birdir. Cinsiyet eşitliği konusunda gelişme kaydetmiş ülkelerin tümünde, cinsiyet eşitliği dersleri zorunlu olarak okutulmuştur. Ancak ondan sonra kalıcı bir etki yaratılabilir. Eğitimcilerin cinsiyet eşitliğine inanması ve savunması çok önemli bir etki yaratacaktır” şeklinde konuştu.