Çin, Uygurlar’a ve ülkenin uzak kuzeybatı bölgesi Şincan'da yaşayan diğer Müslüman azınlık gruplara karşı insan hakları ihlalleri iddiaları hakkında kapsamlı raporlar hazırlayan bir ABD araştırma şirketine ve iki analiste yasak koyduğunu açıkladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning Salı gecesi geç saatlerde yaptığı açıklamada, merkezi Los Angeles’ta bulunan araştırma ve veri analiz firması Kharon'un soruşturma direktörü Edmund Xu ve İleri Savunma Çalışmaları Merkezi'ne bağlı bir insan hakları analisti olan Nicole Morgret'in Çin'e seyahat etmelerinin yasaklanacağını duyurdu.
Ayrıca, bu şirket ve kişilerin Çin'de sahip oldukları tüm mal varlıkları veya mülkleri dondurulacak ve Çin'deki kuruluşların ve bireylerin bu kişilerle işlem yapmaları veya başka bir şekilde işbirliği yapmaları yasaklanacak.
Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada Mao, şirket, Xu ve Morgret'e yönelik yaptırımların ABD hükümetinin Şincan'daki insan haklarına ilişkin yıllık raporuna misilleme olduğunu söyledi.
Uygurlar ve bölgenin diğer yerlileri, Orta Asya'nın dağınık halklarıyla dinsel, dilsel ve kültürel bağları paylaşıyor ve Çin Komünist Partisi'nin ağır kontrolüne ve kendilerini çoğunluktaki Han etnik grubuyla asimile etme girişimlerine uzun süredir tepkili.
Haziran 2022'de yayınlanan bir makalede Morgret, "Çin hükümeti Şincan Uygur Özerk Bölgesi'ni (XUAR) sanayileştirmek için yoğun bir çaba sarf etmektedir ve bu da giderek artan sayıda şirketin burada üretim faaliyetleri kurmasına yol açmıştır. Merkezden kontrol edilen bu sanayi politikası, hükümetin Uygurlar’ı ve diğer Türk halklarını zorla asimile etme çabalarının önemli bir aracıdır" demişti.
Bu tür raporlar, bağımsız medya, sivil toplum kuruluşları ve ticari ve hükümet hibeleri veya diğer dış fonlar alabilen gruplar da dahil çok çeşitli kaynaklardan geliyor.
Çin iddiaları reddediyor
Çin uzun zamandır bu tür iddiaları reddediyor ve yüz binlerce Müslüman vatandaşın geçtiği hapishane benzeri tesislerden oluşan geniş ölçekli ağın yalnızca onları şiddet yanlısı, aşırılık yanlısı eğilimlerden kurtarmayı ve onlara iş becerileri öğretmeyi amaçladığını söylüyor.
Eski mahkumlarsa, yasal süreç olmaksızın dayatılan ağır koşulları ve kültürlerinden ve dinlerinden vazgeçmelerinin talep edildiğini anlatıyor.
Çin, kampların artık kapalı olduğunu söylüyor ancak eski mahkumların çoğunun başka yerlerde uzun hapis cezalarına çarptırıldığı bildiriliyor. Uygurlar, Kazaklar ve diğer Müslüman azınlıkların bölge dışındaki hareketleri gibi gazeteciler, diplomatlar ve diğerlerinin bölgeye erişimi de sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.
Mao, "ABD bu haberi yayınlayarak bir kez daha Şincan hakkında yalan haber yaydı ve sözde insan hakları sorunlarını gerekçe göstererek Çinli yetkililere ve şirketlere yasadışı yaptırımlar uyguladı" dedi.
Mao'nun daha önceki bir basın brifinginde gazetecilere "Eğer ABD rotasını değiştirmeyi reddederse, Çin geri adım atmayacak ve aynı şekilde karşılık verecektir" dediği aktarıldı.
ABD, Çin'in henüz açıklamadığı bir şekilde altında ortadan kaybolan ülkenin eski savunma bakanı da dahil Çin'den ve yarı özerk Hong Kong kentinden düzinelerce yetkiliye vize yasağı ve çok çeşitli başka yaptırımlar uyguladı.
Çin'de dışişleri bakanı bu yıl değişti ve akıbeti hakkında bir açıklama yapılmadı; bu da parti lideri ve ömür boyu cumhurbaşkanı olan Xi Jinping'in yabancı hükümetlerle işbirliği yaptığından şüphelenilen ya da Mao Zedong'dan bu yana Çin'in en otoriter liderine yeterince sadakat göstermeyen yetkilileri tasfiye ettiği yönündeki spekülasyonları körükledi.
Hong Kong hükümeti, Çin'in 2019'daki kitlesel hükümet karşıtı protestolara yanıt olarak kapsamlı bir ulusal güvenlik yasası yürürlüğe koymasından bu yana ifade özgürlüğü ve demokrasiye ağır baskılar uyguluyor.
Ne Xu'ya ne de Morgret'e yorum için henüz ulaşılamadı ve varsa ABD hükümetiyle ne derece bağlantıları olduğu da henüz net değil.