ANKARA - Türkiye’de “altılı masa” işbirliği içerisindeki CHP ve İyi Parti, TBMM gündemindeki başörtüsü serbestliğine güvence sağlanması gerekçeli AKP-MHP’nin anayasa değişikliği teklifi metninde bazı değişiklikler talep etmeye hazırlanıyor.
Muhalefet cephesinde CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu altılı masa kapsamında liderler düzeyinde bugün onuncu toplantı yapıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun evsahipliğinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, artık seçim stratejilerini masaya yatırdı.
Liderler düzeyinde, Meclis gündemindeki, AKP-MHP’nin olası oylama durumunda şimdiden 336 “kabul” oyu desteğine sahip anayasa değişikliği teklifi de görüşüldü. Buna ilişkin ortak açıklamada, “Son aylarda gündemde yer alan başörtüsü konusunu da son derece samimi bir istişare ortamı içinde ele aldık. 12 Eylül’ün darbeci ve 28 Şubat’ın vesayetçi zihniyetinin eseri olan ve milyonlarca kadının hayatını karartan bu çağdışı yasağın bir daha gündeme gelmesini engelleyecek hukuki bir teminatın sağlanması konusunda tam bir mutabakata sahibiz. Ancak, insan hakları ve inanç özgürlüğü ile ilgili bir konuyu ve başörtüsü gibi bir sembolü ‘gollük pas’ olarak gören zihniyete de esastan karşıyız. Başörtüsü yasağı dolayısıyla ağır mağduriyetler yaşayan kadınlar için hakaret niteliği taşıyan bu tanımlama Sayın Erdoğan’ın bu meseleyi bir seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İktidar samimi ise, bu düzenlemeler konusunda muhalefetten gelecek önerilere önyargısız şekilde yaklaşarak metinlerin uzlaşı ile çıkmasını desteklemelidir” denildi.
Bu açıklama uyarınca Meclis’te grubu olan CHP ve İyi Parti tarafından AKP’ye gündemdeki iki maddeye ilişkin değişiklik önerileri sunacağı bilgisi aktarıldı.
Meclis’te önümüzdeki günlerde AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in başkanlığında AKP heyetince parti gruplarına ziyarette bulunulması kapsamında iktidara yazılı önerilerde bulunulması seçeneği masadaydı. Dolayısıyla AKP’ye anayasa değişikliği teklifinde düzeltmeler, değişiklikler yapması durumunda Meclis’te uzlaşmayla teklifin kabul edilmesi çağrısı yapılacağına işaret edildi.
“Çoklu aday” tartışması rafa mı kalktı?
Liderler düzeyindeki 9,5 saatlik toplantı sonucunda altılı masa işbirliğinden vazgeçilmeyeceği mesajı “kararlılık” ifadesiyle vurgulanırken, kamuoyunda merak konusu olan ortak Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere görüşmelere başlanacağı da açıklandı.
Bu açıklamayla birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimi açısından “çoklu aday” tartışması da rafa kalkmış oldu. Liderlerce her zaman olduğu gibi altına imza atılan ortak açıklamada, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş” amacıyla yürütülen tüm altılı masa çalışmalarını hayata geçirebilmek için iki temel şarttan birisi ortak Cumhurbaşkanı adayı olarak ifade edildi.
Buna ilişkin açıklamada özetle, “Çetin siyasi şartlar altında yoğun çaba ile ortaya koyduğumuz vizyonumuzun hayata geçirilmesinin iki gerekli şarta bağlı olduğunun bilincindeyiz. Ortak adayımızın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve TBMM’de Anayasa reformu için gerekli çoğunluğun elde edilmesi” denildi.
Bunun için genel başkanlar arasında ortak Cumhurbaşkanı adayını tespit etmek üzere görüşmelerin başlatılmasına karar verildiği açıklandı.
Dolayısıyla liderler, bu yıl düzenlenecek hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinde ortak başarıyı hedeflediklerini vurgulamış oldu.
“İttifak Modeli” çalışması için komisyon kurulacak
Seçimleri kazanmak için neler yapılacağı konusunda ise, seçim güvenliğine yoğunlaşılacağı belirtilerek, yeni bir ortak komisyon kurulacağı kararı paylaşıldı. Açıklamada, “ortak bir komisyon tarafından genel başkanların kararlarına baz teşkil etmek üzere TBMM’de anayasal çoğunluğu elde edebilmek için milletvekili seçimlerinde uygulanabilecek alternatiflerin çalışılmasına ve nihai kararı vermek üzere genel başkanlara sunulmasına” karar verildiği aktarıldı.
Liderlerce açıklanan bu karar uyarınca altı siyasi parti arasında Genel Seçimler yani parlamento seçimi için milletvekili aday listelerinde hangi illerde, hangi partiler arasında ortak liste yapılıp yapılmayacağı konusunda çalışmalara başlanacak. Bu çalışma, 6 Nisan 2023 itibariyle seçim mevzuatı değişeceği için erken seçim olasılığı da dikkate alınarak, hem mevcut mevzuat hem de 6 Nisan sonrasında uygulamaya girecek yeni mevzuat koşullarına göre alternatifli şekilde yapılacak. Bu bağlamda altı siyasi parti arasında “ittifak modeli” odaklı bir komisyon çalışması yürütülecek.
İlgili Haberler Erdoğan'dan 2023 Seçimleri İçin Tarih AçıklamasıSeçim tarihine ilişkinse açıklamada, “Bu vesile ile ayrıca vurgulamak isteriz ki son günlerde gündeme gelen erken seçim tartışmaları bağlamında da ortak tutumumuz açıktır: Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek -yani 6 Nisan’dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız” denildi.
30 Ocak’ta ortak program ve geçiş süreci yol haritası açıklanacak
Liderler, bugünkü toplantı kapsamında seçim beyannamesi veya hükümet programı niteliğinde olduğu yorumlanan “Ortak Politikalar Metni” üzerindeki görüşmelerinde de uzlaşmayı sağladı. Bunun yanısıra hükümet ve bürokraside olası iktidar durumunda neler yapılacağını ve zamanlamasını içeren geçiş süreci yol haritası çalışmasında sona gelindi.
Açıklamada, “Bugün tamamlama aşamasına getirdiğimiz Geçiş Süreci Yol Haritasını ve Ortak Politikalar Metnini, 30 Ocak’ta yapacağımız ortak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyunun bilgilerine sunacağız. Bu iki metin ile birlikte partilerimizin siyasi iş birliği mimarisi önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır. Temel İlkeler ve Hedefler metni ile iş birliğimizin dayandığı zemini, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni ile iş birliğimizin siyasi iskeletini, Seçim Güvenliği metni ile siyasi sigortasını, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi ile hukuki sütunlarını, Kurumsal Reform metni ile kurumsal altyapısını açıkladıktan sonra şimdi de Yol Haritamız ile süreç yönetim mekanizmalarını, Ortak Politikalar Metni ile her alandaki ortak somut adımlarımızı tanımlamış olacağız” denildi.
Böylece liderler ve altı siyasi parti arasından seçim sürecinde geriye yapılacak işler olarak ortak Cumhurbaşkanı adayını belirleme ve ilan etme ile TBMM’de çoğunluğu sağlamak üzere milletvekili seçimlerindeki ittifak modeline karar verme adımları kalıyor.
Uzlaşma 38 toplantıyla sağlandı, İstanbul Sözleşmesi metne girmedi
Bu arada 30 Ocak’ta açıklanacak Ortak Politikalar Metni’ni hazırlayan kurmaylar Faik Öztrak (CHP), Ümit Özlaleli (İyi Parti), Sabri Tekir (Saadet Partisi), Bülent Şahinalp (Demokrat Parti), İbrahim Çanakçı (DEVA Partisi) ve Feridun Bilgin’in (Gelecek Partisi) oluşturduğu Komisyon süreç boyunca 38 toplantı düzenledi.
Ortak Politikalar Metni’nde kadın haklarına yer verilmesine rağmen olası iktidar değişiminde İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüleceği yönünde açık ifade kullanılmaktan kaçınıldığı öğrenildi.
Göç politikaları bölümü de kurmayları zorladı. Bu bölümde ayrıntılı açıklamalara yer verildiği ve özellikle “gönüllülük temelli geri dönüş” vurgusu yapıldığı da öğrenildi.
İlgili Haberler AYM HDP'nin Hazine Yardımını Bloke EdiyorHDP’nin adı anılmaksızın adil seçim vurgusu yapıldı
Liderlerce yapılan bugünkü ortak açıklamada ise, yargı kararlarıyla siyaset mühendisliği vurgusu yapılmasına rağmen liderler toplantı halindeyken Anayasa Mahkemesi’nin HDP aleyhine aldığı karara ilişkin doğrudan bir ifade kullanılmaması dikkat çekti.
Bununla birlikte, HDP’yle ilgili parti kapatma davasıyla ilgili gelişmeleri içerecek şekilde son dönemde Türkiye’de yaşananlara ilişkin açıklamada, “adil ve objektif seçim şartları” vurgusu yapıldığı görüldü.
İlgili Haberler Altılı Masa'da Ortak Aday ve Referandum BelirsizliğiAçıklamada, “Bizi bir araya getiren en önemli saik olan özgürlükçü kamu düzeni ve hukuk devleti ilkeleri ülkemizde egemen oluncaya kadar ortak bir mücadele vermeye kararlıyız. Bu bağlamda, otoriter düzeni sürdürmek için seçimlere olağanüstü şartlarda gitme senaryolarına karşı adil ve objektif seçim şartlarının korunması yönündeki çabalarımızı da yoğunlaştıracağız. Kimsenin Cumhuriyetimizin 100. Yılını yolsuzluklarla, yasaklarla, baskılarla ve yoksullukla karartmasına izin vermeyeceğiz” mesajı verildi.
Bu noktada liderler, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in başkentte öldürülmesi ve dolayısıyla kamu düzenindeki bozulmayı da ele aldıklarını ifade etti.
Açıklamada, “Bu vahşeti daha da vahim kılan husus ise, cinayet sonrasında başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MHP Genel Başkanı olmak üzere ilgili yetkililerin derin bir sessizlik içine girmeleridir. Daha önce siyasilere, akademisyenlere ve gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin hiçbir ceza almadan serbest kalmalarının da verdiği cüretle kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran çetelerin elini kolunu sallayarak gezdiği, mafyatik yapıların karşılıklı infazlar gerçekleştirdiği bir ülkede kamu düzeninden ve demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir. Bu cürümleri işleyenlerin ve onların arkasındaki güçlerin hak ettikleri cezaları almasının takipçisi olacağız. Kimse ülkemizi her kesimden gençlerin feda edildiği yetmişli yılların karanlıklarına da, seksenli yılların darbeci 12 Eylül şartlarına da, doksanlı yılların faili meçhullerine de geri götüremeyecektir” tepkisi gösterildi.
Masadaki ortak Cumhurbaşkanı aday adaylarından birisi olarak anılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki siyaset yasağını da içeren cezalandırma kararına ilişkin ise, açıklamada, “Yargının siyasallaşmasının son çarpıcı örneği olmuştur. Yargının siyasallaşması karşısındaki tutumumuzu Saraçhane’de sergilediğimiz dayanışmayla bir kez daha göstermiş olduk. Sayın Erdoğan’ın kendi yaşadığı mağduriyeti başkalarına da yaşatacak adımlar atması güç yozlaşmasının en hazin örneklerinden birini teşkil etmektedir. Seçim sürecini etkilemek üzere yargıya müdahale niteliği taşıyacak benzer siyaset mühendisliği çabalarına karşı da bu dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadesi kullanıldı.