Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’in Ödemiş ilçesinde Küçük Menderes Bölgesi’ndeki üreticilerle gerçekleştirdiği ‘Çiftçi Buluşması’ etkinliğinde, “Tarım stratejik sektördür. Eviniz, çamaşır makineniz, arabanız olmayabilir ama günde iki kez en az karnınızı doyurmak zorundasınız. Bunu üreten sizlersiniz. Sizin değerinizi siyaset kurumu bilmiyorsa o siyaset kurumu batsın. Bu kadar açık söylüyorum” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
Torbalı, Selçuk, Bayındır, Tire, Ödemiş, Kiraz, Beydağ ilçelerinde yaşayan çiftçilerin katıldığı etkinlikte konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “Dertlerinizi biliyorum. Sadece bu bölgede yok bu sorunlar. Ülkemizde her yerde yaşanıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Çiftçi, köylü milletin efendisidir’ diyorsa, size sözüm var, sizi bu milletin efendisi yapacağız. Günün 24 saati karnımızı doyurmamız için çalışan sizler milletin efendisi olmayacaksınız da kim olacak? Onlar da biliyor ama ceplerini doldurmakla meşguller. Bense sizi düşünmekle meşgulüm. Onlar Amerikalarda gökdelenler yapıyorlar, çiftlikler alıyorlar. Ben bu ülkenin çiftliklerinde, tarlalarında çalışanları düşünüyorum” diye konuştu.
“Hiçbir çiftçi asla zarar etmeyecek”
CHP lideri konuşmasında, iktidara gelmeleri halinde tarımda ve hayvancılıkta hayata geçirecekleri proje ve vaatlerini anlattı. Çiftçi ve besicilerin bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatifleri’nden aldıkları kredilerin faizlerini sileceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sizin bir nefes almanız, bir rahatlamanız lazım. Bunun için kredi faizlerinizi sıfırlayacağız” dedi. Tarımda planlama ve taban fiyat uygulaması getirerek üreticilerin zarar etmesinin önüne geçeceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, “Kim ne ekecek ne biçecek? Bu önceden planlanacak. Her çiftçi önceden ne ekeceğini bilecek. Hiçbir çiftçi de asla zarar etmeyecek. Çiftçi zarar etti mi Türkiye zarar ediyor. Buğday mı, arpa mı, besicilik mi, fasulye mi, ne ekiliyorsa maliyetini çıkaracağız. Köylünün maliyetinin üstüne makul bir kar vereceğiz. Diyelim ki 100 liraya ürettiniz. Biz de yüzde 25 kar verdik. Diyeceğiz ki ‘125 liraya alıcı buluyorsan istediğine sat, istersen ihracat yap.’ Ama onun altına düştüğü zaman onu devlet sizden satın alacak. Sizi asla zarar ettirmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Tarımda havza bazlı planlama yapacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu sene soğanın fiyatı iyiyse, ertesi sene herkes soğan ekiyor, zarar ediyor. Böyle olmaz. Ne ekilecek, kim ne ekecek, biz planlayacağız ve herkes bilecek ki ‘ben bunu ekiyorum, taban fiyat belli, zarar etmeyeceğim.’ Eğer taban fiyat düşerse devlet alacak” dedi. CHP lideri doğal afetler karşısında çiftçilerin zararını Türkiye’de devlet destekli tarım sigortası olan TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu) yoluyla karşılayacaklarını da söyledi: “Sel olur, yangın olur, başka felaketler olur. TARSİM’i yeniden oluşturacağız, çiftçi birlikleriyle oturup TARSİM kanununu yeniden yapacağız. Özellikle yangın, su, sel baskını gibi zarar olduğu zaman zararı TARSİM karşılayacak.”
“Çiftçilerin bu hükümetlerden alacağı 273 milyar lira var”
Her yıl milli gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçilere pay vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesi, ‘her yıl çiftçiye milli gelirin en az yüzde 1’i kadar teşvik verilir’ diyor. ‘Verilebilir’ demiyor, ‘verilir’ diyor. Yani vermek zorundalar. Bugüne kadar çiftçiye bu teşvik tam anlamıyla verilmedi. Çiftçilerin bu hükümetlerden alacağı, 273 milyar lira var. 273 milyar lira kanuna göre ödenmesi gerekirken ödemediler. Biz bunun da sözünü veriyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu borcu olan çiftçilerin traktörü ya da hayvanlarının haczedilmesi uygulamasına son vereceklerini söyleyerek, üreticilere vergisiz ve ucuz mazot vaadinde de bulundu: “Bütün Avrupa ülkelerinde kırmızı mazot uygulaması var. Bu uygulamayla sadece çiftçiye düşük bedelle mazot satılıyor. Bizde de çiftçi gidecek, ucuz mazotunu alacak ve arabasına, traktörüne onu koyacak. Düşük fiyattan alacak. ÖTV olmayacak, KDV olmayacak. Çiftçi üretmezse hepimiz zarar ediyoruz, aç kalıyoruz. Dolayısıyla çiftçiye destek vereceğiz.”
Bedava elektrik vaadini yineledi
Kılıçdaroğlu önceki aylarda Şanlıurfa ziyaretinde yaptığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP’li siyasetçilerin tepkisini çeken çiftçilere bedava elektrik vaadini de yineledi. Güneş Enerji Santralleri ile çiftçiye elektriği ücretsiz sağlayacaklarını söyleyen CHP Genel Başkanı, “Önce Doğu'daki altı ilden başlayarak Türkiye'de güneş enerjisiyle elektrik elde edeceğiz. Kooperatifler kurulacak, çiftçi birlikleri bunun ortağı olacak, arzu eden sanayi ve ticaret odaları da ortağı olacak. Elektrik üretecekler ve çiftçi elektriği ücretsiz kullanacak, artan elektriği satacak, oradan da kar elde edecek. Diyeceksiniz ki ‘bu mümkün mü?’ Elin oğlu yapınca oluyor da biz yapınca mı olmayacak? Dışarıdan petrol, akaryakıt, kömür, doğal gaz getiriyorlar, parayla enerji getiriyorlar, Allah'ın güneşi bedava. Mazot yok, kömür yok, tamamen bedava. Sadece paneller kuracaksın, kooperatif şeklinde olacak, bir kısmını siz kullanacaksınız, artanı satacaksınız, ayrıca elektrikten para kazanacaksınız. Bunun sözünü Şanlıurfa’da, Van’da verdim, burada da veriyorum” ifadelerini kullandı.
“Beyefendiyi emekli edeceğiz”
Çiftçilere ücretsiz hizmet vermesi için veteriner, ziraat mühendisi ve teknisyen ataması yapacaklarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Kırsal kesimin her yerine, hayvancılık yapanlar için veteriner, toprakla uğraşılıyorsa ziraat mühendisi veya teknisyeni tayin edeceğiz. Toprak analizleriniz ücretsiz yapılacak. Ne ekiyorsunuz ne biçiyorsunuz, hayvanların aşılaması, hayvanların bakımı ve doğumu, bütün bunları kamu görevlisi olan veterinerler, ziraat mühendisleri ve teknisyenler yapacak. Bunlar için siz hiçbir bedel ödemeyeceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu vaatlerine gençlerin kırsalda çalışmasının teşvik edileceğini de ekledi: “Gençler kırsalda çalışmak istemiyorlar. Büyük kentlerin varoşlarına gidiyorlar, iyi gelir elde edemiyorlar ve geçinemiyorlar. Kırsalda çalışan gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. ‘Burada çalışın, iyi gelir elde edin, sizin sosyal güvenlik priminizi devlet olarak biz ödeyeceğiz’ diyecek.”
Çiftçilerin sorunlarını ortadan kaldırmak için seçimleri işaret eden CHP lideri, “Sandık gelecek, oy kullanmaya gideceksiniz. Umudumuz, bu salonda, beklentimiz bu salonda. Bu salon sandığa gidip vicdanının sesini dinleyerek oy kullandığı sürece yeni bir Türkiye inşa edeceğiz, hiç endişe etmeyin. Hepiniz üretin ve sakın umutsuzluğa kapılmayın. Büyük ve güzel bir ülkeyiz. Üreteceğiz ve kazanacağız. O beyefendiyi de emekli edeceğiz. Endişe etmeyin” dedi.
“Her ay beş inek satıp diğer ineklerimin karnını doyurmak zorunda kalıyorum”
Küçük Menderes Bölgesi’nde üretim yapan çiftçi ve besiciler de etkinlikte söz alarak yaşadıkları sorunları anlattı. 57 yaşındaki süt üreticisi Fatma Doğan, “2007’de büyükbaş hayvancılığa başladım, üç ineğim vardı, 40 ineğe kadar çıktım. Bugün geldiğim noktada düşüşe geçtim. Her ay beş inek satıp diğer ineklerimin karnını doyurmak zorunda kalıyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Son noktadayım” dedi. Doğan, “Kazanmadık dersek nankörlük olur. Allah’a şükür çocuklarımı ineklerimle okuttum. Bu noktaya öyle geldim ama artık şimdi düşüşe geçtim. Gelen misafirime 5-10 kilo süt hediye ederdim, artık değil süt vermek, karnımızı dahi doyuramıyoruz” sözlerini kullandı.
Tarlasını da maliyetler yüzünden ekemediğini söyleyen Doğan, “Her gün gelen zamlardan psikolojim bozulmak üzere. Yeter artık, her gün zam. Gübreye zam, mazota zam. Bir yılda üç türlü mahsul yetişir topraklarımızda. Üç hasat kaldırabiliriz. Ama ben 20 dönüm toprağımın 10 dönümünü bu sene ekemedim. Neden boş kalsın, neden milletimiz bundan yararlanmasın?” dedi.
Beydağ’da yaşayan üretici Kader Başaran, “Ben bir anneyim, ev hanımıyım. Evimde çocuklarımı okula gönderebilmek için üretiyorum. Ekmek yapıp satardım ama şu an artan maliyetlerden dolayı yapamaz oldum. 21 yıllık evliyim, çocuklarıma, evime katkı olsun diye uğraşıyordum. Ben eken biçen, domatesini kendi üreten bir ailenin kızıyım, yumurtamızı kendimiz üretirdik. Bizim geleceğimiz karardı, çocuklarımızın kararmasın. Geçen gün çocuğuma 20 lira verdim, ‘şeker al gel’ dedim. Çocuk geri geldi, ‘anne şeker 25 TL olmuş’ dedi. Şekeri almadan eve geldi. Eskiden 5 TL’ye şeker, 10 TL’ye yumurta alırdım, süt koyup çocuklara kek yapardım, beslenmesine koyardım. Onu da yapamaz oldum” diye konuştu.
Torbalı’da çiftçilik yapan Hamiyet Esen ise tarımdaki girdi maliyetlerinde yaşanan artışı vurguladı: “Sorunlarımız belli. Öncelikle mazot, bizi en çok zorlayan mazot. İkincisi, gübre, üçüncüsü elektrik ve kullandığımız zirai ilaçlar. Onu da almak zorundayız çünkü almazsak ürünümüz yetişmeyecek.”
“Artık zarar etmiyoruz çünkü battık”
Meliha Yılmaz da maliyetler karşısında hiçbir kazançlarının kalmadığını anlattı: “Kadınım, üreticiyim, et ve süt üretiyorum. 95 liraya kesim, 120 liraya maliyet. Yem 380 lira. Süt 7,5 lira. Elimize 7,5 TL de geçmiyor. Masa başında oturanlar süt fiyatını belirliyorlar. Halkın içine girmiyorlar. Artık zarar etmiyoruz, çünkü battık. Batan hayvancılık zarar eder mi, artık zarar yok”.
Yılmaz, borçlarını ödemek için süt ineklerini kesime göndermek zorunda kaldığını da kaydetti: “Nasıl mı başa çıkıyoruz? Her bankadan çektim. Kredi günü gelince süt veren ineğimi kestiriyorum, krediyi ödüyorum. Artık kredi alamıyorum. Sonuç ne mi, çok güzel bir yöntem. Samana senet, yeme senet, veterinere senet imzalıyorum. Senet günü geldiğinde ineğin altından buzağıyı alıp, o yavrumu kesime gönderiyorum.”
Tireli küçükbaş üreticisi Songül Başkan ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yem desteği sayesinde ayakta kalabildiğini vurguladı: “Ben yeni hayvancılığa başladım. Balıkesir Üniversitesi süt ve süt ürünleri mezunuyum. Yemyeşil Tire’mizde hayvancılığa başladım. Gelişmiş ülkelerde küçükbaş destek görüyor diye ben de küçükbaşa girdim. Önce bir miktar koyunlarımız vardı, onlarla başladık. Ama yem maliyetleri, mazot, elektrik bunların hepsi bize de çok fazla yük oluşturdu. En son bırakma kararı aldığım zaman “Başka Bir Tarım Mümkün” politikasıyla Tunç (Soyer) Başkan bize yem katkısında bulundu. Bu bize can suyu, nefes oldu. Başkanımız bize güveniyorken bizim de kendimize güvenmemiz lazım dedim. Burada fabrika açacağını duyduğumda keçi işine de girdim, peynir yapıyorum. Siz bize destek verdiğiniz sürece biz üretmeye devam edeceğiz.”