WASHINGTON —
Türkiye’de torba yasa kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulan İnternet Düzenlemesi’ne Türkiye’den ve dünyadan tepkiler sürüyor.
Amerika’nın Sesi, düzenlemenin ayrıntılarını Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Kürşat Ergün’e sordu. Ergün, internet düzenlemesinin çıkış noktasının Gezi Parkı ile başlayarak 17 Aralık ile devam eden bir takım politik gelişmeler olduğunu savunuyor.
“Gül, veto edebilir”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2011 yılında sosyal medya paylaşımlarında “İnternet bir özgürlük alanıdır. Kesinlikle sınırlandırılmamalıdır” şeklinde mesajlar verdiğine değinen Kürşat Ergün, yapılan uluslararası tepkileri de dikkate alarak Gül’ün tasarıyı veto edebileceğini vurguladı. Ancak Ergün, tasarı Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yasalaşsa bile, muhalefet partilerinin girişimleriyle Anayasa Mahkemesi sürecinin başlatılabileceğini söyledi.
“Olumlu yönleri yok değil”
Kürşat Ergün, kişilerle ilgili hukuka aykırı bir içeriğin yayınlanması durumunda 24 saat içinde mahkeme kararıyla erişimin engellenmesinin tasarının olumlu yönlerinden biri olduğunu söylüyor. Ergün, bir diğer olumlu adımın ise, özel hayatın gizliliği gerekçesiyle, insanların doğrudan tedbir kararıyla söz konusu içeriğe erişimin engellenmesini doğrudan iletişim başkanlığına başvurarak sağlamalarının mümkün kılınması olduğuna dikkat çekiyor.
“Dijital fişleme yapılacak”
Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün, tasarının Bilişim Daire Başkanlığı’na sınırsız yetki veren birçok başlık içerdiğine ve Türkiye’de sayıları yaklaşık 30 milyon olarak belirtilen internet kullanıcısının, mahkeme kararı olmaksızın devlet tarafından izlenerek bir nevi “dijital fişleme” yapılacağına dikkati çekiyor. Bu durumun da internet kullanıcılarının, takip edilme endişesiyle oto sansür sürecini de başlatacaklarını gündeme getiriyor.
“Otosansür tepkiyi sokağa taşır”
İnternet kullanıcılarının klavye başında istediklerini dile getirerek psikolojik rahatlama sağladıklarını da savunan Ergün, “eğer bu hak da ellerinden alınırsa, insanlar tepkilerini farklı şekillerde gösterirler, aynı Gezi Parkı’nda olduğu gibi protestolar başlar” sözleriyle tasarıya bilişim hukuku uzmanı olarak karşı çıktığının altını çizdi.
Amerika’nın Sesi, düzenlemenin ayrıntılarını Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Kürşat Ergün’e sordu. Ergün, internet düzenlemesinin çıkış noktasının Gezi Parkı ile başlayarak 17 Aralık ile devam eden bir takım politik gelişmeler olduğunu savunuyor.
“Gül, veto edebilir”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2011 yılında sosyal medya paylaşımlarında “İnternet bir özgürlük alanıdır. Kesinlikle sınırlandırılmamalıdır” şeklinde mesajlar verdiğine değinen Kürşat Ergün, yapılan uluslararası tepkileri de dikkate alarak Gül’ün tasarıyı veto edebileceğini vurguladı. Ancak Ergün, tasarı Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yasalaşsa bile, muhalefet partilerinin girişimleriyle Anayasa Mahkemesi sürecinin başlatılabileceğini söyledi.
“Olumlu yönleri yok değil”
Kürşat Ergün, kişilerle ilgili hukuka aykırı bir içeriğin yayınlanması durumunda 24 saat içinde mahkeme kararıyla erişimin engellenmesinin tasarının olumlu yönlerinden biri olduğunu söylüyor. Ergün, bir diğer olumlu adımın ise, özel hayatın gizliliği gerekçesiyle, insanların doğrudan tedbir kararıyla söz konusu içeriğe erişimin engellenmesini doğrudan iletişim başkanlığına başvurarak sağlamalarının mümkün kılınması olduğuna dikkat çekiyor.
“Dijital fişleme yapılacak”
Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün, tasarının Bilişim Daire Başkanlığı’na sınırsız yetki veren birçok başlık içerdiğine ve Türkiye’de sayıları yaklaşık 30 milyon olarak belirtilen internet kullanıcısının, mahkeme kararı olmaksızın devlet tarafından izlenerek bir nevi “dijital fişleme” yapılacağına dikkati çekiyor. Bu durumun da internet kullanıcılarının, takip edilme endişesiyle oto sansür sürecini de başlatacaklarını gündeme getiriyor.
“Otosansür tepkiyi sokağa taşır”
İnternet kullanıcılarının klavye başında istediklerini dile getirerek psikolojik rahatlama sağladıklarını da savunan Ergün, “eğer bu hak da ellerinden alınırsa, insanlar tepkilerini farklı şekillerde gösterirler, aynı Gezi Parkı’nda olduğu gibi protestolar başlar” sözleriyle tasarıya bilişim hukuku uzmanı olarak karşı çıktığının altını çizdi.
Your browser doesn’t support HTML5