Türk-Amerikan ilişkilerinde Cuma günü kritik. Amerikan basınında Rahip Brunson''ın duruşma sonrası serbest kalmasının beklendiğine ilişkin yorumlar ağırlık kazandı ancak taraflar temkinli. VOA Türkçe’den Begüm Dönmez Ersöz Brunson konusunda senaryoları Uluslararası Ekonomi ve Siyaset uzmanı Jacob Kirkegaard’la konuştu. Kirkegaard, İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na gittikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı krizi için de Türkiye’nin oyunu iyi oynarsa bunu Türk-Amerikan ilişkilerinde kendi lehine kullanabileceği mesajını verdi.
Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerilimin çözülmesinde Amerika açısından öncelikli unsur İzmir’de ev hapsinde bulunan rahip Andrew Brunson’ın serbest kalarak Amerika'ya dönebilmesi. Trump yönetimi Brunson krizinin Kasım ayında yapılacak Kongre seçimlerinden önce çözüme kavuşmasını istiyor. Brunson konusunda sağlanacak ilerleme Evanjelik Hristiyanların ara seçimde Cumhuriyetçilere vereceği destek açısından önemli.
Jacob Kirkegaard: “Amerika’nın beklentisi Türkiye’nin Brunson’ı koşulsuz serbest bırakması. Bunun Amerika’daki ara seçim öncesinde olması işlerine gelir. Evanjelikler Trump’ın en güçlü destekçilerinden. Brunson serbest kalmazsa yani Erdoğan geri adım atmazsa Erdoğan’ın finans kadrosuna seyahat yasağı gelebilir. Halkbank’a ceza meselesiyle ilgili süreç hızlanabilir. Doların uluslararası finans sistemindeki rolü sebebiyle Amerika’nın baskıyı aşama aşama ya da birden arttırabileceği çok yöntem var.
Trump yönetimi İran konusunda sert tavrını devam ettiriyor. Kamuoyu önünde de açıkça İran’la petrol ve doğalgaz ithalatının sıfıra inmesi beklentisini çok net şekilde açıkladı. Bu İran’la nükleer anlaşma öncesinde yaptırımların devrede olduğu dönemdekinden de daha sert bir çizgi. Türkiye ve Amerika arasında gerilimi düşünecek olursak ben Türkiye’nin İran’la ithalat konusunda beklediği muafiyeti alabileceği konusunda şüpheliyim. Burada önemli bir faktör petrol fiyatı. İran’ın petrol ihracatının petrol fiyatının yükseldiği bir ortamda azalmasını istiyorsanız, petrolün varil fiyatı 100 dolara çıkar. Amerika’nın başkanıysanız seçim öncesinde böyle bir şey istemezsiniz. O zaman Türkiye’ye talep ettiği muafiyeti verebilirsiniz de.”
"Türkiye oyunu akıllıca oynarsa fırsat yakalanabilir"
İstanbul’da Suudi Arabistan konsolosluğuna gittikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı krizi konusunda Amerika ve Türkiye işbirliği içinde. Amerika konunun en üst düzeyde takipçisi. Peki Cemal Kaşıkçı olayı, Amerika-Suudi Arabistan ve Türkiye-Amerika ilişkilerine bundan sonrasında nasıl yansıyabilir?
Jacob Kirkegaard: “Eğer olay doğrulanırsa, Amerika ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde gerilim yaşanabilir. Bu elbette Türk-Amerikan ilişkilerinin otomatik olarak düzeleceği anlamına gelmiyor. Ama olayla ilgili gerçekler tamamen ortaya çıkıncaya kadar, Amerika ve Türkiye’nin neler olduğunu aydınlatmak üzere birlikte çalışabileceği bir senaryoyu düşünürseniz o zaman en azından kısa vadede bu bir işbirliği alanı olur. Türk hükümeti burada oyunu akıllıca oynarsa, Amerika ile gerilimi düşürme fırsatını yakalamış olur. Türkiye şu ana kadar akıllıca oynadı. Suudilere güvenmiyoruz dediler, kamera görüntülerini istiyorlar. Türk hükümeti neler olduğunu aydınlatmaya çalışıyor. Amerikan Kongresi de bunu istiyor.”
"Suudiler Amerika için stratejik önemde"
Peki Trump Yönetimi, İran ve dünyada halihazırda yükselen petrol fiyatları denkleme girdiğinde, Suudi Arabistan’ı karşısına almayı göze alabilir mi?
Jacob Kirkegaard: Kongrede çok büyük bir baskı olmadıkça, ki bu ancak ara seçimden sonra olabilir, çok büyük bir gelişme beklenmeyebilir. Amerika için Suudilerin stratejik önemi çok yüksek. Ama orta vadede Suudi hükümeti ya da liderliğin üst düzeyde bu işte parmağı olduğu anlaşılırsa, bunun Suudi Arabistan’la ilişkiler açısından sonuçları olur. Bu da İran’ı mutlu eder. Bu açıdan bakıldığında orta vadede İran kazançlı çıkabilir. Trump İran’ı baskılama konusunda kararlıysa, burada petrol açısından açığı kapatacak tek ülke var. O da Suudi Arabistan. Suudiler Amerika’yla ilişkiler gerilirse bu açığı kapatmaya istekli olmayabilir. O zaman petrol fiyatları artar. Suudiler açısından da karmaşık bir hesap.