İngiltere’nin AB’den ayrılık konusunda kendi içinde bir türlü ortak bir karara varamamış olması, Başbakan Boris Johnson’ın Cumartesi gecesi Brüksel’e yazdığı mektuplarla yeni bir görünüm kazandı.
İngiltere Parlamentosu, Başbakan Boris Johnson’ın ayrılık tarihine 15 gün kala getirdiği, AB ile müzakere edilmiş haliyle, ‘ayrılık haritası taslak metnini’ oylamak için 37 yıl sonra ilk kez Cumartesi günü toplandı.
Ancak ‘taslağın uygulanması için gereken yasaların çıkarılması’ önergesi, beklenen oylamanın önünü kesti. Önergenin sahibi, Boris Johnson’ın ‘ölürüm de ertelemem’ sözleri dahil, Brexit’e ilişkin sert politikalarına muhalif olan ve bu yüzden Muhafazakar Parti’den ihraç edilen Milletvekili Sir Oliver Letwin’di.
Parlamento aritmetiğine göre Boris Johnson’ın zaten geçirme şansı olmadığı gözüyle bakılan anlaşma önerge nedeniyle oylamaya dahi sunulamadı.
Ortaya çıkan bu tablo karşısında dahi AB’den erteleme talebi istemeyeceğini tekrarlayan Boris Johnson’ın, gece yarısı Brüksel’e diplomatik postayla iki mektup bir de not ilettiği ortaya çıktı.
Mektuplardan imzasız olanı 31 Ekim şeklinde belirlenmiş Brexit tarihini, 31 Ocak 2020’ye erteleme talebini içeriyor. İmzalı olanıysa, Başbakan Boris Johnson’ın aslında erteleme istemediğini, ancak bunun yasal bir zorunluluktan olduğunu izah eden satırlarla dikkat çekiyor. Mektuplarla birlikte giden ve ilk mektubun ‘yasal zorunluluk’ olduğu bilgisinin altı çizen notta ise İngiltere’nin AB büyükelçisi Tim Barrow’un imzası var.
‘Boris Johnson Şımarık Çocuk Gibi”
Boris Johnson’ın AB’den uzatma talep eden mektubun altına imza atmaması, İngiltere’de Pazar günü siyasi tartışmalara neden oldu.
İşçi Partisin’in önde gelen siyasileri, Başbakan’ı ‘kendisini kanunun üzerinde görmekle’ suçladı ve bu hareketinin mahkemede sonuçlanabileceği uyarısında bulundu.
İşçi Partisi’nin Brexit sözcüsü Keir Starmer, BBC televizyonuna verdiği röportajda, partisinin meclise yeni önergeler sunarak ülkeyi anlaşmasız Brexit’e götürebilecek tüm tuzaklara engel olmaya çalışacağını belirtti.
İngiliz Başbakan’ı çocuk gibi davranmakla eleştiren Starmer, “Mektubu imzalamasına ilişkin yasanın gayet açık olmasına rağmen bu yaptığı, eğer bizi anlaşmasız ayrılığa götürecek olursa o zaman bunun kişisel sorumlusu Boris Johnson olur, dedi.
İmzasız mektubun yargı konusu olabileceğine ilişkin görüşler olmasına rağmen AB tarafı mektubu o haliyle kabul etmiş gibi görünüyor. AB Konsey Başkanı Donald Tusk, mektubu aldıklarını ve diğer AB liderleriyle birlikte değerlendirmeye başladıklarını açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı’nın da konuya ‘gecikme kimsenin çıkarına değil’ şeklinde yaklaştığı belirtiliyor.
Diplomatların tahmininin, uzatma için AB’nin tutumu hemen bir karara varmak yerine Londra’yı izlemeye almak ve gelişmeleri gözlemlemek, şeklinde olduğu haberlere yansıdı.
Muhafazakar Parti’nin önde gelen isimlerinden Michael Gove, Parlamento’nun son hamlesiyle ilgili “AB’nin bu uzatma talebini kabul etmesini garanti edemeyiz” dedi. Gove, Pazar günü bir toplantı düzenleyip bundan sonraki olasılıkları değerlendireceklerini ve anlaşmasız çıkış hazırlıklarını hızlandıracaklarını belirtti.
Johnson, mektup tartışmasına rağmen bu hafta taslakla ilgili yasa teklifleriyle parlamentonun karşısına çıkıp anlaşmayı sonunda geçireceğine inanıyor.