Avrupa'nın gündeminde bu hafta Doğu Akdeniz ve Türkiye var. Avrupa Birliği Savunma Bakanları ve hemen ardından Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, dönem başkanı Almanya'nın ev sahipliğinde Berlin'de toplanacak.
Gayriresmi yapılacak toplantılarda, Türkiye ve AB ilişkileri ile Doğu Akdeniz krizi en ağırlıklı dosyalardan birisi olacak. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, zirve öncesi Türkiye'ye olası bir yaptırımdan kaçınmaya çalıştıkları mesajını vererek, "Benim rolüm ateşe körükle gitmek değil, gerilimi arttırmaktan kaçınmak" dedi.
AB Savunma Bakanları'nın 26-27 Ağustos tarihlerinde yapılacak gayriresmi toplantısına NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de katılacak. Stoltenberg toplantı öncesi Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile de bir araya gelecek. Avrupa ortak savunma ve güvenlik politikalarının tartışılacağı her iki toplantıda da Türkiye, Rusya ve Belarus olmayacak.
Ardından 27-28 Ağustos tarihlerinde Dışişleri Bakanları bir araya gelecek. Geçen hafta video konferans yöntemiyle yapılan AB liderler zirvesinin ardından AB Konsey Başkanı Charles Michel, "AB'nin Yunanistan ve Kıbrıs'a tam destek verdiğini, Türkiye Doğu Akdeniz'deki provokatif adımlardan vazgeçmezse her türlü yaptırım olasılığının masada olacağını, Josep Borrell'in Türkiye'ye uygulanacak yaptırım önerilerini hazırlayacağını" açıklamıştı.
İlgili Haberler “Akdeniz’de Askeri Çözüm Beklemek Akılsızlık Olur”İspanyol El Pais gazetesine söyleşi veren Josep Borrell ise, Türkiye'ye yaptırım uygulanması konusunda bir çalışma hazırlayacağını ancak "bu çalışmada amacının yaptırımdan kaçınmak olduğunu" dile getirdi. Borrell, "Türkiye ile Yunanistan arasında silahlı bir çatışma riski var mı?" sorusuna, "Çok gergin bir durum. Bu yaz yaptığımız Dışişleri Konseyi'nde en çok sözü edilen üç şey, Yunanistan ve Kıbrıs ile dayanışma, gerilimi azaltma ve müzakere oldu. Türkiye ile işler daha da kötüye gidiyor, ilişkiyi yeniden inşa etmemiz gerekiyor ve bu ancak müzakere yoluyla yapılabilir" yanıtını verdi.
Borrell, AB'nin Türkiye'ye yaptırım uygulayıp uygulamayacağı sorusunu da, "Konsey benden bir dizi olası yaptırım sunmamı istedi. Hali hazırda bazı sondaj şirketi yöneticilerine yaptırımlar zaten var. İşler düzelmezse harekete geçmemiz gerekecek ama bundan kaçınmaya çalışıyoruz. Benim buradaki görevim yangına körükle gitmek değil, gerilimi arttırmaktan kaçınmak" şeklinde yanıt verdi.
"Ayaklarınız yere basarken, başınızı göğe uzatamazsınız"
Josep Borrell, El Pais'in "Libya'dan da Suriye’den olduğu gibi göçmen akını olabilir mi?" sorusuna yanıt verirken, Libya tarafından gelen göçmenlerin Libyalılar'dan değil, Sahara bölgesinden geldiğinin altını çizdi. Borrell, "Suriye'de Türkiye ile tartışılan bir göçmen anlaşmamız var. AB mali yardımda bulunuyor, ancak bu parayı Türk hükümetine değil doğrudan 3,7 milyon mülteciye veriyor. Bugün bu kadar sığınmacı kabul eden başka bir ülke yok" dedi.
Borrell, AB içinde Türkiye'ye yapılan mali yardımın eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine de "Bunun alternatifi 3,7 milyon göçmenin Avrupa'ya girişini kabul etmektir. Bu göçmenleri istiyor muyuz? Eğer istemiyorsak alternatif bir çözüm bulunmalı. Politika yapmak, yeteneklerimize göre hedefler belirlememizi gerektirir. Ayaklarınız yere basarken, başınızı gökyüzüne uzatmanın pek bir faydası olmaz" diye konuştu.
"Demografik çöküşümüzü göçle telafi etmeliyiz"
İnsanların göç yolunda ölmesini engellemek için AB'nin ortak bir plan üzerinde anlaşması gerektiğini, ancak bunun başarılamadığını da hatırlatan Borrell, şöyle konuştu:
"Göç, toplumlarda korku uyandırmak için kolayca manipüle edilen bir fenomene dönüştü. Halbuki Avrupa'nın göçe ihtiyacı var. Bazı Avrupa ülkeleri bunu kabul etmek istemiyor, Japonlar gibi uyum sağlamaktansa, yaşlanmayı tercih ediyorlar. Demografik çöküşümüzü göçle telafi etmeliyiz. Gelin olanları olduğu gibi isimlendirelim. Suriye krizi göçmen değil mülteci gönderdi. Tıpkı İspanya iç savaşının mültecileri Fransız sahillerine göndermesi gibi."